Üçüncü Göz Gazetesi: Zafer Bayramında Atatürk’ün Sır Katibi Deli Halit Paşayı Anlamak…

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramının 101. Yıl dönümünü kutluyoruz. Her ne kadar varlığını Atatürk'e borçlu olan Diyanet İşleri yine Gazi Paşayı anmaktan imtina etmişse de halk olarak her daim Gazi Paşamızı ve de Onun Silah Arkadaşlarını minnetle anıyoruz. Lakin, bu süreçte unutulan ya da unutturulmak istenen bir isim daha var ki bu kadar büyük vefasızlığa kayıtsız kalmak mümkün değil. O isim Atatürk'ün Sır Katiplerinden Deli Halit Paşadan başkası değildir.

Kocaeli'nden Mudanya'ya kadar her il ve ilçede Deli Halit Paşa ile ilgili bir mahalle, okul ya da cadde ismi verilmiş olmasına karşın bir tek Orhangazi yerel yönetimi yıllardır inadını ve de vefasızlığını sürdürüyor. 3.Göz Gazetesi yayın hayatına başladığı 2007 yılından beri, şahsımsa 1996 yılından beri sürekli Deli Halit Paşa hakkında yazılar yazmaya, Onu gündeme taşımaya özen gösteriyorum. Bir ara Orhangazi Eski Belediye Başkanı sayın Neşet Çağlayan bir hareket yaptı ve ilçedeki (biz hariç) bazı gazeteci ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle Ankara'da Anıtkabir ve Deli Halit Paşa Mezarına ziyaret düzenlemişlerdi. Sonrasında yeniden sumen altı edildi.

Peki kimdir Deli Halit Paşa; öncelikle kıymetli okurlarımızın daha bı başlığı gördüklerinden itibaren Deli Halit Paşa hakkında araştırma yapacaklarından zerrece şüphemiz yoktur. Lakin merak uyandırması ve de ön bilgi olması açısından bazı bilgiler vermek isterim. Deli Halit Paşa 1883 İstanbul doğumludur. Yani milletin makus talihini değiştiren neslin 1880lilerin kuşağından birisi. Askeri hayatı başarıdan başarıya koşmakla geçmiş. Şehit edildiğinde Fatıma Annemize yaren olası rahmetli anacığına haber gittiğinde "Benim oğlumu arkadan mı vurdular!?" diye sormuş, haber verenler de "Evet de anne sen nereden bildin bunu?" deyince de "Ben hayatta eşime bir kez sırtımı döndüm. Onun içindir ki oğlumu ancak sırtından vurabilirler. Onu önden kimsenin vurmaya gücü yetmez!" diyerek nasıl bir maya ile yoğrulduğunu ortaya koymuştur. Genç yaşından itibaren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte KADİM TÜRK DEVLETİ ve de Oğuz Töresine yemin etmiş olan nesilden olan Deli Halit Paşa, aynı zamanda Atatürk'ün de Sır Katiplerinden biriydi.

Öyle ki Erzurum Kongresi öncesinde delegelerin Atatürk'ün liderliğini kabul etmelerindeki en büyük pay sahibiydi. Bilhassa Trabzon delegeleri Atatürk'ün Kongre Lideri olmasına sert bir şekilde muhalefet ediyorlardı. Onların bu sert muhalefetlerini bastırmak da Deli Halit Paşaya düşmüştü. Denilebilir ki Erzurum Kongresinin başarıya ulaşmasının en büyük payı Deli Halit Paşaya ve de Kazım Karabekir Paşaya aittir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun'a çıktığı andan itibaren itibarsızlaştırılmaya ve de suikastlarla durdurulmaya çalışılmıştı. Erzurum Kongresi öncesinde de Paşa Hazretlerine karşı büyük bir muhalif kesim oluşmuş, Gazi Paşanın liderliğini kabul etmek istemeyen delegasyon ekibi seslerini yükseltmeye başlamışlardı. Deli Halit Paşanın sert tutumu ve de ferasetiyle sorun çözülmüş, Cumhuriyet ve de İstiklalimizin temellerinin atılmış olduğu Erzurum Kongresi milli mücadelenin temel taşı olmuştu.

Kafkas İslam Orduları 3. Fırka Komutanı olan Deli Halit Paşa, Kars, Ardahan ve bölgesinin düşman işgalinden temizlenmesini sağlamış ve de bunun için de soyadı kanunu çıktığında ailesi "KARSIALAN" soyadını tercih etmişlerdi. Trablusgarp savunmasında da büyük başarılara imza atan Deli Halit Paşa, görüldüğü üzere Atatürk'ün hayatında dönüm noktası olan savaşlarda her daim yanında olan nadir komutanlardan biriydi. Trablusgarp'ta daha sonra hayatına mal olacak ve Onu şehit edecek karanlıklar prensi Kel Ali ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Mustafa Kemal Paşa ve Enver Paşanın ortak kararıyla Kafkas Cephesinde görevlendirilmişti.

Büyük Taarruzun Baş Kahramanlarından olan Deli Halit Paşa, kaçan Yunan Ordusunu Kuzeyden sıkıştırarak Mudanya'dan denize dökmesiyle Türk Tarihinin altın sayfalarında yerini almıştır. Pamukova'da 90lı yılların başında vefat eden Milli Mücadele Gazilerimizden Deli Halit Paşanın askeri bir büyüğümüzden birinci ağızdan Deli Halit Paşayı dinleyen amcaoğlu Fuat Aydın "O kutlu Gazimiz Deli Halit Paşayı anlatırken "Yunan ordusu yağmur gibi mermi yağdırıyordu. Siperlerden başımızı kaldırmamız imkansızdı. Halit Paşa orduya emir verdi "Evlatlarım, ben yat deyince yatın, kalkın deyince kalkın!" O mermi yaşarken kalkıyor bizi sipere yatırıyordu. Sonra hücum dediğinde parkasını silkelediğinde mermilerin döküldüğünü görürdük. Ona deli denmesinin nedeni düşmanın üzerine gözü kara olarak atılır bir de namuslu adını verdiği tabancasıyla savaştan kaçan kim olursa onu orada vururdu. Üzerinde manevi bir koruma olduğuna şahidim.." diyerek Deli Halit Paşa hakkında gördüklerini aktarmıştır.

Zaten Büyük Taarruzda güney koldan Yunan Ordusu bozguna uğratılınca düşmanın kuzey kolunun Türk Ordusunu arkadan kuşatma tehlikesi gündeme gelmişti. Gazi Paşamız hemen acil notuyla ordulara Yunan ordularının birleşmelerine engel olunması talimatını verdiğinde gelen haberciler "Paşam Yunan Ordusu deniz kıyılarından kaçmaya başladı!" bilgisini alınca "BU BİZİM DELİNİN İŞİDİR" DİYEREK Deli Halit Paşanın ferasetine olan güvenini ortaya koymuştur. Nitekim Yunan Ordusu Deli Halit Paşanın komutasındaki Türk Ordusunun hışmından kurtulamamış ve de Mudanya'dan denize dökülmüştür.

Ne Oldu Da Halit Paşa Şehit Edildi!?

İşte altın soru budur. Deli Halit Paşa 9 Şubat 1925 yılında TBMM'DE daha Trablusgarp müdafaası döneminden beri araları açık olan Kel Ali tarafından şehit edilmiştir. Öyle ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün etrafını saran bu zehirli Ali'ler 5 gün boyunca sözde uzman doktor getiriyoruz yalanıyla Deli Halit Paşanın şehit olmasını izlemişlerdir. Aynı Kel Ali ve diğer Ali'ler (planlı) İzmir Suikastını bahane ederek Kazım Karabekir Paşa ile de Atatürk'ün arasına duvar ördüler. Yetmedi o ekip Atatürk'ün etrafındaki Töreli Kadim Devlet ekibini tek tek ayıklayarak Atatürk'ü yalnızlaştırma politikasını hayata geçirdiler. Halit Paşa yaşarken Atatürk'e karşı hamle yapamayanlar Halit paşayı şehit ettikten birkaç ay sonra Kazım Karabekir Paşa ve milli mücadele ekibini İzmir Suikastının planlayıcıları arasında göstererek tasfiye etmişlerdir. Bu konuyu ayrıntılı bir şekilde ele alacağız. Lütfen verilen bilgileri araştırın ki çok daha geniş bir bilgi ağına ulaşmış olasınız. Her daim Kadim Türk Devletinin isimsiz neferleri olmaya özen göstereceğiz. Bu Kavga Oğuz Soyu ile Dönme Soyunun Kavgasıdır. Oğuz Soyu Mutlaka Galip Gelecektir. Gölgesinden Korkanlar Günyüzüne Çıkmasınlar.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları