Üçüncü Göz Gazetesi: Kendi İşlerinde Başarısız Olanlar Marmarabirlik’e Sarıyor

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Gariplikler ülkesi olduk çıktık. Kendi görev alanında başarısız olanlar bu başarısızlıklarını gizleyebilmek için başka taraflara sarmasını çok iyi beceriyorlar. Bu birçok alanda böyledir. Mesela ilçedeki bazı meslektaşlarımız belediye ya da AKPnin dolma kalemi olmanın ezikliğiyle mesleklerini icra edememenin tek sorumlusu olarak bizleri görmektedirler. 3.Göz Medyanın başarısı ve de cesur habercilik anlayışını takdir edip guru duyması gereken bu arkadaşlar sıklıkla "İyi de İrfan Aydın gazeteci değil ki!" gazeteci değilsek yaptığımız bu haberleri kim yapıyor. Hadi yazılarımızı biz yazmıyoruz diyelim ya hu O Sansürsüz Canlı Yayınlardaki Adam kim o zaman. Ya da mafyaya kafa tutan, baş eğdiren adam ne iş yapıyor.

Devlet imkanlarını bile fütursuzca kullanmaktan geri durmayanların yaptıkları saldırılara rağmen meslek onurunu koruyan bizler gazetecilik yapmıyoruz da ne yapıyoruz. Elbette ki ne bizim ne de halkımızın böyle bir derdi yok. Hatta bu arkadaşlara hem gülüyorlar hem de her fırsatta bunları bozuyorlar. Ama yine de devam. Tutturmuşlar bir pembe basın kartı muhabbeti. Sanki otoban haricinde mesleklerini icra edemeyecekler onun için pembe karta ihtiyaçları varmış gibi. Oysa ki gazeteci kartla tazeyle uğraşmaz. İşini yapar. Haberini yapar. Gerisi boş laftır.

Biz işimize bakıyoruz. İşini yapamayanlar da arkamızdan kart taze muhabbeti yaparlar. Tıpkı son yıllarda başarıları ve de üye memnuniyetiyle zirveye çıkan Marmarabirlik gibi. Kim ne derse desin görülen köy kılavuz istemiyor. Marmarabirlik son yıllarda hem üyelerinin hem de kamuoyunun takdirini topluyor. Yurtiçinde ve de yurtdışında marka değerinin hakkını bulan Marmarabirlik yönetimini kutluyoruz. Hele hele son zamanlarda evlat acısıyla kıvranmasına karşın Marmarabirlik'in çalışmalarını ve de orada üstlendiği sorumluluğu hiç yere bırakmayan sayın Hidamet Asa Beyefendiyi gönülden kutluyoruz.

Şimdi Marmarabirlik'in başarısının yanında bir de Ziraat Odalarının ne yapıp ne yapmadıklarına bakalım. Öncelikle net bir şekilde çiftçilerimize soralım. Sizce ZİRAAT ODALARI VAR MI VARSA NE İŞ YAPIYORLAR? Hadi bu soruya cevap bulalım. El cevap hiçbir şey… bu çiftçinin cevabı. Oda Başkanları da kendi cevaplarını versinler. Ama ben öyle Hasan Bozbey'e benzemem. Bize verilen cevap ister sözlü isterse de yazılı olsun haber yapılır. Sonrasında yok baskı gördüm, yok öyle demek istemedim gibi saçmalıklarla uğraşmam. Direk yazarım. Son günlerin saçma ve ahmakça tartışma konularının başında malum Ziraat Odası Başkanlarının zeytinle ilgili olarak Marmarabirlik Başkanı Hidamet Asa'yı suçlayıp sonra tükürdüklerini yalamakları oldu. Dahası o başkanların açıklamalarına mal bulmuş mağribi gibi sarılıp sonra da kendi haberlerini yalanlamak için günlerce art arada manşetler atmak zorunda kalan bazı basın kuruluşlarını da unutmamak gerekir. İyi de beyler madem ki böyle bir açıklama yoktu neden Marmarairlik'i karalayıcı o başlıkları kullandınız. Hiç mi utanmadınız. Yokk açıklama doğruysa neden günlerce kendi kendinizi yalanlayan haberler yaptınız.

Bilmeyenler için açık net söyleyeyim ki toplantıda olan bazı kimselere doğrulattığım üzere o başkanlar benzer açıklamayı yapmışlar. Fakat sonrasında ne olmuşsa akılları başlarından gitmiş! Pardon akılları başlarına gelmiş! Sonrası malum. Haberi yapan gazeteler günlerce kendilerini yalanlamak zorunda kalmışlar. Ne aciz bir durum. İşte 3.Göz Medya farkı burada. Biz o açıklamalara yer vermiş olsaydık da sonrasında bu oda başkanları "Biz öyle demedik lütfen haberi düzeltin" diye bizi arasalardı haber aynen şöyle düzeltilirdi; "Orhangazi Ziraat Odasındaki Oda Başkanları Toplantısı sonrası basına servis edilen haber yayınlandığı gibi doğru haberdir. Lakin bazı oda başkanları şimdi kendilerini yalanlamak istiyorlar. Biz de onların kendilerini yalanlayan haberlerine olduğu gibi yer veriyoruz" işte habercilik böyle yapılır. Üç kuruş reklam karşılığında kurumunuzu yalancı durumuna düşürmezsiniz. Yazık. Dahası Marmarabirlik gibi başarılı bir kuruma kara çalmak isteyenlere de müsamaha göstermemiş olurdunuz. Boşuna demiyoruz FARK VARRR. ONLARLA BİZİM ARAMIZDA KOCAMAN BİR FARK VAR.." Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Dincer Dimrit Beyi de tebrik ediyorum. Toplantıda söylediklerinin arkasında durduğu, tükürdüğünü yalamadığı için. Onunla da diğer oda başkanları arasında fark var… ne diyelim gören göz varken kılavuz gerekmiyor. Bu olay umarım meslektaşlarımıza da iyi bir ders olur. Üç kuruşluk ilan için itibarlarını yerle bir etmezler umarım.

Ah Yalova Sana Ne Oldu Böyle!

Atatürk'ün Kenti olan Yalova, Doğal Güzelliklerin, sağlığın, huzurun merkezi Yalovam. Sana ne oldu böyle. Mafyacık oyunları olimpiyatları sanki sende düzenleniyor! Basının bir dert, siyasetçin bir dert, yöneticilerin ayrı birer dert. Yeni Vali Hanımefendi umarım Yalova'yı yeniden Yalova yapar. Daha önce de yazdık Siirt Çetesi diyorlar.. adliye ve emniyet onların kontrolünde diyorlar… Yalova siyasetini de onlar yönlendiriyor diyorlar… daha çok şey diyorlar da benim umurumda olmaz onların etki alanları. Ezer geçeriz. Yalova Atatürk'ün Kentidir ve de öyle de kalacaktır. Bunu değiştirmeye kalkanlar öncelikle bizi karşılarında bulurlar. Yok senet çetesi, yok belediye çetesi, yok yemci, yok yerci.. bize sökmez. Gözümüz Yalova'nın üzerinde. Biz işimizi yapıyoruz herkes işine baksın. Cumhuriyetimizin 100. Yılında hala daha şıh, şeyh, çete, mafya vs. konuşuyorsak bizim eksikliğimiz. Gereğini yapmayanlar hakkında da gereği yapılacaktır. Vesselam.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları