Üçüncü Göz Gazetesi: Soylu’nun SOYTARISI da Çocuk Por..cusu Çıkmış!

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

"Türk-Oğuz beğleri, milletim, işitin! Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir… Ey Türk! Titre ve kendine dön!…" (Bilge Kağan – Göktürk Kitâbeleri)

Şimdi Allah aşkına sorarım size Oğuz Töresine savaş açmış, Oğuz Soyunu yok etmek isteyen soysuzlara daha ne kadar sessiz kalacaksınız! Töre, devletten de devlet başkanından da önde gelir. Töre ayaktaysa adalet ayaktadır ve de Millet benliğini koruyor demektir. Türk Töresinin en önemli kurallarından birisi de çocukların huzur ve güveninin sağlanmasıdır. Adı üstünde çocuk. Çocuk savaşçı olmaz, çocuk işçi olmaz, çocuk katil olmaz, çocuk aç bırakılmaz, çocuk…

Çocuk ve kadınlara öncelik vermeyen toplumların ayakta kalmaları mümkün değildir. Kalsalar bile pislikten öteye gidemezler. Türk Toplumunun en önemli kilo metre taşları çocuklar ve kadınlardır. Dahası Oğuz Töresinde doğa ile barışık olmak, doğayı kirletmemek temel kuraldır. Erkek istediği kadın ile evlenemez. Kadın istediği erkekle evlendirilir. Kadim Oğuz Töresi der ki "Bir kadını Kağan bile istese, O ancak istediği ile evlendirilir" bu kadar net kuralları olan Töreden ne zaman koptuk ki kadın cinayetleri, çocuk gelinler!, zorla evlendirilen kızlarımız ve dahası bedenleri kirletilen kızlı erkekli çocuklarımız konuşulur olmuş.

Bu ülkede İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemi siyasi tarihimizin en karanlık ve de en talihsiz dönemi haline çeviren Süleyman Soylu, milyonlarca izleyicinin önünde açık oturumda çocuk po..sunu meşru görmek bir yana Türk Milletini de bu pisliğin bir parçası gibi göstereli yıllar oldu! Fakat bakan efendinin etrafındaki çeteler ve suç örgütlerinden korkan iradesizler sayesinde bugüne kadar 3.Göz Medya ve şahsım haricinde bu iğrençliğe tepki gösteren olmadı! Ne kadar acı bir olay!

Bir bakan çıkıyor ve "Ne olmuş Sedat Peker'in videolarını milyonlarca insan izlemişse. Milyonlarca insan çocuk po..nosu da izliyor ne olmuş yani!.." diyerek bu iğrenç fiilin meşru, normal, hayatın olağan akışı içindeki bir olgu..gibi göstermiştir. Kendisine bundan dolayı dava açtığımdan beri soylunun avukatlık bürosu çalışanları gibi hareket eden bazı adliye görevlilerince dava manyağı haline getirildi. Süleyman Soylu ile ilgili açtığım dava "DOKUNULMAZLIK ZIRHIna" takılmış olsa da adaletin tesisi için can pahasına mücadele etmeye devam edeceğim. Suç sabit olmasına rağmen bunu yazmak bile suç sayılıyor. Neymiş efendim "KAMU GÖREVLİSİNE HAKARET!" sevsinler onların kamu görevlisini de suçlarını da.. "BEYLER BAYANLAR! ÇOCUĞUN PO.NOSU OLMAZ!" Allah aşkına kendinize gelin lütfen. Bunun telafuz edilmesi bile iğrenç bir durumdur.

Soylu'nun çocuk konusundaki bu ahlak ve hukuk dışı tavrı meğerse sistemli bir hale gelmiş. Yeni İçişleri Bakanımız sayın Ali Yerlikaya'nın tam bir devlet adamı edasıyla görevini yapması sonucu Suç Örgütlerine yönelik operasyonların ardı arkası kesilmiyor. En son Ankara'da yapılan operasyonda Süleyman Sıoylu'nun gölgesini kullanarak her türlü kanunsuz işi tereyağından kıl çeker gibi rahatlıkla yaptığı iddia edilen Kaplan grubun elemanlarından birinin Çocuk Po.nocusu olduğu ortaya çıktı. Hürriyet Gazetesinin haberine göre ilgili şahıs cep telefonunda çocuk cinsel istismarı ile ilgili görseller barındırdığı gerekçesiyle tutuklanmış. ŞAŞIRDIK MI!? Tabiî ki HAYIR. Dönemin İçişleri Bakanı Çocuk po.nosunu meşru gösterirse, onun gölgesinde kök salan mafya bozuntuları da bu iğrenç olayın bir parçası olmaktan geri durmazlar.

Soylu'yu işgal ettiği makamından dolayı güçlü zanneden zavallı basın mensupları da ünlü düşünür Freidrich Nietzche'in tabiriyle metres olmaktan öteye gidemediler. Ne diyordu ünlü düşünür "Hukuk iktidarın fahişesi, basında metresi olursa, devleti pe… yönetir". ÇOK ŞÜKÜR İŞLEYİŞİ AKSAK OLSA DA BU ÜLKEDE HALA DAHA HUKUK VAR. Yani hukuk henüz iktidarın fai.si olmadı fakat basının büyük bir kısmı güç sahiplerine gönüllü metreslik yaptığı için bu tür sorunların üzerine gidenler yalnız bırakılıyor. Bundan dolayıdır ki millet Süleyman Soylu'nun zulmüne karşı Reis Sedat Peker'den medet umar hale gelmişti. Sayın Peker'in toplumun her kesiminde bu kadar büyük kabul görmesinin arkasında yatan etken de budur. Toplumda korku imparatorluğu oluşturmuşlar. Soylu ve onun gölgesinde büyüyen çetelere dokunan yanıyordu. Bu baskı ortamına ilk çomağı sokan biz olduk. Sayın Peker'in NİSAN ANLAŞMASI diye kamuoyuna duyurduğu olayı sayın Peker'den üç ay önce biz ifşa etmiştik. Sonrasında sayın Peker'i de Soylu ve onun gölgesinde büyüyen çeteler konusunda ikna ettikten sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi. Sülüüüü… biz bu uğurda çok bedel ödedik, hala da ödüyoruz. Fakat Kadim Devlet anlayışı sayesinde geldiğimiz aşama bellidir. Burada bir hakkın iade edilmesi gerekir ki o da sayın Sedat Peker'in ortaya koyduğu duruştur. Sayın Peker sayesinde millet bu çetelere karşı biraz olsun nefes aldı. Şimdi de sayın İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya ve ekibinin devlet aklıyla yaptıkları çalışmalar neticesinde sokaklar bu pisliklerden temizleniyor. Lütfen KORKMAYIN. Mafya korkudan beslenir. Onun için Korkmuyoruz. Kimse devletten ve de hukuktan üstün değildir. Adalet herkes için adalet diyoruz. Metres olma aşkıyla yanan basın mensuplarına da diyoruz ki "Bin yıl onursuz yaşamaktansa, bir saniye yaşayıp onurumdan zerrece taviz vermem" gelişmeleri İrfan Aydın Youtube Kanalımızdan takip edebilirsiniz.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları