Üçüncü Göz Gazetesi: Basın görevini yüzde on yapsa sorunlar yüzde doksan çözülür

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Maalesef ülkemizde kurumlar asli görevlerini layıkıyla yapmazlarken üzerlerine vazife olmayan birçok alanda söz sahibi olmanın gayreti içine girmiş durumdadırlar. Kimi kahve köşelerinde hükümet yıkıp hükümet kurar, kimi üyesi dahi olmadığı partinin genel başkanını değiştirme derdine düşer, kimi kendini fetva makamında, kimi de askeri yapının başında görür ya da gösterir.

Bunlara ilaveden bir de sırca köşklerinden fakir edebiyatı yapanları, sansürün alasını uyguladığı halde sansüre karşı görünenleri, soygunda ölçü tanımadığı halde ahlak dersi vermeye çalışanları vs da eklemek gerekir. Misalleri çoğaltmak mümkün. Her Ramazan ayında oruç tutmadığı halde oruç uzmanı kesilenlere zaten alıştık. Fakat esas sorun medya mensuplarında. İki yayına çıkanın gazeteci diye adlandırıldığı, ya da eline verilen pembe karttan başka gazetecilik adına mahareti olmayanların ki o kartı almak için de birçoğunun yolu patronun otel odasından geçiyor…

Böylesi ölçüsüz bir yapıdan sorumluluk beklemenin hayal olduğunu bizler biliyoruz da bilmeyenler için bir kez daha hatırlatma yapmak istedik. Evet, her fırsatta söylediğimiz sözü yine tekrar ediyoruz. "Basın, Görevini Yüzde On Yapsa, Sorunlar Yüzde Doksan Çözülür" bu kadar açık ve net bir durum. Yerelden genele basın mensuplarından beklenen önce ahlak ve de azıcık insaf. Zengin ya da makam! sahibi birinin adli işi olsa haber yapılmazken, garibanın başı dala çarpsa dal kırdı diye manşet olduğu bir dünyada karanlıkta iğne arıyoruz.

Şehir merkezinde silahlar konuşur haber olmaz. Dolandırıcılıkta zirve işler olur haber olmaz, uyuşturucu konusunda zaten sınıfta kalmışlar. Mafyatik haberlerin yanından bile geçmezler. Kamu görevlisi yanlış yapsa haber değeri taşımaz! Hele hele iktidar partisi aleyhinde yapılan açıklamaların hiç birinin haber değeri olmasının imkanı bulunmaz. Mazot parasına körü badem gözlü yaparlar. Fakat suya sabuna dokunan haberleri es geçerler. Sonra da en iyi gazeteci biziz. Bizden başkasını basın toplantılarınıza davet ederseniz haberlerinizi ajanslara geçmeyiz. Diye siyasi parti temsilcileri ve kurumları tehdit ederler. Bunlara boyun eğenler de adamız diye toplumun içine çıkarlar. Şimdi daha ne diyelim.

Kim ne istiyorsa onu buluyor. 3.Göz Medyanın değişmez ve taviz verilmez ilkeleri bellidir. 1) Cevap ve Düzeltme Hakkına Riayet Edilecek 2) Sansürün Her Türlüsüne Karşı Olunacak 3) Kimsenin Tetikçiliği Yapılmayacak

Bu üç altın kurala uyan her gazeteciyle her medya kuruluşuyla ortak projelerde yerimizi alırız. Fakat bu üç kurala uymayanları da gazeteci kabul etmez, medyadan görmeyiz. Bunlar olsa olsa yalaş, yandaş ve tetikçi gazeteciler olurlar. Bunlara kim ne kadar yem verirse o kadar da talimat verir. Yerelden genele durum bundan ibarettir. Oysaki basın görevini yüzde on bile yapsa sorunlar yüzde doksan çözülür. Onun içindir ki halk basını, basın siyasetçileri, siyasetçiler de ülke yönetimini düzeltir. Basını düzeltme görevi sizlerindir. Tepkinizi koymasını bilirseniz ya da gerçekten görevini yaptığına kanaat getirdiğiniz basın kuruluşlarına destek olursanız zaten sorunlar kendiliğinden düzelmeye başlar.

Uyuşturucu İle Mücadelede Kadın Dayanışması Çok Önemlidir

İlçemizin ve de ülkemizin başındaki en önemli sorunlardan biri de maalesef uyuşturucu belasıdır. Gerçi, uyuşturucu her türlü belanın da ana merkezinde yer alıyor. Terörü finanse etmek için de uyuşturucu devreye giriyor, terör olaylarında kullanmak için eleman temininde de uyuşturucu devreye giriyor. Hatta iktidar olmak, iktidarda kalmak için bile uyuşturucu ticareti maalesef kullanılıyor. Geçen haftaki yazımızda uyuşturucunun neden bu kadar hızlı yaygınlaştırıldığına vurgu yapmıştık. Kimsenin cesaret edip söyleyemediği fakat aslında bu konularda azıcık ilgili olan herkesin bildiği hakikatleri size aktarmıştım. Bu beladan kurtulmak için önce anlayış değişikliğine gidilmesi gerekir. Bilinçli bir toplumda sorunların çözümü de daha kolay olur. Onun içindir ki toplumsal bilincin artırılması için Kadın Dayanışmasının da artırılması gerekmektedir. Toplumsal olaylarda siyasi kimlikler rafa kaldırılıp kadın hassasiyeti, anne şefkatiyle sorunlar ele alınmalıdır. Unutmamalıyız ki evlerimizde annelerin sözleri çok daha tesirlidir. Anne sözü, anne sitem,, anne darılması, anne sevgisi..tüm değerlerin üzerinde bir etkiye sahiptir. Gelin Orhangazi'den bir çoban ateşi yakalım. Kadın Dayanışması ile toplumsal sorunlara çözüm için bir hareket başlatılsın. 3.Göz Medya ekibi olarak bizler bu tür çalışmalara her zaman gönüllülük esasına göre tam destek veririz. Son günlerde İYİ Parti, Gelecek Partisi ve CHP Kadın Kolları arasındaki Kadın Dayanışmasını bir adım daha ileri taşıyalım. Siyaset dışında da kadınlar sorunlara el atsınlar. Uyuşturucu ile mücadelede de bu yöntem en etkili yöntemdir. Lütfen bu çağrımıza duyarsız kalmayınız. Unutmayınız ki tarih, her zaman öncüleri yazar.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları