Üçüncü Göz Gazetesi: Siyasete Yaranmak İçin Yapılan Tutuklamalar Ülkenin Huzurunu Bozuyor!

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Evet, makalemizin başlığını atmayı düşünmek bile birçoklarının uykularını kaçırdığını biliyorum. Toplumu hakikatin ta kendisi olan bu meseleyi düşünmekten bile korkar bir hale getirdiler. Oysa ki bilhassa son yıllarda adliyelerde bunun çokça örneklerini görüyoruz.

Hukuk ayaklar altına alınıyor, vicdanlar rafa kaldırılıyor, talimatlarla soruşturma ve iddianameler düzenleniyor, mütalaalar hazırlanıyor. Oysaki talimatı Cumhuriyet Savcılığı verir, Cumhuriyet Savcısına talimat verilemez!

En azından bizim hukuk sistemimizin temelini bu anlayış oluşturuyor. Adı üstünde Cumhuriyet Savcısı. Peki, bugün bilhassa 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında görev başı yapan savcılarımızın ne kadarı Cumhuriyet Savcısı tabirinin manasını biliyor!

Makaleyi yazarken kelime eksikliği olmasın diye araştırırken Usta Kalem Güneri Civaoğlu'nun yazısına denk geldim. Bir sonraki sayfada o yazının tamamına yer verdik. Fakat şimdi bizim yazıyla ilgili kısmını sizlere aktarmak istiyorum.

Hukuk devrimi sürecinde yeni yasalar çıkarılırken bu çalışmanın başında dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt vardı.

Taslaklarda "savcılar" için "cumhuriyet savcısı" ifadesinin yer alması dikkat çekti.

Tepki de gösterildi.

"Neden büyükelçi, müsteşar, vali, emniyet müdürü, yargıç için -cumhuriyet- sıfatı yok da sadece savcılar için olacak?"

Bu tartışmalar Atatürk'ün huzuruna da taşınır.

Atatürk, Adalet Bakanı Bozkurt'tan "izah etmesini" ister.

Bozkurt bütün zamanlara ışık olacak açıklamasını yapar:

"Devletin her kademesinde olanlar yanlış yapabilirler. Hukuk dışına çıkabilirler. Onlara millet, devlet ve ikisini de kucaklayan cumhuriyet adına hesap soracak olan savcılardır. Onun içindir ki sadece savcılar için -cumhuriyet savcısı- denilmelidir."

Atatürk bu izahtan memnun kalır.

Onayını 3 kelimeyle ifade eder:

"Devam et Bozkurt..."

Görüldüğü üzere Cumhuriyet Savcısı tabirinin kullanılma nedeni budur. Yoksa sıradan savcı derdik. Fakat ne acıdır ki 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası adliyeler ve de yargı sistemimiz FETÖ yapılanmasından temizleniyor gerekçesiyle birçok Kripto hakim ve savcı yerlerinde kaldığı gibi yeni alınan savcıların da ne kadarı HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE ÖNCELİK VERİYOR! Tartışılır. Elbette ki görevinin ehli, meslek onurunu her şeyin üstünde tutan Hakim ve Savcılarımıza sonsuz selam ve hürmet olsun. Konumuz Cumhuriyetin değil de güç odaklarının, siyasetin, mafyanın vs savcıları…

Sakın bana" mafyanın savcısı mı olur!" demeyin. Adana olayı hala sıcaklığını koruyor. Uyuşturucu baronu savcı! ve daha niceleri. Yargıdaki en büyük sorun Cumhuriyet Savcısı olması gerektiği halde sadece savcı olan ya da birilerinin savcısı olan meslek çürüklerine verilen geniş yetkiler nedeniyle hakimlerin bile üstünde karar mercii haline getirilmeleridir. Bu uygulamadan bir an önce dönülmez ve yargıya gerekli müdahale yapılmazsa ülke 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNDEN ÇOK DAHA BÜYÜK FELAKETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPAR! Allah milletimizi korusun.

Siyasi taleplerle tutuklamalar yurt genelinde arttı. Hiçbir hukuki altyapısı olmayan kararlarla sadece binlerce insan haksızlığa uğruyor. Buna karşın devleti soyanlara, mafya bozuntularına, tefecilere, rant peşinde koşanlara, kamuyu çalanlara vs. siz şikayet dilekçesi, verseniz bile işlem yapacak Cumhuriyet Savcısı bulmakta zorlanıyorsunuz.

Kimse kusura bakmasın birçok olayla bizatihi ben karşılaştım. Tek bir misal vereyim gerisini insaf ehli araştırsın. Ya da Kadim Devlet Erkanı gereğini yapsın. Orhangazi Belediyesi son 10 yolda 600 Milyon TL'den çok dolandırıldı. Açık belgeli. Orhangazi Adliyesinde görevli Savcılarımızın da bilgisi dahilinde! Ben bu yolsuzlukların üzerine gidiyorum diye yüzlerce hukuksuz davaya maruz kaldım. Ama BELGELERİYLE İTİRAZ EDİLMESİ İMKANSIZ BİR HALDE Cumhuriyet Savcılarının yapması gereken araştırmayı yapıp yargılama aşamasına getirdiğim dosyayı Orhangazi Adliyesine Teslim Ettim. Hem de 2017 yılındaki olayı, darbe girişimi sonrası. FETÖ'ya Orhangazi Belediyesinin 100 Milyon TL'den fazla bir rant sağladığını belgeleriyle Cumhuriyet Savcılığına teslim ettim. Savcı Bey haklı olarak uyardı "İrfan Bey, biliyorsunuz dimi bu dosya İçişleri Bakanı izin vermeden açılmaz!" o zaman İçişleri Bakanı SÜLEYMAN SOYLU olduğu için yolsuzluk araştırılmasına Soylu'nun izin vermeyeceğini ben de adım gibi biliyordum. Savcı Beye haddim olmayarak bir hatırlatmada bulundum. Lütfen bu yazdıklarımı ilgili müfettişler ve de gerçek Cumhuriyet Savcıları araştırsın. Yalanım varsa da bana dava açsınlar. Çok yoruldum ama asla yılmayacağım. Evet, dönelim konumuza. Savcı beye haddim olmayarak şunu söyledim. "Sayın Savcım, ben de biliyorum ki Soylu, idari soruşturma izni vermez! Lakin bu dosya TERÖRE DESTEK MAHİYETİ İÇERMEKTEDİR. Dolayısıyla da terörü ilgilendiren dosyalarda Cumhuriyet Savcılığının izin almasına gerek yoktur. Lütfen dosyayı TERÖRE DESTEK maddesinden de ele alın." Bunun üzerine Cumhuriyet Savcısı olduğundan zerrece şüphem olmadığı Savcı Bey "Haklısınız İrfan Bey, bu yönden de işlem yaparsak Bursa Terörle Mücadele İçişlerinden izin almaksızın dosyayı inceler" dedi.

Sonra ne mi oldu! Dönemin Başsavcısı Muammer Çoban, bu dosyanın terör yönünden ele alınmasına müsaade etmedi. Daha birçok dosyada olduğu gibi ilçedeki yolsuzluk dosyaları sumen altı edildi. Süleyman efendi de zaten soruşturma izni vermedi! Ben de yeniden itiraz ederek dosyayı Danıştay'a gönderdim. Tabi bu olay sonrasında Orhangazi Adliyesinde yaşadığım hukuk cinayetleri ve zulmü burada anlatacak değilim. Çok şükür Süleyman gitti, hakkımda yapılan yıllık ortalama 350 şikayet son buldu. Başsavcı Cizre'ye gönderildi. Yeni gelen Başsavcımızın Cumhuriyet Savcısı olması hasebiyle de bir yıldır biraz nefes almaya başladık. Hadi buradan yakın şimdi. Ezber konuşmuyoruz. Yapşayarak bilinçli konuşuyoruz. Türkiye genelinde FETÖ savcılarını temizliyoruz gerekçesiyle binlerce Süleyman savcısının yetkili olarak görev başında olduğunu unutmayalım. Onlar da bilsinler ki nasıl ki FETÖ Savcılarına 2010 ile 2015 yılları arasında "Bu makamlar size bol geliyor ama az kaldı bir gün makamınızdan gerçek Cumhuriyet Savcıklarının talimatıyla alınacaksınız" diyorsam, şimdi de Süleyman! Savcılarına diyorum "SONUNUZ YAKINDIR! Cumhuriyet Savcısı talimat almaz, talimat verir."

Şimdi bu yazıdan dolayı ister bize soruşturma açılsın, isterlerse de gereğini yaparak bu yazıyı ön uyarı görüp devletin ilgili görevlileri harekete geçsin. Fakat geç kalınırsa toplumsal huzursuzluk zirveye çıkar ki bu da felaket olur. "Devletin Dini Adalettir" diyen Hz. Ali'ye selam olsun.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları