Üçüncü Göz Gazetesi: Kapıkulu Olmayı Marifet Zannedenler 10 Ocak Özgürlük Ruhunu Anlayamazlar

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Şüphe yok ki özgür toplum için özgür basın ve de bağımsız yargı olmazsa olmazların başında yer alır. Basın özgür değilse yargı da siyasallaşır, yöneticiler de zalimleşir.

Şöyle misal verelim. Çok iyi bir aracınız var, gaza bastınız mı uçuyor. Eğer o araçta fren sistemi iyi değilse kaza yapmanız olağan bir durumdur. Mutlak suretle bir yerlere çarparsınız. Şansınız varsa yaralı olarak kurtulursunuz ki bu da aracınızın güvenli olmasıyla ilgilidir. Oysaki o araçta fren sistemi iyi olursa ne kadar hızlı giderseniz gidin geride bir güvenceniz olur. Hatta iyi otomobil markaları araçta önce fren sistemlerinin güvenliğine önem verirler. İşte basın o iyi marka aracınızın fren sistemi gibidir. Fren yoksa kaza kaçınılmaz olur.

Siz çok iyi bir ülke, güçlü bir ülke yönetiyor olabilirsiniz. Fakat sizi eleştirecek, toplumun hassasiyetlerini size duyuracak bir basın anlayışı yoksa kötü yaptığınız şeyler bile bir süre sonra size iyi gibi gösterilmeye çalışılır. Etrafınızı dalkavuklar sarar ve de yanlışı size doğru diye gösterirler. Oysaki özgür ve de cesur basın varsa size yerine göre fren yapar ve sağlıklı bir yönetime kavuşursunuz. Akıllı siyasetçiler basınla kavga etmek yerine basınla uyumlu çalışmayı tercih ederler.

Maalesef son dönemlerde bilhassa GÜÇ ODAKLARINA yaranmak isteyen bazı kesimler basını tahakküm altına almak için ellerinden geleni yapıyorlar. Özgür ve cesur basın anlayışı yerine KAPIKULU BASIN anlayışını yerleştirmeye çalışıyorlar. Siyaset marifetiyle Hakim ve Savcı olmuş binlerce adli görevli sayesinde de bu korku ve yıldırma operasyonunu başarıyla yürütüyorlar. En ufak bir eleştiriye tahammülü olmayanların ağızlarından her gün salya sümük ağır hakaretler dökülüyor ama onlara dokunmak imkânsız. Bırakın dokunmayı eleştirmek bile mümkün değil. Böyle bir anlayışın ülkeye vereceği hiçbir fayda olamaz.

Peki, KAPIKULU BASINI olmayı tercih eden meslektaşlarımıza ne demeli. Bindikleri dalı kesiyorlar farkında değiller. Saraylara soytarı olmak değildir gazetecilik. Ya da işgal kuvvetlerine güzelleme yapmak da değildir.

Neden Kurtuluş Savaşında İstanbul basınının büyük bir bölümüne MÜTAREKE BASINI diyoruz! Çünkü özgürlük mücadelesinin yanında olmak yerine işgal kuvvetlerinin tetikçiliğini yapmayı tercih ettiler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Milli Mücadele Kahramanlarını hain, hainleri de kahraman gösterdiler.

Maalesef yerelden genele ülke basınının büyük bir kısmının da düştüğü durum bundan ibarettir. Çetelere, mafya bozuntularına, siyasi yelpazeye teslim olmuş, dahası KAPIKULU olmuş bir basın anlayışı ile toplum ileri gitmez, bilakis felakete sürüklenir.

İşte onun içindir ki KAPIKULU OLMAYI MARİFET ZANNEDENLER 10 OCAK ÖZGÜRLÜK RUHUNU ANLAYAMAZLAR diyoruz. Çünkü 10 Ocak, bas8ın özgürlüğünün ve de halkın haber alma özgürlüğünün nişanesidir. Gazete patronlarının grev kararına karşın halkın haber alma özgürlüğünü seçen basın emekçilerinin gazete çıkararak patronların diktasına son verdikleri gündür 10 Ocak.

İşte bu yüzdendir ki her yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü 3.Göz Medya Ailesinde farklı kutlanır. Bu yıl da gelenek bozulmadı. Emekçilerimiz ve aileleriyle birlikte gönüldaşlerimizın bir kısmını Saray Düğün Salonlarında etkinlikte ağırlamanın onurunu yaşadık. O kadar hoş ve de huzurlu bir gece geçirdik ki katılan herkes geceden mutlu ve huzurlu ayrıldı. Rahmetli amcam Hasan Aydın'ın biricik emaneti yengem Şaziye Tiftik(MÜDÜR) 80 yaşında olmasına rağmen sahnede bizi onure etti. Yetmedi sanatçımıza da gereğini yaptı. Eğitimciliği zirveye çıkaran Gülbeycan Ailesinden tutun da Gelirken de bir dünya ikramlık getiren Belkıs Kalkan, Hatice Erden, Çiğköftem Veysel Üstün, Aroma Su Bayii Murat Öztürk, Karalahana Çorbası Saray Dinlenme Tesisleri Hayri ve Yusuf Kurt, Saray Düğün Salonları, Yardımcı Personel Desteği için Görkem Çetin'e, Geceye katkılarından dolayı Belediye Meclis Üyesi ve Bakış Çiçekçilik Bülent Bakış, Orhangazi Emlak Oğuz İnceçam, Ev sahipliği için Saray Düğün Salonları ve personeline, Esma Kara, Gülten Çevik, Nimet Ercan ve Kadriye Değirmen teyzemin gece için özel sardığı kara lahana dolmasına Hanımefendiye kadar herkes çok özeldi. Geceyle ilgili ayrıntılı haberi gazetemizin sayfalarından takip edebilirsiniz. Ayrıca sosyal medya hesaplarımızdan canlı olarak yayınlandı. Biz işimizi yapıyoruz. Varsın birçok meslektaşımız ulüfe sofralarında meze olmayı tercih etsin bizler özgür basının temsilcisi olmaya özenle devam edeceğiz. Toplumu korkutmaya çalışıyorlar. Fakat korkmuyoruz ve de korkmayacağız. Hep birlikte bu karanlık günleri aydınlığa çıkaracağız. Sizler de desteğinizi eksik etmeyiniz ki aydınlık yakın olsun. Her zaman dediğimiz gibi GÖLGESİNDEN KORKANLAR GÜN YÜZÜNE ÇIKMASINLAR.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları