Üçüncü Göz Gazetesi: Bu Kavga Oğuz Soyu ile Dönme Soyunun Kavgasıdır

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Ülkemizde neler oluyor, nedir bu kavgalar, huzursuzluklar vs diye yüksek sesle düşünüyorum. Sonrasında dünya tarihine bakınca bugün yaşananların geçmişe göre gayet masumane olaylar olduğunu görüyorum. İnsanlık tarihi boyunca kavgalar bitmedi, yakın zamana kadar da bitecek gibi görünmüyor. İyi de bu kavgaların nedeni nedir, kökü, kökeni nereye dayanıyor? Diye sorsak bize göre cevabı açık ve nettir. BU KAVGA OĞUZ SOYU İLE DÖNME SOYUNUN KAVGASIDIR deriz.,

Temeli Habil ile Kabil'e dayanıyor. Habil, kökü, kökeni ve de adaleti temsil ederken, Kabil de dönme soyunun atasını temsil eder. Nitekim insanlık Nuh aleyhisselam ile yeni bir evreye girince kısmen temizlik olmuştu lakin dönme soyu adı üstünde dönme olunca yine sorunlar baş gösterdi. Atamız Oğuz Kağan ile insanlık tarihi yeniden dizayn edilmiş, Töre'ye uyanlara Oğuz Soyu, Töreden ayrılanlara da dönme soyu denmiştir. Töre, kâinattaki düzen ve nizamı korumayı, adaletten zerrece ayrılmamayı, zulme boyun eğmemeyi gerektirirken, dönme soyunun hiçbir değere saygısı yoktur. Onun içindir ki binlerce yıldan beri Oğuz Soyu ile dönme soyu arasında her zaman kavga vardır, her zaman mücadele vardır. Oğuz Kağan Atamız "Töre, Tengri buyruğudur. Töreye uyan Türk'tür" diyerek Türk olmanın ırkı bağdan ziyade Töre'ye uymakla ilgili olduğunu kesin çizgilerle ortaya koymuştur.

Şimdi gelelim içimizdeki dönme soyuna. Onların tek dertleri kargaşa çıkarmaktır. Düzeni bozmak, adaleti yok saymak ve de insanları köleleştirmektir. Türk Töresine göre savaş, ya savunma amaçlıdır, ya da nizam amaçlıdır. Bunun haricindeki savaşlar katliamdır. Düzeni korumak için de ordunun ve de milletin güçlü olması gerekmektedir. Adı üstünde Milli Savunma Sanayimiz bunun için çok önemlidir. Güçlü ORDU, Güçlü Millet. Güçlü ordu için de güçlü bir milli harp sanayi gerekmektedir. Ülkemizde milli harp sanayi ve milli savunma sanayisine yatırım yapan birçok firma vardır. Hepsini de takdirle anıyoruz. Bilhassa Sayın Selçuk Bayraktar ile gündeme gelen Bayraktar Grup, bu alanda dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku salacak kadar başarılı olmuştur. Oğuz Soyu bu başarıdan gurur duyarken dönme soyu düşmanlığını gizleyememektedir. Tıpkı Anayasamızdan Türklük, üniter yapı gibi hayati önemi olan maddeleri kaldıracağını, SİHA ve TİHAlara savaş açacağını, Selçuk Bayraktar ve ekibine dokunacağını aleni bir şekilde söyleyen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gibi. Gördüğünüz gibi kavganın nedeni de belli kökeni de. Ali Babacan, İngiliz Kraliyet Ailesine bağlılığını nişan ile tescillemiş, kökü de özü de dışarıda olan bir siyasetçi. Zaten Bilderberg toplantılarının vazgeçilmez ismi olmasıyla da bu yönünü saklamayan bir zat. Şimdi Babacan ve onun gibi Oğuz Soyuna düşmanlık besleyenlerin sayılarının fazlalığı bizi yıldıracak değildir. Unutulmamalıdır ki zifiri karanlık bir mağarada on binlerce yarasa olsa da elinde tek bir fener olan bir yiğit tüm yarasaları kaçırmaya muktedir olur. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi. Gazi Paşamız zamanında bırakın ülkenin yarasalarla dolu olmasını işgal edilmemiş bir karış toprağımız kalmamıştı. Fakat Onun ışığı milletin yol göstericisi oldu ve bugün tüm dünyanın hayranlıkla baktığı Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu.

Yeniden içimizdeki dönme soyu ülkeyi karıştırmak, kaos ortamı hazırlayıp ülkede söz sahibi olmak istemeleri gayet normaldir. Dedik ya bu kavga Oğuz Soyu ile dönme soyunun kavgasıdır ve de Oğuz Soyu mutlak suretle galip gelecektir. Buna ne Babacan, ne onun emir komuta merkezleri ne de dönme soyu engel olabilecektir. Elbette ki Süleyman Soylu'nun hukuksuz ve de zalimce uygulamaları da dönme soyunun faaliyetlerine gübre oluyor, onlara zemin hazırlıyor lakin ne soylu geçinenler ne de soysuzlar milletimizin huzurunu daha fazla kaçıramayacaklar.

Millet olarak zulme bulaşmış, katilleri savunan, rant, rüşvet ve yolsuzluklara sessiz kalan Cumhur İttifakına da üniter yapıyı, Türklüğü, Atatürk'ü, milli birlik ve beraberliğimizi, milli savunma refleksimizi vs. tartışmaya açan ve de adına 6lı masa denen karanlık yapılara muhtaç değiliz. Atatürk ışığıyla aydınlanan, Ehlibeyt yolundan feyz alan yeni bir oluşum, yeni bir birliktelik ülkeyi çok kısa zamanda felaha kavuşturur. Yarın çok geç olmadan gelin böylesi güzel birliktelik için herkes elinden geleni ardına koymasın. Çağrınız böyle bir birlikteliğe olsun. Aksi halde birileri sokağı karıştırmak istiyor! Bu kargaşa ortamında ne masa kalır ne ittifak. Seçim de hayal olur. Onun için tek yol var o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği tam bağımsızlık yoludur. Töre'den ayrılmayan Oğuz Soyuna selam olsun.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları