Üçüncü Göz Gazetesi: Uyuşturucu Baronlarının Veletleri Keyif Sürecek Diye Ilıca’yı Peşkeş mi Çekmek İstiyorlar!

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Oldum olası sahtekar işlerden nefret etmişimdir. İnsanın inanmadığı şeyleri savunmasından daha büyük de sahtekarlık olmaz. Hele hele siyasilerin hiçbir şey bilmedikleri turizm ko0nusunda ahkam kesmeleri yok mu! Aman Allahım! Bu ne büyük vahamet.

Benzer bir durum 2020 Ocak Orhangazi Belediye Meclis Toplantısında yaşanmış. Keramet Ilıcanın ne idüğü belirsizlere peşkeş çekilmesi meselesini AKPli Belediye Başkanı Bekir Aydın "SİZ TURİZME KARŞI MISINIZ!?" diyerek savunmuş. İyi de ilahi Bekir Başkan, ya hu sen Ilıca'ya nasıl bir turizm düşünüyorsun ki! Zaten mevsiminde yerel halkın taleplerine cevap vermekten uzak Ilıca için bir de uyuşturucu baronlarının şımarık veletlerine mi reklam yapalım! Hayırdır ya bu nasıl bir kafadır böyle.

Rahmetli Özal döneminde başlayan turizm safsatası bu millete ne ahlak bıraktı ne de doğaya saygı.

En bakir alanlarımız turizm safsatası bahane edilerek beton yığınlarına döndürüldü. "Turist demek döviz demektir" söylemleriyle turizme teşvik paketleri hazırlandı. Sit alanları dahil her yer talan edildi. Ülke otel çöplüğüne döndü. Olan vatandaşa, kazanç ANAPın papatya severlerine oldu. Ülke ekonomisine katkı koyması beklenen turizm, yabancılar için ülkemizi cennet, vatanın gerçek sahipleri için cehennem olmasına neden oldu. Bir zamanlar tatil beldelerinde yabancı turistlerin her şey dahil konaklama fiyatlarının en az üç katı fiyatla yerli turist ağırlanıyordu.

Ülkemizin külfetleri bize, nimetleri turist adı altında ajanlara, operasyon elemanlarına peşkeş çekiliyordu. Neyse ki son dönemlerde bu anlayış yerini biraz daha insafa bıraktı da yerli yabancı ayrımı kalmadı fiyatlarda.

Anlayış yerelden genele aynı. Hastalıklı bir anlayış. Şimdi aynı sorunu Keramet Ilıca'da yaşıyoruz. Allah vergisi sağlık ve huzur mekanı olan Keramet Ilıca, sözüm ona turist çekecek diye Bin Ladin Şirketinin parasını kullanan paravan şirketlere peşkeş çekiliyor. Gerekçe yine sözde turizm. Neymiş efendim UYUŞTURUCU BARONLARININ şımarık veletleri belediyeden ucuz fiyata alınıp imar durumları değiştirilen arazilere kurulan villalarında kokain partisi yapıp, özenti kurbanı gariban halkın kızlı erkekli gençleri ile bel altı pisliklerini keyfe dönüştürürken Keramet Ilıcanın şifalı suyuyla da banyo yapmaları gerekiyormuş! Siz adına modern pe.. mi dersiniz, turizm mi dersiniz bilemem. Lakin böylesi aciz ve de iğrenç bir olaya turizm adı altında yol verenlerin ya akılları yok ya da çok cahiller.

Bekir beyin icraatlarını genel olarak tasvip etmesem de ahlaken bu tür olaylara hoş bakacak birisi değildir. En azından aile değerleri olan bir arkadaşımızdır. Fakat Onu da turizm yalanları ile kandırmışlar.

Şimdi Bekir Aydın'ın şahsında herkesi ayıktıracak sözler söyleyelim.

Beyler Bayanlar! Turizm bilimsel verilerle yapılır. Duygusal değerlerle değil. Turist gelsin başımızın üstünde yeri var. Hatta Türk Milletinin şanında misafirperverlik var. Gelen turistten para kazanma değil. Turist gelsin ama parası var diye ilgi görmesin. Misafir kabul edilerek ağırlansın. Onun parasına ihtiyacımız yok ama onların Türk kültürüne ihtiyaçları var. Bu topraklar Anadolu'dur. Ana yurttur. Düşmanca gelene gereğini yapar ama dost geleni de bağrına basar. Şimdi Keramet Ilıca'ya kim nereden gelmek istiyorsa buyursun gelsin. Allah'ın bahşettiği şifalı su nihayet. Para harcamak isteyenler de harcasınlar. Lakin Ilıca, Kerametindir. Kimsenin Ilıca'yı ne gerekçeyle olursa olsun Keramet ve Orhangazi halkından koparma hakkı yoktur.

Yazık ki 2020 Ocak Belediye Meclis toplantısında Bekir Başkan her şeyi itiraf etmiş fakat ne hikmetse kamuoyu bunun üzerinde durmadı. Bir tek 3.Göz MEDYA ekibi bunu gündem ettiyse de gerekli duyarlılık gösterilmedi. Geçen günlerde Keramet Mahallesinde bilgilendirme toplantısı yaptık. Soğuğa rağmen yüzlerce kişi o toplantıya katılarak Ilıca'nın Keramet'ten koparılamayacağını dile getirdi. Sosyal medya hesaplarımızda konuyla ilgili olarak ayrıntılı bilgilere ulaşırsınız. Gazetede de birçok bilgi ve belgeye yer verdik. İlgisi olan gereğini yapar. Dilimiz ve de kalemimiz biraz sivri gibi görünebilir fakat bunlar hakikatler. Kimse de hakikatlerden kaçamaz.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları