19 Eylül Gaziler Günü'nü idrak ettiğimiz bugünlerde, ülke ve millet olarak büyük bir sınavın eşiğinde olduğumuzu görmemiz gerekmektedir. Bu özel günü yalnızca bir tören, bir çelenk sunma anı olarak değil, vatan uğruna canını ortaya koymuş kahramanlara vefa ve birlik ruhunu pekiştiren bir gün olarak değerlendirmeliyiz. Menfaat grupları, toplumumuzu ayrıştırmak ve kutuplaştırmak isterken; milletimizin bütünlüğünü ve kardeşliğini korumak için çabalayanların da olduğunu unutmamalıyız.
Gaziler Günü bize şunu göstermektedir: Biz bir ve bütün olduğumuz sürece, millet olarak hangi zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım, üstesinden gelmeyi biliriz. Ancak ayrılığa düşersek, yıllar önce vatanı savunurken kahramanca direnenlerin mirasına da ihanet etmiş oluruz. O yüzden birlik ve beraberliğimizi korumalı, bu değerlere sımsıkı sarılmalıyız. Allah her zaman Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lider göndermez; bu nedenle her birimiz kendi bulunduğumuz yerde birer Mustafa Kemal gibi sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, vatan müdafaasını kendi hayatının bir parçası görmelidir.
Gaziler Günü, siyasetin ayrıştırıcı diliyle değil, milletin ortak vicdanıyla anlam bulmalıdır. Ne yazık ki siyasetçiler koltuk uğruna ayrıştırıcı bir dil kullanırken, yaşanan felaketlerden ve sorunlardan en çok vatandaşlar etkilenmektedir. Oysa ki bu günün ruhu, ayrışmayı değil, kenetlenmeyi gerektirir.
Ülkemiz üzerinde türlü oyunlar oynandığını görmekteyiz. Basit bir maç sonrası yaşanan taşkınlıklar, provokasyonlar bile toplumun nasıl kolayca manipüle edilebileceğini ortaya koymaktadır. Terörü ve terörizmi gerekçe göstererek insanlara şiddet uygulamak ile terörün bizzat kendisi arasında fark yoktur. Terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Beyaz Torosları da puşili eşkıyaları da, Nazi selamı yapanları da kandırılmış çocukları linç etmek isteyenleri de bu topraklarda barınmamalıdır.
Devleti yönetenlerden beklenen ise, halka karşı daha hoşgörülü ve adil olmalarıdır. Adaletin terazisi siyasete göre eğilip bükülmemelidir. Yargının bağımsızlığını kaybettiği, savcı ve hâkimlerin siyasi iktidara yaranma çabası içine girdiği her dönem toplumda derin yaralar açmaktadır. Zulüm kimden gelirse gelsin zulümdür, kime yapılırsa yapılsın zulmün adı aynıdır. Zulme karşı durmak da Hüseyni bir duruştur.
İrfan Aydın olarak ben de şuna inanırım:
Sonu ölüm bile olsa hak bildiğim yoldan ayrılmam. Bir değil bin dava açılsa da, bin kez hüküm verilse de zulme boyun eğmem. Mazluma mazlum, zalime zalim demek boynumun borcudur. Zamanında Sayın Erdoğan zulme uğradığında onun için sesimizi yükselttiysek, bugün Sedat Peker veya bir başkası zulme uğradığında da aynı şekilde sesimizi yükseltmek asli görevimizdir. Çünkü mesele şahısların ötesinde adalet meselesidir.
Hülasa, Gaziler Günü bizlere tekrar ve tekrar şunu hatırlatmaktadır: Birlik, birlik, birlik! Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu aziz vatanı bize emanet eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Ve güzel duamızla bitirelim yazımızı:
"Ya Rabbi, Oğuz Kağan Atamızdan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, Gazi Paşamızdan kıyamet sabahına kadar yüce dinimiz ve milletimiz için hizmet eden öncülerimize rahmet eyle. Bizleri yalancı ve nankör kullarından eyleme. Vatanımıza, milletimize zeval getirme. Ordularımızı havada, karada, denizde ve uzayda daim muhafaza ve muzaffer eyle. Yüce milletimize Oğuz töresi ve Ehlibeyt ahlakı üzerine yöneticiler nasip eyle. Zulme ve zalime boyun eğmekten bizleri uzak eyle. Her daim mazlumun ve haklının cesur sesi olmayı bizlere nasip eyle. Oğuz soyunu galip, dönme soyunu mağlup eyle Allah'ım. İçtiğimiz her damla soğuk suda Kerbela ehline ve şehitler şahı İmam Hüseyin Efendimiz'e yad etmeyi bizlere nasip eyle Allah'ım. Allah'ın sevgilisi Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin ve onun vasisi ve kardeşi İmam Ali Hal Mürteza ve Ehlibeyt Resulü'nün yolundan bizleri ayırma Ya Rabbi."
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.