Üçüncü Göz Gazetesi: Gazeteci Sayılmak için Kaç Santim Olması Lazım!

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Bu soruyu başka kamu görevini şahsi çıkarları için kullanan Orhangazi Kaymakamı Süleyman Özçakıcı ve Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın'a soruyorum. Sonra da ülke genelindeki benzer kişi ve kurum temsilcilerine. Evet, beyler, kaç santim olması gerekiyor?

Gerçi santimi de kesmez illa da işlevi derlerse onlar da haklıdırlar. Biz yine de soralım. Size göre bir gazetecinin gazeteci sayılması için kaç santim dile ihtiyacı var. Dilinin özellikleri nasıl olmalıdır! Dilini ne amaçla kullanmalıdır!

Önemli olan işlevidir diyorlarsa nasıl bir işlev bekliyorlar! Mesela yolsuzlukları görmeyip hırsızlıkları övmek yeterli bir işlev olur mu? Ya da ortam hazırlamak mı insanı iyi gazeteci yapar! Yapmayacak olsak da öğrenelim istiyoruz. Dünyayı ayağa kaldıracak derecede haberler yapıyoruz, ilçe sorunlarını kapsamlı ele alıyoruz, yerelden genele araştırma dosyalarımız gündemi sarsıyor ama ilçe kaymakamı ve ilçe belediye başkanını etkilemiyormuş. Her ikisi de küsmüş oynamıyorlarmış. Bizim de çok da tınımıza ama yine de ayıp oluyor beyler. Babanızdan kalan miras koltuğa oturmuyorsunuz. Devlette küslük olmaz. Bin kez söyledik. Hele hele Kaymakam beyin küsmek ve basın arasında ayrım yapmak ne yetkisindedir ne de haddinedir. Devletin makamı halkın herkesimi için eşittir. Hele hele bizim gibi kelle koltukta işini yapan, kamu yararına hizmet eden bir gazetecinin kaymakam beyden randevu alamıyor olması çok ayıp. Unutmasınlar ki mahkeme kadıya mülk olmaz. Hepsi en fazla bir yıl içinde gidecekler. Kimi görevden alınarak kimi de kızağa çekilerek. Fakat biz yaşarsak buradayız. Aynı hassasiyetle faaliyetlerimize devam edeceğiz. Yılmadan, usanmadan, mafya eniklerinden korkmadan, baskılara aldırış etmeden görevimizi sürdüreceğiz. Ölürsek de geride bıraktığımız eserlerle yine yolsuzlukların baş belası olmaya devam edeceğiz. Biz görevimizi yapıyoruz, herkes işine bakacak. Öyle gönül ilişkisi yaşayacağım diye usulsüzlüklere göz yummak, devletin imkânlarını tahsis etmek, yetkisi olmayana kanunsuz yetki vermek vs. maazallah adamın peşini bırakmaz. Evlenmek ne kadar haksa uygun şartlarda boşanmak da haktır. Onun için kimseyi neden evlendi ya da neden boşandı diye yerecek halimiz yok. Fakat kamu görevlilerinin evlilik ve de boşanmalarına yasak aşk! Neden olursa bu suçtur. Hele hele flört edeceğiz diye kamu imkânlarını tahsis etmek adamı makamından eder. Daha önce uyarmıştık, Kaymakam beye belediyede görevli bir kadınla kumpas mı kuruluyor! Diye. Biz kamu adına görevimizi yapmıştık. Bundan sonrası bizi aşar. Hele hele alan memnun satan memnun misali varsa biz sadece kamu yarar ve zararı kapsamında konunun takipçisi olmaya devam ederiz. Yoksa ister nikahlı ister nikahsız kimsenin birlikteliği ile ilgilenmiyoruz. Sadece bu tür çarpık ilişkiler kamu görevinde olanlar için tehdit unsuru kullanılırsa işte o zaman müdahil oluruz. Çünkü kimse devletten büyük değildir. Mesela Prenses Diana, yasal ya da yasak aşkını tercih ettiği için prenseslikten vazgeçti. Bu bir tercih meselesidir. Anlayana selam olsun. Anlamayanlara da kelam.

DİYANET UTANMADAN ÇOCUK HUTBESİ YAYINLAMIŞ!

Günlerdir kamuoyunu meşgul eden çocuk tecavüzleri ile ilgili sessizliğini bozan Diyanet, çocuk ile ilgili hutbe yayınlamış. Çocuk yaşta evlilik diye bir şeyin olmadığına ve de çocukları küçük yaşta evlendirmenin günah olduğuna vurgu yapılmış. Hay sevsinler. Sen önce yüz yıllardır Hazreti Peygamber Efendimize atılan o iğrenç yalana dur de sonra fetva verirsin. Hala daha Diyanet kitaplarından hz. Peygamber Efendimizin Aişe ile çocuk yaşta evlendiği yalanını çıkarmayanlar, bugün çocuk yaşta evlilik olmaz diyorlar. Bir de utanmadan bu islama hakarettir deyip sanki diyanet kitaplarını ateistler basıyormuş gibi doğurdukları pi.. ateistlerin altına atmaya kalkıyorlar.

Bir Kez Daha Söylüyoruz ki Aişe Evlendiğinde En Az 17 Yaşındaydı!

Yıllardır din adına uydurulan hurafe ve yalanlarla mücadele ediyoruz. Hz. Hamza'nın ciğerini yiyen Hint'in oğlu Muaviye'nin Vahiy Katibi olmadığını ilk kez ortaya koyduğumuzda kıyamet kopmuştu. Sonra tarihi gerçeklerle yüzleşen ilahiyat camiası kısmen de olsa özür dileyip hatalarından döndüler. Saniyen İznik Ayasofya Konsül Yalanını da ilk kez biz ortaya çıkarmış, konsülün Ayasofya'da değil, Senatus Sarayında toplandığını ilim çevrelerine kabul ettirmiştik. Şimdi de sıra Hz. Peygamber Efendimizin Aişe ile evlilik yaşı meselesine geldi. Öncelikle şunu söyleyelim ki bu 9 yaş meselesi zayıf birkaç kaynağın haricinde hiçbir yerde geçmiyor. Tam aksine Hicretten önce Aişe'nin Mekke'de müşrik bir aile ile nişanlı olduğunda tarihçiler ittifak etmektedir. Yani Aişe, hicretten önce zaten nişanlıydı ve de yaşı da evlilik çağındaydı. Adı üstünde çocuk. Çocuğun servet idare etme kabiliyeti yokken nasıl olurda nikah şartlarından biri olan mihr konusunda tek yetkili olabilir ki. Biliyorsunuz nikah şartlarından biri de MİHRdir. Ve bu konuda kadın tek ve tam yetkilidir. İstediği kadar mihr talep etme hakkına sahiptir. Çocuk paradan ne anlar da mihrini belirler! Aptalca işler. Bu Peygamber Efendimize atılmış olan büyük bir iftiradır.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları