HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 29 EKİM 2025, ÇARŞAMBA

Fındıklı Halkı Hakkını arıyor

15.03.2023 14:28
Fındıklı Halkı Hakkını arıyor
Fındıklı Halkı Hakkını arıyor
Fındıklı Mahallesinin doğasını ve güzelliklerini katlederek açılan taş ocaklarına karşı mücadele sonuna kadar sürmekte. Bugün yine taş ocağı alanında toplanan Fındıklı Sakileri hem Fındıklı'nın doğal güzelliklerine zarar verecek olan ham de Orhangazi'nin içme suyuna büyük zarar verecek olan taş ocakları için bir kez daha seslerini yükselttiler.





FINDIKLI HALKINI YALNIZ BIRAKMAYALIM!

Orhangazi'nin su kaynaklarının bulunduğu Nadir Havzası ve Fındıklı bölgesindeki Taş Ocakları yıllardır sorun yumağına dönüşmüşken ve de her seçim dönemi "Taş Ocakları Kapanıyor" yalanıyla seçmen kandırılırken, yaklaşan seçimler öncesinde yeni rezerv alanlarının Taş Ocaklarına tahsis edildiği ortaya çıktı.









Fındıklı Halkının yediden yetmişe karşı çıktığı ve de bölgede hayvancılık başta olmak üzere birçok alanda felakete imza atacak olan taş ocağı rezerv alanının genişlemesine Orhangazi halkından yeterince ses çıkmaması tepkilere neden oluyor. Fındıklı halkı soruyor "Taş Ocağı sorunu sadece Fındıklı Halkının Sorunu mudur da Orhangazi Halkı Sessiz Kalıyor!?" bu haklı soruya cevap bekleniyor. Muharrem Değirmen/ 3.Göz Hra

                                                                        







 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.