HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 KASIM 2025, SALI

MARMARABİRLİK’TEN BAYRAM ÖNCESİ 351 MİLYON TL ÖDEME

07.04.2023 14:26
MARMARABİRLİK’TEN BAYRAM ÖNCESİ 351 MİLYON TL ÖDEME
MARMARABİRLİK’TEN BAYRAM ÖNCESİ 351 MİLYON TL ÖDEME
Marmarabirlik 2022/2023 iş yılı ürün alım kampanyasında alınan ürün bedellerinin tamamını 14 Nisan 2023 tarihinde ödeyecek. Ortaklara toplam 351 milyon TL ödeme yapılacak. Başkan Hidamet Asa, "Yapılan son ödeme ile ortaklarımıza borcumuz kalmayacaktır" dedi.

2022/2023 ürün alım kampanyasında 1 milyar 362 milyon TL tutarında, 55 bin 500 ton ürün alımı yapan Marmarabirlik, bugüne kadar ortaklarına 1 milyar 11 milyon TL tutarında ödeme yaptı. Ürün bedellerinin yüzde 50'sini kampanya içinde peşin olarak ödeyen Marmarabirlik, üreticiye destek olmak amacıyla kalan ürün bedeli alacaklarının % 50'sini 3 Mart 2023 tarihinde ödemişti. Marmarabirlik kalan ürün bedellerinin tamamını 14 Nisan Cuma günü ödeyecek. Saat 00.00'dan itibaren ödemeler ortakların Ziraat Bankası hesaplarına aktırılacaktır.

Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, "Yapılacak 351 milyon TL ödemeyle birlikte ortaklara borcumuz kalmayacaktır. Yapılan ödemeyi bir başarı değil, sınav olarak görüyoruz. Sebebi de bu kampanya döneminde, 1 milyar 362 milyon TL ürün bedeli, 110 milyon TL kimyasal gübre dağıtımı, 60 milyon TL zirai ilaç olmak üzere toplamda 1 milyar 532 milyon TL nakit çıkışı olmuştur. Şartların zorlanmaması gerekir. Eğer Marmarabirlik'in düzenli bir şekilde üreticiye destek vermesini istiyorsak, kurumun mali yapısı güçlü olmalıdır. Mali yapısı ne kadar güçlü olursa üreticisine o kadar çok destek olur" dedi.

2022/23 iş yılı ürün alım kampanyasını genel olarak değerlendiren Başkan Asa şunları söyledi: "Marmarabirlik Yönetim Kurulu, son 20 yılın en yüksek rekoltesinin olduğu böyle bir yılda üreticimize sıkıntı yaşatmadan 55 bin 500 ton ürün almış ve işin üstesinden gelmiştir. Genel olarak firmaların finansa erişimde sıkıntı yaşadığı ve likidite sorununun olduğu bu dönemde, Marmarabirlik üreticisini mağdur etmemiş, bugüne kadar olduğu gibi bu ürün alım kampanyasında da ortaklarının yanında olmuştur. Ürün bedelleri yapılan bu ödemeyle birlikte tamamlanmış olacaktır. Şimdi sırada işin satış kısmı var. Hem yurt içi hem de yurt dışı satışlarla birlikte Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılı olan 2023 yılında hedefimiz 2 milyar 500 milyon lira ciro elde etmektir."


 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.