Cezaevlerinde Adalet Krizi ve Yaklaşan Tehlike

09.04.2025 00:00

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM
muharremdegirmen @ gmail.com

Adalet, bir devletin temeli, bir toplumun vicdanıdır. Ancak günümüz Türkiye'sinde adalet kavramı, cezaevlerinden yükselen çığlıklarla sarsılmakta. Gazeteci İrfan Aydın, cezaevlerinde büyük bir isyanın eşiğine gelindiğine dikkat çekerek yetkilileri uyarıyor. Aydın, Adalet Bakanlığı'nın mahkûmlara ve ailelerine verdiği sözlerin tutulmadığını belirterek, "Eğer cezaevlerinde bir isyan çıkarsa, bunun sonu çok kötü olabilir" diyerek çağrıda bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konularda gösterdiği hassasiyete ve milletin sesine her zaman kulak verdiğine dikkat çeken Aydın, yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini vurguluyor. Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinin Türkiye'ye kazandırdığı vizyona değinerek, onun her zaman halkın taleplerine kayıtsız kalmayan, milletin ihtiyaçlarını önceleyen ve sorunların çözümü için kararlılıkla adımlar atan bir lider olduğunu belirtiyor. Özellikle sosyal devlet anlayışı çerçevesinde halkın refah seviyesini artırmak, vatandaşların yaşam standartlarını yükseltmek ve mağduriyetleri gidermek için büyük çaba sarf ettiğini vurgulayan Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konudaki duyarlılığının geçmişte de birçok sorunun çözümüne vesile olduğunu hatırlatıyor.

Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her zaman halkın refahını önceleyen politikalar yürüttüğünü, vatandaşların mağduriyetini gidermek için devletin tüm imkanlarını seferber ettiğini dile getirerek, bu meselede de güçlü bir irade sergileyeceğine olan inancını ifade ediyor. Erdoğan'ın liderliğinde hayata geçirilen reformların, halkın beklentilerine ne denli duyarlı bir yönetim anlayışının benimsendiğini gösterdiğini belirten Aydın, özellikle vatandaşların temel haklarına yönelik konuların her zaman öncelikli tutulduğunu söylüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte de benzer konularda gösterdiği duyarlılığın altını çizen Aydın, Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan projelerin, sosyal yardım politikalarının ve halkın yaşam standartlarını yükseltmeye yönelik adımların en büyük örnek olduğunu ifade ediyor. Erdoğan'ın her zaman halkın içinde olan, vatandaşlarla doğrudan temas kurarak onların dertlerini dinleyen bir lider olduğunu vurgulayan Aydın, bu konuda da Erdoğan'ın devreye girerek sorunun çözümü noktasında gerekli adımları hızla attıracağını düşünüyor.

Aydın, yetkililerin de bu doğrultuda hareket ederek sorunun çözümü için somut adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın milletin sesine verdiği önemin herkes tarafından bilindiğini söyleyen Aydın, yetkililerin de aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini ve halkın beklentilerini karşılamak için gecikmeden harekete geçmelerinin elzem olduğunu dile getiriyor.

Bayram, sevdiklerinle bir araya gelme zamanıdır. Ancak cezaevlerindeki binlerce insan ve aileleri için bu bayram, yine hayal kırıklığı oldu. Hükümet yetkilileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Adalet Bakanı, mahkûmların ve ailelerinin birleştirileceğine dair vaatlerde bulunmuştu. Ancak bu sözlerin yerine getirilmediğine dikkat çeken Aydın, Adalet Bakanı'nın "Her şey Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dönüşüyle açıklığa kavuşacak" demesine rağmen hâlâ somut bir adım atılmadığını ifade ediyor. Bu belirsizlik, mahkûmlar ve aileleri için büyük bir öfkeye yol açıyor.

2023 yılında çıkarılan yasa, 31 Temmuz 2023'ten önce cezaevine girenlere 5 yıl denetimli serbestlik hakkı tanırken, 1 Ağustos 2023'ten sonra girenlere yalnızca 1 yıl tanıyor. Aydın, aynı suçu işleyen iki kardeşten birinin yasadan yararlanıp diğerinin yararlanamamasının büyük bir adaletsizlik olduğunu belirtiyor. Adaletin eşitlik üzerine inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, bu haksızlığın bir an önce giderilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Cezaevlerinin kapasitesinin çoktan aşıldığına dikkat çeken Aydın, 1.000 kişilik cezaevlerinde 4.000 kişinin kaldığını, mahkûmların tuvalet önlerinde bile yatmak zorunda kaldığını belirtiyor. İnsan onuruna yakışmayan bu koşulların, adalet sistemindeki eksiklikleri ortaya koyduğunu söylüyor. Devletin suçluları cezalandırmanın ötesinde topluma kazandırma hedefi olması gerektiğini ifade eden Aydın, mevcut sistemin mahkûmları daha fazla umutsuzluğa ve öfkeye sürüklediğini belirtiyor.

Son dönemde Kandıra Cezaevi'nin boşaltılarak öğrencilerin tutuklanması için yer açıldığı iddiaları büyük tepki çekti. 1.000'den fazla lise ve üniversite öğrencisinin sadece demokratik haklarını kullandıkları için tutuklandığını belirten Aydın, bu öğrenciler için yer açmak adına mevcut mahkûmların ailelerinden uzak yerlere sürgün edildiğini vurguluyor. Hukuk devletinde, gençlerin adalet duygusunu kaybetmesinin büyük bir tehlike olduğuna dikkat çekiyor.

Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte şiir okuduğu için hapse girdiğini hatırlatarak, "O dönemde bu durumu büyük bir adaletsizlik olarak nitelendiren Erdoğan, bugün adaletin sesi olmalı" diyor. Erdoğan'ın halkın sesine her zaman kulak verdiğine dikkat çeken Aydın, cezaevlerindeki adaletsizliklerin giderilmesi için Cumhurbaşkanı'nın devreye girmesi gerektiğini vurguluyor.

Aydın, 31 Temmuz mağduriyetinin giderilmesi konusunda tüm partilerin hemfikir olduğunu belirtiyor. AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, DEM Parti, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Gelecek Partisi'nin adaletsizliği kabul ettiğini ancak gerekli düzenlemenin hâlâ yapılmadığını vurguluyor. "Eğer yasa çıkarılmazsa, halkın adalete olan güveni tamamen sarsılacak" diyor.

"Acaba birileri Cumhurbaşkanı'nın altını oymaya mı çalışıyor? Halk ayaklanmasını başlatabilmek için cezaevlerinde isyan mı çıkarmak istiyorlar?" sorusunu gündeme getiren Aydın, cezaevlerinde çıkabilecek bir isyanın tüm ülkeyi sarsabilecek bir krize dönüşebileceğini belirtiyor.

Aydın, "Bu bayram bir diriliş hareketi olsun. Zulme karşı sesimizi yükseltelim" diyerek herkesi adalet için sesini yükseltmeye çağırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuda duyarlı olduğuna inandığını belirten Aydın, cezaevlerindeki adaletsizliklerin giderilmesi için gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini söylüyor.

Sonuç olarak;

İrfan Aydın, sadece medya alanında değil, aynı zamanda hukuk ve adalet mücadelesinde de güçlü bir duruş sergileyen bir isim olarak dikkat çekiyor. Aydın, toplumsal sorunların çözümü ve bireylerin haklarının korunması adına verdiği mücadelede, hukukun üstünlüğünü her zaman savundu. Adaletin, sadece yargı kararlarıyla değil, aynı zamanda toplumun her kesimi tarafından içselleştirilmesi gerektiğine inanıyor. Aydın, hukuk sistemine güvenin güçlendirilmesi gerektiğini, bunun da ancak adaletin tarafsız ve adil bir şekilde dağıtılmasıyla mümkün olacağını vurguluyor.

Aydın'ın hukuk ve adalet alanındaki mücadelesi, genellikle adaletin herkese eşit şekilde ulaşması için verdiği yoğun çaba ile öne çıkıyor. Zaman zaman güç odaklarının ve toplumsal haksızlıkların karşısında durarak, hak ve özgürlükleri savundu. Aydın, adaletin yalnızca devletin bir görevi olmadığını, aynı zamanda toplumun da sorumluluğunda olduğunu belirtiyor. Bu doğrultuda, yalnızca bireylerin değil, tüm toplumun bilinçlenmesi ve hukukun doğru işleyişi konusunda duyarlı hale gelmesi gerektiği üzerinde duruyor. Hukuk ve adaletin yalnızca kağıt üzerinde kalmaması için sürekli olarak aktif bir mücadele sürdürdü.

İrfan Aydın'ın hukuk ve adalet mücadelesindeki en önemli vizyonlarından biri de, hukuki süreçlerin şeffaf ve erişilebilir olmasının sağlanmasıdır. Aydın, özellikle toplumsal olaylar karşısında, her bireyin hukuki haklarının korunması gerektiğine ve adaletin her kesime eşit şekilde sunulması gerektiğine vurgu yapıyor. Bunun için hukuki eğitim ve bilinçlenme faaliyetlerini de önemseyen Aydın, toplumun adalet konusunda daha bilinçli olmasını hedefliyor. Özellikle medya aracılığıyla adaletin sesini duyurmak ve insan haklarını savunmak, onun en önemli mücadele alanları arasında yer alıyor.

Muharrem DEĞİRMEN

9 Nisan 2025