Üçüncü Göz Gazetesi: Adaletin Peşinde İki Farklı Perspektif

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM
muharremdegirmen @ gmail.com

Adaletin Peşinde Bir Gazeteci: İrfan Aydın ve

Strateji Uzmanı Vural Işık'ın Hukuk Mücadelesi

Gazetecilik, sadece haber aktarmak değil, aynı zamanda hakikatin peşinde koşmak, toplumsal adaleti savunmak ve güçlülerin karşısında zayıfların sesi olmak demektir. Türkiye'de araştırmacı gazeteciliğin en önemli temsilcilerinden biri olan 3. Göz Medya Genel Koordinatörü İrfan Aydın ve strateji uzmanı Vural Işık, işte tam da bu mücadeleyi veren iki önemli isimdir. Her ikisi de hukuk, infaz yasaları ve adalet sistemi üzerine yaptıkları çalışmalarla kamuoyunda farkındalık yaratmaya devam ediyor.

İrfan Aydın, gazeteciliğin yalnızca bilgi aktarmak olmadığını, aynı zamanda toplum adına bir sorumluluk üstlenmek olduğunu savunan bir isimdir. 32 yıllık meslek hayatı boyunca, özellikle mafya, uyuşturucu ticareti, organize suçlar ve yolsuzluk üzerine yaptığı haberlerle tanınan Aydın, pek çok önemli dosyayı açığa çıkardı. Ancak cesur haberleri nedeniyle pek çok kez tehdit edildi, hatta yargı süreçleriyle karşı karşıya kaldı.

Özellikle Orhangazi'de birçok kişiyi dolandırdığı iddia edilen bir şahsı ifşa etmesi sonrası, dolandırıcının eşinin şikayeti üzerine "kişisel verileri yayma" suçlamasıyla 2 yıl hapis cezasına çarptırılması, gazetecilik özgürlüğü açısından büyük bir tartışma yarattı. Oysa Aydın, yaptığı haberle bir toplumsal soruna dikkat çekmiş ve dolandırıcılık iddialarını gündeme taşımıştı. Bu süreçte, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu ve Bursa İl Başkanı İsmail Kaya gibi isimler de Aydın'a destek vererek, onun cezaevine girmesini adaletsiz bir karar olarak nitelendirdiler. "Tokatçısı dışarıda, gazeteci içeride" söylemi, Aydın'ın yaşadığı adaletsizliği en iyi özetleyen cümlelerden biri oldu.

Vural Işık, Türkiye'de hukuk reformları ve stratejik analizler konularında uzmanlaşmış önemli bir isimdir. 4. Yargı Paketi ve infaz yasası düzenlemeleri konusunda yaptığı araştırmalar ve yazdığı köşe yazıları, hukukun her kesim için eşit uygulanması gerektiğini savunuyor.

Özellikle infaz yasası reformları üzerine yaptığı analizlerde, denetimli serbestlik sürecinin adil uygulanması gerektiğine dikkat çeken Işık, cezaevlerinde kalan mahkumların sosyo-ekonomik durumlarına göre farklı muamele gördüğünü belirtiyor. Eğitim hayatına devam eden mahkumların yaşadığı bürokratik engelleri dile getiren Işık, açık cezaevlerinde eğitim gören bireylerin sınavlara giriş sürecindeki eksiklikleri ve eğitim hakkının korunması gerektiğini sık sık vurguluyor.

Işık, infaz yasasında yapılan değişikliklerin ceza sürelerini kısaltmasının bazı suçlar için olumlu etkileri olsa da, sistemin bütüncül bir reform gerektirdiğini savunuyor. Adalet sisteminde denetimli serbestlik sürecinin, sadece belirli kesimlere avantaj sağlayacak şekilde düzenlenmemesi gerektiğini ifade eden Işık, suçun toplumsal nedenlerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguluyor.

İrfan Aydın ve Vural Işık'ın adalet mücadelesinin önemli bir ayağı da 4. Yargı Paketi ve infaz yasasına yönelik çalışmalarıdır. 3. Göz Medya olarak, infaz yasasının eksikliklerine dikkat çeken yazılar yayımlayan Aydın ve Işık, cezaevlerindeki adaletsizlikleri sık sık gündeme getirmiştir. Özellikle ceza infaz sistemindeki eşitsizlikler, suça sürüklenen çocuklar, açık cezaevlerindeki mahkumların eğitim hakkı gibi konular üzerinde durulmuştur.

Yargı Paketi kapsamında getirilen düzenlemeler, özellikle ceza indirimi, infaz süreleri ve denetimli serbestlik gibi konuları kapsıyordu. Ancak Aydın, bu düzenlemelerin bazı noktalarda eksik kaldığını savunarak, mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini belirtti. Açık cezaevinde bulunan ancak eğitim hayatına devam eden bireylerin yaşadığı sıkıntılar, infaz yasasının bazı yönlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu.

Işık ise infaz yasasındaki reformların uzun vadeli düşünülmesi gerektiğini savunuyor. Yasaların geçici çözümler üretmek yerine, adalet sisteminin bütüncül bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu belirtiyor. Cezaevlerindeki rehabilitasyon süreçlerinin güçlendirilmesi gerektiğini dile getirerek, mahkumların topluma kazandırılması konusunda devletin daha kapsamlı politikalar geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Uyuşturucu ticareti ve kullanımıyla mücadelede de 3. Göz Medya ve Vural Işık önemli bir rol oynamaktadır. İrfan Aydın'ın 20 yıl boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda hazırladığı uyuşturucuyla mücadele raporu, yargı reformları kapsamında değerlendirildi. Aydın, özellikle açık cezaevlerinin uyuşturucu satıcılarının rahat hareket ettiği yerler haline geldiğini savunarak, bu suçlara karşı daha sert önlemler alınması gerektiğini belirtti.

Öte yandan Vural Işık, suçla mücadelede cezaların artırılmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda rehabilitasyon ve önleyici politikaların geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle uyuşturucu bağımlılarının cezaevinde değil, özel rehabilitasyon merkezlerinde tedavi edilmesi gerektiğini savunuyor.

İrfan Aydın ve Vural Işık'ın yürüttüğü adalet mücadelesi, sadece gazetecilik mesleğini icra etmekten ibaret değil, aynı zamanda toplum adına bir sorumluluk üstlenmek anlamına geliyor. 4. Yargı Paketi ve infaz yasası düzenlemeleri gibi kritik konularda ses getiren analizleri ve haberleri, hukuk sistemindeki aksaklıkları gözler önüne serdi.

Uyuşturucuyla mücadelede sundukları çözüm önerileri, suça sürüklenen çocuklar için geliştirdikleri projeler ve cezaevlerinde eğitim gören bireylerin yaşadığı sorunları dile getirmeleri, onların ne kadar geniş bir perspektiften toplumsal meselelere yaklaştıklarını gösteriyor.

Aydın ve Işık'ın yürüttüğü bu mücadelenin daha fazla destek görmesi ve adaletin tam anlamıyla sağlanması için, basın özgürlüğünün korunması ve araştırmacı gazeteciliğin önünün açılması gerekiyor. Çünkü gerçek gazetecilik, sadece haberi aktarmak değil, toplumu bilinçlendirmek ve değişim için harekete geçmesini sağlamaktır.

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM / diğer yazıları