Seçim ve siyaset sarmalından uzakta aslında siyasetin tamda çözmesi gereken konuları gerçek bir yaşam hikayesi ile sizlere anlatmaya çalıştım. Sosyal Devlet olmanın ne derece önemli olduğunun özetidir bu yazı.
Hafta sonunu sevgili Hülya Andaç ablamın misafiri olarak yeğenim Mustafa Egehan Demirel ile birlikte İstanbul'da geçirdik.
Hülya Andaç ablam bizleri müdavimi olduğu Güneşli'de Yeşilçam Vadisi Kafeye götürerek; "Sizleri muhteşem bir mekanda ağırlayacağım" dediğinde meraklandım açıkçası.
Gittiğimizde dediği gibi gerçekten nostalji ile dolu muhteşem bir mekanda zaman geçirdik akşamları üç gün boyunca.
Hülya ablamın nerede ise özel garsonu gibi bizlerle ilgilenen 19 yaşında ki Azad Erdoğan ile sohbetimizden notları paylaşmak istiyorum bu yazımda sizlerle.
15 yaşında Iğdır'dan 800 nüfuslu köyünden "Taşı Toprağı Altın" dedikleri İstanbul'a 2018 yılında geliyor ve o günden beri İstanbul'da çalışıp yaşama tutunmaya çalışıyor Azad Erdoğan…
Yanımızda fotoğraf makinesi olup yeğenim Mustafa Egehan Demirel, o güzel mekanı haberimiz için fotoğraflandırırken Azad'ın ilgisini fotoğraf makinesi çekti ve o da fotoğraf çekmek istedi makine ile.
Fotoğraf makinesine olan ilgisini sorunca;
"Hep bir fotoğrafçı olmak istiyordum abi ya. Kendi şehrimi tanıtmak istiyordum" diye başladık sohbete ben, Azad, Hülya ablam ve Mustafa ile..
Iğdır'dan İstanbul'a büyük hayaller içinde geldiğini, köyünden daha büyük ve kendini geliştirmesi için daha fazla imkanların olduğunu hayal ettiğini belirten Azad, karşısına çıkan İstanbul'u ise bize; "Bu şehir güvensizlik aşılıyor insana" diyerek özetliyor.
Aslında Azad'ın öyküsü bizim dek geldiğimiz ve İstanbul'da yaşayan milyonlarca gençten biri idi sadece.
Sohbetimize devam ederken İstanbul'a geldiği 2018 yılından bu yana yaşadıklarını; "Büyük umutlarla geldiğim İstanbul'da tekstilde az bir zaman çalışıp kafelerde çalışmaya başlayıp yoğun olarak kaldım. Bazı günler dışarıda kaldığım oldu ama her zorluğun sonrasında bir güzelliğin olduğunu fark ettim. Asla umudumu yitirmedim"
Aslında hepimizin yaşama tutunmasının gerekçesini Azad: "Asla umudumu yitirmedim" sözü ile bize anlatıyor.
Ne olursa olsun yaşamımızda umudu asla yitirmemek, karalar bağlamamak gerekmektedir.
Sohbet ettikçe Azad, sadece İstanbul'da değil tüm büyük kentlerde yaşanan bir gerçekle daha yüzleşmiş.
"Ben köyde herkes dost tanıdık yardım sever insanlar gibidir sanıyordum ama buraya gelince herkesi kendisini düşündüğünü anladım. Arkadaşlarım bile memlekette farkı burada farklı" sözleri ile Azad, günümüzün insanoğlu gerçeğini ve günümüzün hastalığını da özetliyor.
Ve özellikle Azad'a sorduğum soru birçok hayalin, Sosyal Devlet olamadığımızın, eşit bir yaşam hakkının olmadığının cevabını "Keşke dediğin" sorumla veriyor bizlere.
Azad: "Keşke evin yanında böyle bir iş olup da memleketimde kalabilseydim" diyerek Sosyal Devlet olmanın gereğini idarecilerin daha fazla düşünüp üzerinde durması gerektiği gerçeğini özetliyor.
Burada bizim denk gelip tanıştığımız ve büyük umutlarla İstanbul'a gelen Azad, sadece bir örnek.
Ama umudunu yitirmemiş bir genç olması en önemlisi.
Hani diyor ya şair: "İnadına yaşayacaksın, inadına güleceksin" diye işte Azad bunu yapıyor.
İstanbul'a yolunuz düştüğünde muhakkak Güneşli'de Yeşilçam Vadisi Kafeye uğramanızı şiddetle tavsiye ederim. Hele Azad Erdoğan'a denk gelirseniz sohbet etmenizi önerir, güzel bir damla sakızlı kahve ardından da Azad'a fal baktırmayı da ihmal etmeyin sakın.
Seçim ve siyaset sarmalından uzakta aslında siyasetin tamda çözmesi gereken konuları gerçek bir yaşam hikayesi ile sizlere anlatmaya çalıştım.
Sosyal Devlet olmanın ne derece önemli olduğunun özetidir bu yazı.
Çok uzağa gitmeyin. Eğer gerçekten Sosyal Devlet gibi bir derdiniz var ise Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın eserinden yararlanın. Tüm çözüm yolları ve formülü orada yazmakta. Tabi gerçekten samimi iseniz bunda.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.