HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 21 KASIM 2024, PERŞEMBE

Değerleri bayraklaştırdı

14.04.2023 00:00
Toprak kurumuş… Çatlamış… Tane yetişmez durumda iken yağmur beklersiniz... Rüzgâr beklersiniz… Güneş beklersiniz… Hayat veren su beklersiniz...

Yıl 1983. 

Beykoz'da İcmal Dergisi'nin temsilcisi olarak çalışmaları başlattık. Katılım her geçen gün çoğalıyordu. 

Trabzon Akçaabat Şehitlik tepesinden çıkan fikir ve gönül pınarı, bir anda vatan sathını kapladı.

1985 yılında askere gidecektim. İstanbul Aksaray'da İcmal Gençliğinin programı vardı. Konuşmalar, şiirden sonra Haydar Baş Hoca son konuşmacı olarak sahneye çıktı. Takriben 37 yaşlarında... Darmadağınık fikirleri deste deste topluyordu. Konuşma sonunda bir bayrak hediye edildi. Bayrağı açtı başı üzerine örttü. Eli ile yüzüne sürdü.

Sonra, "Bu bayrak nedir, bilir misiniz?" Diyerek kısa bir konuşma yaptı. "Bayrak namustur. Bayrak şehitlerin kanını temsil eder. Bayrak bağımsızlıktır…"

Şu an her sözünü hatırlamıyorum. O gün benim, kimliğimi yazdı. Sonra birer birer taşları ördü. İman ne demek, kulluk, vatan, anne, baba, kardeşlik, aile, evlat ne demek, ahlak nasıl yaşanır bunları süt emen çocuğun gıdası gibi veriyordu. Bizleri değerlere aşık ediyordu.

İcmal, Öğüt, Mesaj dergileri, Kur'an ifadesi ile "kuvvetler hazırla" anlamının gereği idi. 

Mesaj TV, Meltem TV, Köy TV başta olmak üzere, Yeni Mesaj Gazetesi, ölmez eserleriyle, üniversite düzeyinde, arzu ettiği kamil insan modelini yetiştirdi. 

Gönül insanı, maneviyat büyüğü olarak bahçıvan misali, gencini, yaşlısını korudu kolladı.

Bir hekim, bir öğretmen mahareti, nezaketi ve nezafeti ile başardı.

Bir baba gibi doğru ve yanlışı yıllar öncesinden görüp ayıktırdı.

Alim, arif, hoca, bilge, ledün ilim sahibi, hatip, kusursuz vaiz idi. İlimlerin toplandığı müceddid idi.

Özgürlük savaşçısı idi. Haksızlığa kim uğrasa yanında olurdu. Atatürk gibi fikri hür iradesi hür bireyler yetiştirdi. 

İlme, sanata, ilerlemeye, kalkınmaya açık, kendine ait tezleri olan, aydın ufuklar saçan, öngörüsü yüksek düzeyde aydınımızdı.

Yüksek İslâm Enstitüsü yıllarında, Hacı Mustafa Hayri Öğüt ile tasavvufi yolunu ikmal etti.

Güncel mevzuları, değişen fikirleri, dünyada olup bitenleri dikkatle takip eder tedbirler alır tehlikelerden haberdar ederdi.

İman ve insan davası için verdiği mücadelede başarılı oldu.

"Ben sizin yerinize dünya ile savaşıyorum" dedi. Savaştı. Tek başına zafer kazandı. Allah'ın rızasını kazandı. Kurtuluş gemisi Ehl-i Beyt'i ve on iki imamın sırrını, mücadele ve sevdasını kazandı.

Öncü oldu. İlkleri kurdu. Bu sebeple kurucu lider oldu.

Dini ve milli kimliği ortaya çıkarmak, toplamak, ayağa kaldırmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra hoca Atatürk'e, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e nasib oldu.

Türk örf ve âdetine, tarih ve heybetine sahip çıkan Bilge Kaan idi. Ahmet Yesevi'nin alperenlerini yetiştirdi.

"Anadolu'nun genelkurmay başkanı" dediği Hacı Bektaş Veli'nin, birlik ve beraberlik misyonunu, gönüllerin fethini başardı. Örnek kişilik olarak tarihe geçti.

Allah, böyle kullarını seçer. Onları korur. İrşad ehli böyle olunur. Kalplere etki etsin. İnsanları doğru yola çağırsın.

Hadis-i şerifte, "Alimler peygamberlerin vârisleridir" buyrulur.

Elbette vefatı bizleri derinden sarstı. Kur'an-ı Kerim'in beyanı ile; "Onlara bir ıstırap gelip çattığında şöyle derler: Biz Allah içiniz ve sonunda O'na dönüp gideceğiz." (Bakara, 156). 

Muhterem Hocamız, "Benim davam gönüllerde hakkı iktidar etme davasıdır" dedi. 

Hz. Musa'nın (a.s) asası karşısında yıkılan bâtıl, Prof. Dr. Haydar Baş ile yıkıldı.

Yezid'ler kudursa da, O, İmam Hüseyin'in (a.s) kıyamı gibi "Hak bildiği yoldan dönmedi."

"Ehl-i Beyt, Ehl-i Beyt" dedi.

Hz. Fâtıma'nın (a.s) dik duruşu, hakikate sevdası, İmam Ali'nin (a.s) hakkı bâtıldan ayıran Zülfikâr'ı, İmam Hasan'ın (a.s) ahlak ve masumiyeti, son olarak İmam Hüseyin'in (a.s) yüz güzelliğine, ism-i şerifi yazılı kadife örtüsüne bürünerek Hakk'a yürüdü.

İlim, irfan, istikameti, ağzı dualıları, zikir ehlini, Kur'an okuyanları, ibadete düşkünleri, ahlak ve fazilet sahibi kişileri ardında bırakarak, kıyamete kadar devam edecek sevaplara kavuştu.

Fikrimize, gönlümüze rahmet bulutları gibi geldi. Tohumu saçtı. Meyveleri gördü.

Bizi Allah'a emanet edip sonsuz aleme gitti.
FEYYAZ İNANÇ - KULVAR / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.