"Çömlek Patladı"

12.05.2024 00:00

Çocukken bir oyun oynardık.

Oyunda bir koşuşturma olurdu..Unutmuşum

Sordum, saklambaç ta ,saklananı ararken heyecanla gördüğün, ,yakaladığın yanlış kişisinin adını

söylersen..

" ÇÖMLEK PATLADI "diyorduk.

Hayatta heyecan yaparsan ,çömlekler de kırılır, Çömlek te kırılır.😆

NE OLDU OLDU..

BESLEYEMEDİK ÖLDÜ ,DİYE BİR SÖZ VARDIR.

BİRDE , HACI OLMAYACAK HACIYI ,DEVE ÜSTÜNDE YILAN SOKARMIŞ.

ÜVEY DEDEM , (burada , ben ölene kadar üvey olduğunu

bilmedim. Çocuklara her şey anlatılmazdı.AYRIM GAYRIM YOKTU..YA DA OLMAMASI İÇİN GAYRET VARDI.)

Kurtiş dedem, 1935 yılında da , kosovadan göçle gelmişler.Ana babası, iki kızı, bir öğle, iki öküzü ve

öküzlerin çektiği arabası.

Haftalar süren zorlu yolculukta , konakladıkları yerlerde,diğer göçenler gibi bozguna uğramışlar.

Belkide bozguncular kafileden biriydi.

Çünkü ,herkes birbirinin nesi var,

nerede saklı biliyordu..

Yerleştikleri   yerde kimisi garipleri yaşarken , hiç bir şeyi olmayan , göç edenler kısa süre sonra yer yurt ,tarla bahçe sahibi olmuşlar.

Amannn ...canım, günahları boynuna..

    Bursa'ya evlenen Kadriye halam ,iki dirhem bir çekirdek kadındı.yüzüne Arnavut düzgünü kullanır, kaşları simsiyah, gözleri yemyeşil , bembeyaz tenli bir kadındı.

Başına koyduğu

yemenisi ipekten olup taş baskı desenliydi. Uçlarında oyalar bir parmak vardı, Mutlaka iğne oyası olacaktı.. Siyah ipek çarşafı vardı , başını Atamızın eşi Latife hanım gibi bağlardı.Arkadan lastik topuzunu sarar ,güzel bir görüntü olurdu.

Kapalı çarşıda mağazası olan Ömer efendiye gelin gitmiş. ŞİBLE de , Konak gibi evleri vardı.

O Kadriye halam evin büyük kızıydı. "Bana _Annem dedi.Annem bir çömlek içine altın

o liraları koydu..üstüne bez koyup ,sonra da peynir doldurup ağzını sıkıca kapatmıştı. Bozguna uğradık, ama sadece o çömlek kayıp.

Neyse ,yine günahları boynuna..

İşte Dedem, Ana babası ( eşi ,kosova da rahmetli olmuş)ve üç çocuğu ile ,tek malı iki öküz ve araba..

O zamana göre Mercedes tabii.

Daha sonra iki çocuğuyla dul kalan babaannemle evlenmişler.

O zamanın genç adamı Kurtiş dede çiftçilik yapar ,tarla sürermiş.Horantası kalabalık. Sebze ,karpuz kavun ekermiş.

Ana babası ve bir kızı vereme yakalanıp vefat etmişler. Kadriye halam Bursaya gelin gitmiş.. Öz halamı da dedenin oğluna vermişler..

Dedenin aklında hep anacığının çömlek'i varmış.

Tahmin ediyormuş ,çömlek kime karıştı ama gözüyle görmeyince bir şey diyememişler.

Dedem ,bir gün dombaycı çukurunda öküzleriyle geçerken, öküzün ayağı bir şeye takılmış.

Yağmurda yeni yağmış, normalde bile çamur olan çukur yol ,batak haldeymiş.

Kurtiş Dedem, kurtarmak için eğilmiş.

Çuval parçası gibi bir partalmış.

Epey uğraşmış çamur içinde, son bir gayretle tam kurtaracak iken , çamurlu çuval olan bezin bir ucu gelmiyormuş.

Bir daha yüklenmiş.. Bez kurtulmuyor.Belindeki bıçakla biraz daha

açtırmış ki.bezin diğer ucu bir toprak kulba bağlı...

Aşırı derecede meraklanan Dedem, öküzleri bırakıp hemen dönerim demiş.

Aceleyle gidip gelmiş

ama ,atı alan Üsküdar'ı geçmiş.

Kurtiş dedemiz ,tam oraya varmış ki..birde ne görsün.?

Batak çamurdan çıkardığı, çuval parçası orda ,Çömlek yeri boş ,izi kalmış yadigar.Ne Çömlek ne de kulbu.

Dede saçını mı yolsun ,sakalını mı...

O vakitlerde genç olduğu için sakalı yoktur, saçını başını indirmiştir.

_ Tühhh more ..kör talihim.talih olsa ,onca malı mülkü bırakıp sap gibi geldik.

Haçan iki öküzüm var ama ,hayda dur ,hayda dur..işin yoksa.

Dediğim gibi ,atı alan Üsküdarı geçti..

Dedemin orada uğraştığını gören biri, o öküzleri götüreyim derken ,çömlecigi alıp kaçmış more ...ehhhh satayım bu talihi.

Aradan bir yıl geçmiş..Dedem, babaannem ,halam ve babam İstanbula, Samatya ya gitmişler.

Halam bir dokuma atölyesine girmiş. Dedemde ne iş bulursa çalışıyormuş.Boş bir gününde sahilde geziniyormuş.

Deniz kenarında tahta bir bavul görmüş. Eskiymis ama kapalı bir bavul..

Merak edip çakıyla açmış, birde ne görsün..?

Tahta   bavul tamamı tomar tomar paraymış.

Dedem sinirlenmiş..

tepe tüyleri havalanmış.

_ Burada da rahat yok sizden ,Gavurun mangırları deyip, bavulu kapattığı gibi denize fırlatmış..

Eve gitmiş.Saadet hanım, ben buralarda yaşamak istemiyom demiş.

Halam dünden razı.. Hemencik denkleri hazırlamışlar, zaten iki yatak yorgan ,4 yastık. Bir iki mutfak eşyası..

Dönüp gelmişler Bursa 'ya..

Pek te çalışmayı sevmeyen dede...iki öküzüyle oha oha

diyerek tarlaya gider gelir.ömür böyle geçermiş.

Yıllar yıllar geçmiş, dedenin ,kosavadan getirdikleri çömleğin akibeti...

Dombaycı da ( eski mezarlık çukuru )elinden kaçırdığı çömlek ve

İstanbul 'da bulduğu gavur paralarını denize fırlattığı tahta bavul. yaşanmış hikayelerini biz büyük torunları daima anlatıp andık..Bazen güldük ,bazen hayıflandık.

Önceki hafta yazdığım küp hikayemde bunun sonucu gibiydi .

Nasipse gelir hint "ten yemen 'den, nasip değilse ne gelir elden misali..

Güler misin??

Ağlar mısın..??

Hatıralarına

Saygılarımla.

9 .mayıs.2024-Müyesser Güzel