Üçüncü Göz Gazetesi: EĞİTİMCİNİN EĞİTİMDEN GEÇMESİ!!!

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM
muharremdegirmen @ gmail.com

Orhangazi'de eğitim ve öğretim deyince ilk aklıma gelen isimlerden biri olan değerli Hocam Yılmaz Aydeyer, geçtiğimiz gün sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmış

Gerçekten üzerinde ciddi anlamda düşünülmesi gereken bir durum.

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenler bu türlü hataları YAPAMAZ!

Ve aklıma gelen bir konu; "Formasyon derslerinde kişilere öğretmenlik mesleğine uygun dersler verilir"

İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Efendi, bal yapmayan arı olmaktan vazgeçip, artık tribünlere oynamayı bırakmalıdır.

İlk Başlarda Çok umudumuz olan ve şimdilerde siyasilere şov yapma derdine düşen Milli Eğitim müdürü Mustafa Sakarya, eğitim meseleleri ile ilgilenmelidir.

Buyurun Yılmaz Hocamın yazısını ve usta bir eğitimci olarak değerlendirmelerini yorum yapmadan sizlerle paylaşıyorum:

1.sınıfa giden bir çocukla konuştum. Üzülerek anlattı. İlk ders günü. Öğretmen sınıftaki öğrencilere sırayla "annen baban ne iş yapıyor" diye sormuş. Çocuk boynunu bükmüş, öğretmenin gözlerine bile bakamadan "babam ben doğarken ölmüş" demiş. Yani hayatında babasını hiç görmemiş bile. Bence bu soru çok gereksiz ve saçma. Öğretmenlerin bu soruyu sorması kesinlikle yasaklanmalı!

Sınıfta toplu haldeyken sorulan bu tür sorular çok yanlış ve cahilce.

Bırakın çocuğun anne ve babasının vefat etmiş olmasını,

Anne ve babanın ne iş yaptığı, kariyeri vs bile çocuklarda travmaya neden oluyor.

Kast sistemi oluşuyor.

Öğretmen bunlarla ayrı ayrı tanışabilir.

Bunu bir politika olarak MEB düşünmese dahi, aklı başında bir eğitimcinin düşünmesi lazım.

"DEVE"NİN HELALLİĞİ

Adam uzun yıllar devesiyle taşımacılık yapmış. Yaşlanan deve yolun sonuna gelmiş. Artık öleceğini anlayınca; "Sahibimi çağırın da helallik vereyim." demiş.

Devenin sahibi; 'Ne hakkı varmış ki bende ?' demiş. Ama yine de merak etmiş. Dayanamayıp devesinin yanına gitmiş.

'Ne hakkın var ki bende ?' demiş.

Deve; "Öyle deme! İlk olarak benim taşıma gücüm belliyken bunun iki katı çuval yüklerdin bana. Bu hakkımı helal ediyorum sana. Benim günlük 10 kg yiyeceğe ihtiyacım varken, sen hep 8 kg verir, kalanı vermezdin. Bu hakkımı da helal ediyorum.

Ayrıca; Üç günlük yolu iki günde gitmem için sopayla döverdin beni. Bu hakkımı da helal ediyorum. Dahası; Bir de yavrum olmuştu. Onu kesmiş, misafirlerinle bir güzel yemiştiniz. Bu hakkımı da helal ediyorum.

Amma bir hakkım var ki onu asla helal etmeyeceğim.

Sahibi merakla sormuş; 'Nedir o ?'

"Her seferinde her yolu en iyi ben bildiğim halde, tüm yükü de ben taşıdığım halde, yularımı bir eşeğe verirdin. Onu önüme koyardın.

Beni bir eşeğe mahkum ederdin ya, işte bu hakkımı asla helal etmeyeceğim!" demiş.

"Ehil olmayan, liyakatsiz insanlara; Hiçbir makamın, hiçbir değerin, hiçbir emanetin teslim edilmemesi dileğiyle..

MAZİYE BİR BAKIVER !

Kurtlar vadisinin Eşref beyi tekrar sahaya mı çıkıyor ?

Bunların hepsi tesadüf mü ?

* 2014 ve 2019 yerel seçimlerinde, AK Parti içinde ki ekip arkadaşlarıyla CHP adayını desteklemesi,

* Altılı masada ki partilerin Yalova il yönetim kurullarına, bazı yakın arkadaşlarını yerleştirmesi,

* Demokrat Partiye gelir gelmez, il yönetimini görevden aldırıp, kendine yakın isimlere parti teşkilatı kurdurması,

* Demokrat Partiye geçişinde bazı CHP' li isimlerin rol alması,

* Altılı masaya Demokrat Partinin oturmasında etkili olduğu iddiaları,

* Sayın Kılıçdaroğlunu genel seçimler öncesi ziyaret etmesi, " mütevaziliği gerçekten çok etkileyiciydi. Batı tarzı bir devlet adamı ve lider …." diyerek sosyal medya da, övgü dolu paylaşım yapması,

* Bu ziyaret de, Yalova' da ki yerel seçimlerde CHP için gösterdiği performansını, Kılıçtaroğlu ile paylaşması,

* Yerel seçimlere, İktidarın karşısında ortak aday ile girilmesi yönünde ki telkinleri,

* Sosyal medya da ki bazı haber sitelerin de, önümüzde ki yerel seçimlerin ortak adayı olarak adını gündeme getirtmesi,

* Hemen ardından, altılı masanın ortaklarından olan bir siyasi partinin il başkanı tarafından kendisi ile alakalı yapılan, övgü dolu paylaşım, sizce, TESADÜF MÜ ?

Mazi de ve yakın tarih de yaşanılanlar bunlar.

Yorum sizin….. (Ahmet Özsümer)

Bir kefede,

göz yumduklarınız, razı olduklarınız ve kayıplarınız.

Diğer kefede,

sabırlarınız, çabalarınız ve şükürleriniz.

Tartın, bir bakın.

"Niye"lerinizin çoğunun cevabı, bu sonuçta saklı.

Muharrem DEĞİRMEN /GÖZLEM / diğer yazıları