Zulüm bizdense, Ben bizden değilim..!

20.12.2023 00:00

   Vatandaşın ciğeri yanıyor, vekilleri ise mecliste ciğer mangal partisi veriyor..

   Mangal partisi, pardon iktidar partisi vekilleri "usta kebapçı" edasıyla mangal başında şiş çevirerek, şişe geçirme ve çevirme konusunda tüm maharetlerini sergilediler..

   Henüz verilmeyen ve ne zaman verileceği de muallakta olan "beş para etmezlerin" beş bin lirası ve Asgari Ücret konusunu da ele almayı ihmal etmediler.. Hazır ele almışken bir güzel evirip çevirdiler, baktılar ve bakmaya devam ediyorlar..

   Şişe geçirilme sırasını bekleyen mangal yürekli ciğerlerim de, ciğerleri patlayıncaya kadar ıslık çaldılar. Bizim vekil sizin vekilden daha iyi geçiriyor ve çeviriyor diye birbirine nispet verdiler..

   Hani ikide bir davamız da davamız diye çemkiriyorsunuz ya;

   Aslında sizin tek bir davanız var, o da "mangal davası."

   Asrın ekonomisti açıklama yaptı;

"Enflasyonun ateşi düşmeye başladı."

   Yahu bu nasıl iş anlamadım gitti. Enflasyonun ateşi düştükçe bizim ateşimiz yükseliyor, bağrımız yanıyor..

   Ne diyelim.? Ateş düştüğü yeri yakar..

   Ateşinin düştüğü gibi, enflasyonun da düştüğü günleri görürüz inşallah.. Ateşiniz bol olsun inandığınız dünyada..

   Merkez Bankası başkanının sözleri ise tam bizlik. Gelirken, bizi tanımayan birisi olduğunu sanarak günahını almışız.. Halktan birisi imiş..!

   Fiyat istikrarını sağlamaktan sorumlu Merkez Bankası başkanının bile ev kiralarının çok pahalı olduğundan şikayet edip annesinin evine taşındığı bir ülkede, Avrupa bizi kıskanıyor, ne varmış halimizde diyen büyük bir kitle var.

   Akletmeyen, sorgulamayan ve körü körüne biat eden böyle bir kitleye ne kitlersen kitle. İstersen ev yerine kümese kitle..

   2002 yılından evvel bu ülkede traktör bilem yoktu, hey gidim hey.. Sizi gidi nankörler..

   Kemal Derviş seni rahmet ve minnetle anıyorum.. Senin hakkında yine de anıranlar çıkacaktır..

   160.000 TL maaş alacaksın ama İstanbul çok pahalı bir kent, kiralık ev bulamıyorum, Hatta Manhattan'dan bile daha pahalı diyeceksin. Öbür taraftan emekliye 5.000 lira ikramiyeyi vermemek için kırk dereden su getireceksin. 7.500 lira ile yaşamaya mahkûm edeceksin.

   Sonra da kalkıp; Cuma hutbesinde adaletten, merhametten bahsedeceksin..

   Bu kadar sıkıntı ve çileye katlanıp hâla alkışlayanları da gördükçe,

     Ronald David Laing'in şu sözü aklıma geliyor:

   "Öldüğünüzde ölü olduğunuzu bilmezsiniz. Bu sadece başkaları için zordur. Aynı şey salak olduğunuzda da geçerlidir."

   Artık bazılarına ne kızıyorum ne de yanımda istiyorum. Kızmaya değmeyecek kadar değersiz, yakınımda istemeyecek kadar da hükümsüzler.

   Memleket öyle bir hale geldi ki; kimisi fon vaadi ile, kimisi don vaadi ile kandıran kandırana.

Yüzyıllar evvelinden Ömer Hayyam'ın bu güruhtan "illallah" ettiği gibi;

Bir elde kadeh, bir elde Kuran;

Bir helaldir işimiz, bir haram.

Şu yarım yamalak dünyada

Ne tam kâfiriz, ne tam müslüman.

   Bir de buna Orhan Veli'nin şu güzel dizelerinde dile getirdiği çağımızın hastalığı umursamazlık eklenince..

   Ne atom bombası,

   Ne Londra Konferansı;

   Bir elinde cımbız,

   Bir elinde ayna;

   Umurunda mı dünya!

Hulasa-i kelam:

"Zulüm bizdense, Ben bizden değilim.."