Üçüncü Göz Gazetesi: Keşke yanılmış olsaydık.!

   Biz yıllardır diyorduk demeyeceğim.! "Enflasyon artıkça faizi artırarak millî paramızın değerini kısmen koruyabileceğimizi!" yabancı paranın değer kazanmasıyla ihracattan para kazanır, bütçe açığını kapatırım aptallığını ise bir ticaret lisesi talebesinin bile yapmayacağını bilmeniz gerekirdi.

   Biliyordunuz, bilerek ve isteyerek yaptınız.! Hazineyi tamtakır bırakıp, Merkez Bankası'nı ise matbaaya çevirdiniz. Bizim gibi birçok insan, (mütevazilik yapıp bilenler demeyeyim) birçok platformda yapmayın, etmeyin diye yırtınırken, kur korumalı mevduat hesaplarının ucu açık faiz olduğunu söylerken gülüp geçtiniz. TL basıp "olmayan dolarları" satarak KKMH açtınız.

   Enflasyon patladı, alım gücü düştü, yandaşları, saf vatandaşları gaz tuz hikayeleri ile oyalayıp ceplerinden parasını, çocuğunun geleceğini ve umutlarını çaldınız..



   Biz vatanımızı seviyoruz diyenler; varını yoğunu dolar ve altına çevirip yastık altına koydu. Bir kısmı ise ucuz faizli konut kredisi kullanıp Hile-i Şer ile konut satmış gibi göstererek önce dolar aldı sonra kur korumalı mevduat hesabı açtı. Hem dövizini korudu, hem faizin âlasını aldı. Kendini kandırdı, milleti kandırdı, hâşâ Allah'ı da kandırdığını sandı. Davamızın sahibiyiz deyip vatan millet sakarya hikayeleri anlattı. Allah'tan korkmadı kuldan utanmadı..

   4 yıl gecikmiş, ülkeye yüz milyarlarca dolara mal olmuş, vatandaşı yoksulluğa, sefalete mahkum etmiş, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmış kararlardan sonra, nihayette alınmak zorunda kalınan doğru bir karar.!

   Bu saatten sonra faiz arttırımı işe yarar mı? Ne kadar bir sürede sonuç verir, yaşayıp göreceğiz. Ekonomide bilerek ve isteyerek uygulanan bu yanlış politikaları makam, mevki, rant uğruna destekleyenler, mutlu ve razı olanlar; bilin ki seksen beş milyon insanın vebali var üzerinizde. Ben hakkımı helal ediyorum diyenler çıkabilir. Ben kendi adıma hakkımı helal etmiyorum. Şundan eminim; milyonlarca insan da etmiyor. Yüce Yaradan bu dünyada ve Ahirette hesabını soracaktır, inancım bunu söylüyor..

   Siz şimdi, rant uğruna faiz indiriminde yaptığınız gibi, bu faiz yükseltme kararını da alkışlar hatta üstüne halay bile çekersiniz. Boşuna mı diyoruz; akletmeyen, sorgulamayan ve körü körünü biat eden bir kitle.!

   Umarım ki; çıkar ve menfaat uğruna, yalan bir dava uğruna, bir kısmı da suistimal edilen millî ve manevî hassasiyetler uğruna fakiri daha fakir yapan, gençlerin geleceğini çalan, kültür ve İslam'i değerlerin yozlaşmasına neden olan bu yanlışların vebalini yaşayarak ödersiniz. Ahirete kalması sizin için daha kötü.

   Yıllar evvel paylaştığım Ağa ve kahyası hikayesini affınıza sığınarak burada tekrar paylaşayım. Her şey çok güzel özetliyor aslında.

   Ağa sabah kalkar ve kahyasına arabanın hazırlanmasını, şehre ineceğini söyler. Kahya hizmetlilerin de yardımıyla, en iyi koşumlarla en iyi iki atı arabaya koşar. At arabası, atların süsü, arabanın boyası ile göz kamaştırmaktadır.

   Ağa ve kahya arabaya kurulurlar. Ağanın işareti ile araba hareket eder. Ağa yol boyunca; şu atlara bak, şu arabaya bak, kimde var böylesi diye düşünerek kasılmaktadır. Aynı anda kahyanın da aklından; ömrüm el kapılarında geçecek, keşke şu at araba benim olsaydı diye geçirirken, Ağa birden bire, arabayı durdurmasını ister kahyadan. Kahya arabayı durdurur. Bu arada köyün dışına çıkmışlardır. Ağa kahyasına dönerek, bu at arabanın senin olmasını ister misin? diye sorar. Kahya şaşkınlıktan gözleri yerlerinden fırlayacak gibi, şaka mı bu ağam diye sorar.

Ağa hayır diyincede ama ağam benim atı arabayı alacak kadar param yok ki der. Ağa da, para istemiyorum, atın b*kunu ye bu atla araba senin olsun der. Kahya atın b*kunu yedikten sonra şehre doğru yola devam ederler. Şehirden eve dönerken ağayı sıkıntı basar. Ağa, ben atla arabayı bu kahyaya verdim, şimdi köylüye ne derim diye düşünmeye başlar. Sonra dayanamayıp kahyaya;

- Kahya bu atla arabayı bana satar mısın? diye sorar. Kahya:

- Satmam ama atın b*kunu yersen sana atla arabayı geri veririm ağam der. Ağa da köylüye mahçup olmamak için atın b*kunu yer.. Köye yaklaştıkları sırada kahya gülmeye başlar. Ağa merak ve kızgınlıkla karışık sorar:

- Kahya niye gülüyorsun?

Kahya da ağaya dönüp:

- Ağam sana bir sorum olacak. Ağa sor bakalım diyince kahya sormaya başlar:

-Ağam der.. Biz köyden çıkarken bu atla araba kimindi.? Ağa cevap verir:

-Benim..

- Şimdi köye geri gidiyoruz bu atla araba kimin.? Ağa tekrar cevaplar:

- Benim..

Kahya bombayı patlatır:

-Ağam o zaman sen de ben de bu b*ku niye yedik.?

   19 Haziran 2023

   Mustafa Aydın

Mustafa AYDIN / diğer yazıları