HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 ARALIK 2024, SALI

HASAN AZKIRAN DİYOR Kİ.

26.09.2023 00:00
        Ulusal Şair Gazeteci Yazar Hasan AZKIRAN'ın  başkanlığında; 2023 Altın Kalemler tarafından yurtiçinde ve yurtdışında açılan plaket ödüllü şiir yarışmasında dereceye girip de 26 Ağustos 2023 Cumartesi günü Gemlik ilçesinde yapılan yemekli törende ödülünü alan şairlerimizin isimleriyle eserleri aşağıda sunulmaktadır.

        Hasan Azkıran tarafından 1994 tarihinden bu yana süregelen şiir yarışmaları sayesinde, "bende şiir yazıyorum" deyip de kendisini kanıtlayamayan ve perdenin gerisinde kalmış olan özellikle genç ve amatör şairleri perdenin yüzüne çıkarmak için verilen hummalı çalışma ve teşvik edici verilen ödül sayesinde yüzlerce amatör şairlerimiz topluma kazandırılmış olmakla birlikte yapılan yemekli ödül törenlerinde, yurdumuzun dört köşesinden katılan şairlerimizin birbirleriyle tanışmalarını sağlamak ve Edebiyat ve Kültür Sanat dalında  fikir alışverişlerinde bulunmaları sağlanmış bulunmaktadır. Ve bu tür çalışmalar devam edecektir" demektedir.

       Aslında HASAN AZKIRAN, 1994 yılında Genel Merkezi İstanbul da bulunan Türkiye  Şair Ozan  ve Yazarlar Kültür  Derneğinin kurucusu olup, 23 yıl gibi uzun bir zaman Genel Başkanlığını hapmış ve daha sonra kendisinin isteği üzerine derneği ehil ellere teslim ederek Onursal Genel Başkanlığını sürdürmektedir. Bu uzun yılar zarfında Dernek adına 15 Şiir Antolojisine ve 5 tane de kendi adına olmak üzere toplamda 20  şiir kitaplarına imzasını atmıştır. Ve ayrıca Yurt sathında batakhanelere saplanmış olan çok sayıda gencimizi de içine düştüğü bataklıktan çıkartarak topluma kazandırmıştır.

       Bu vesile ile kendisine ait bir şiiri ve diğer şairlerimizin şiirleriyle sevgili okurlarımıza sağlık ve mutluluklar diliyoruz.



 



GÜLÜMSE NE OLURSUN



Yüzüme öyle sessiz bakma ne olursun.

Gözlerimin önünde eriyip gidiyorsun.

Bakışlarınla beni de eritiyorsun,

Gizliden ağlama, gülümse ne olursun.           



Aş mı, ekmek mi, bir bardak çay mı istersin?           

Çekildi etlerin, bir deri, bir kemiksin           

Korkuyorum, bir hayalet, bir iskeletsin ,           

İçinden ağlama, gülümse ne olursun.



Bizi yalnız bıraktı çok sevdiklerimiz,

Kötü günümüzde bak sadece ikimiz,

Sen hasta, ben kahırda, yolda gözlerimiz,

Belki biri gelir, gülümse ne olursun.           



Senin sevdiğin yemeği yaptım bu akşam.           

Lâkin, boş gözlerle baktın, yemedin aşkım…          

Sensiz tokum, gözyaşlarım, ekmeğim aşım.           

Tabak kirli kalsın, gülümse ne olursun.



Altmış yılımız geride kaldı bak hele…

Sevgi ve saygımız , akardı dilden dile.

Asla fesat giremezdi kalplerimize,

Bizde hiç kusur yok, gülümse ne olursun                                                                           



Hekimler de, Alzheimer dedi derdimize,          

Felç de nedir Tanrım !.. Nazar mı değdi bize.         

Kadere bak , hasretiz sevdiklerimize,          

Allah var ya… yeter, gülümse ne olursun.



                                                               

Dilim hiç varmıyor ama söylemeliyim,

Bu yaşam bir gün son bulacaktır bilelim.

Son günümüzde yalnız kaldık ne diyelim.

Azrail gelmeden, gülümse ne olursun.           



Şiirlerimin ilham kaynağım hep sendin.           

Tebessümle " bunu bana mı yazdın" derdin.           

Bazılarını beğenmez bana küserdin,           

Yine de küs… ama, gülümse ne olursun.

Hasan AZKIRAN

30/01/2019 Çarşamba

Saat: 12.00 Gemlik



IŞIKLAR SÖNMESİN ÇOCUK

Dinle ey! çocuk!

Işıklar hiç sönmesin

Gökyüzünden, yağmur yağdıkça

Yağmurun sularını, topla avuçlarında

Dök toprağa suları, canlansın toprağın

Benim derdim, yurdumun insanları değil

Tozlu yolların o toprağında, kaybolan çocuk

Esti götürdü çocukluğumu, gençliğimi rüzgar

Garezim yok, öfkesini benden alan asi fırtınaya

Neyim varsa ,hepsi kayboldu karanlık sokaklarda

Yıldızlara güvenme, onlar kaybolur karanlık gecede

Tut ellerinle aydınlık meşalesini, ışıklar sönmesin çocuk

Dinle ey! Çocuk !

Işıklar hiç sönmesin

Gözlerin durgun deniz mavisi

Sinende hisset yaşarken özgürlüğü

Dişlerin beyaz, sanki yurdun değerli taşı

Trakya'da günebakan gibi, saçlarının sarısı

Bakışların yurdumu anlatır, Doğu'dan Batı'ya

Gökte uçan kartal gibi, bazen çoğalır coşkuların

Kuşun kanadında yükselir senin saf, tertemiz ruhun

Sevginden titreyen bedenin, kelebeğin uçuşunu andırır

Güneşli mevsimlerde, kızıl renge boyanan günleri gördük

Ruhunu kirleten karanlığına haykır, ışıklar sönmesin çocuk.

Dinle ey! çocuk !

Işıklar hiç sönmesin

Yanı başındaki gölgeler yalancı

Korkma, kapatma sakın o gözlerini

Gururun, sel gibi yıkmasın bentlerini

Aldırma ateşin o aldatıcı kırmızı rengine

Yaban gülü açtıkça, yeni aşkları getirir sana

Sahte sevdaya inandıkça, virane olur yarınlar

Darbeler gelir o yaşamında vurur her yanından

Akrep olur bazen hainler, gün olur kendini sokar

Mert yaşadıkça bu memleketimde, namertler olmaz

Gökte al bayrağım dalgalandıkça, ışıklar sönmesin çocuk.

Sebahattin KARAKUŞ/İZMİR





GEL AŞKIM                                            

Yılların hasretini hep yüreğimde sakladım.

Geceleri rüyamda, gündüzleri de hayalimde,

Gözlerimin derinlerinde hep seni aradım.

Buna rağmen umudumu kesmedim aşkım.

 

Dün gece evimin balkonundan denizi seyrederken,

Bir balıkçı motorunun çılgın sesi dikkatimi çekti.

Belki sen geliyorsundur diye ışıkları yakarken,

Bir umut görürde gelirsin diye el salladım aşkım.



O yürekten bakışlarını unuttuğumu sanma sakın.

Ellerimi tuttuğun anda heyecanımı da unutmadım.

Yokluğunda sevda bağımı koparmadım, dün gibi yakın,

Yarınları bekletme bana, bu gün geliver aşkım.



Yollar aşkımızın tozu dumanı olmuştu biliyorsun.

Yıllar o tozların içinden akıp gitti sen yine yoksun.

Geceler bana haram, aslında sen bunu görüyorsun,

İnadı bırak zaman geçmeden kapımı tıklayıver aşkım.

Beyan GÜZEL/İSTANBUL





KALBiMİN MÜCEVHERiSiN BABAM      



Küçük dünyama sımsıkı sarıldın

Ellerimden tutarak baba sevgisini yaşattın

Hayatta tutunduğum en değerli dalım

Gülüşlerin cennette ışık saçan parça gibiydi

Kalbimin en yakışıklı kahramanı sensin babam



Sevginle büyüdüm, huzurla uyandım sabaha

Her saniye seninle güldüm hayata

Güneş gibisin canım babam

Yüreğime mutluluk, kalbime sevginin sıcaklığını verdin

Kalbimin mücevherisin canım babam



Değerin yıkılmayan sağlam bir kale gibi

Şefkatin,sevgin,kalbimde kocaman bir ömür gibi

Seninle yaşadığım,cennet sevginle dolu bahar gibi

Hayatımı anlamlandıran canım babam

Kalbimde parlayan en değerli yıldızsın babam

Aysun SERTDENİR/ANKARA





AH BİR BİLSEN

Sen giderken yanında neleri götürdün.

Ah Bir bilsen.

Sevgiyi şefkati saygıyı.

Daha da ötesi.

Sen yanında insanlığı da götürdün

Kardeş kardeşe düşman oldu .

Sevgiler dostluklar öldü.

Kör oldu insanlar .

Birbirini göremez oldu.

Sudan sebep şeylere düşman oldu.

Yani sen giderken yanında her şeyi götürdün.

Hiç kalmadı heybemizde kimseler.

Bir özlem kalmıştı.

Bazısı da onu götürdü.

Baba.

Nuray DENİZ/KAYSERİ





EY KUTLU CUMHURİYET                                         

Bin dokuz yüz yirmi üç, Yirmi Dokuz Ekim'de,

Güneş bir başka doğdu, Ankara üzerinde.

Tekbirler ve salâlar, inletti Ankara'yı,

Hacı Bayram Camii, oldu gönül sarayı.

Ata'mdan armağandır, bize bu cumhuriyet.

Kutlu olsun yüzyılın, EY KUTLU CUMHURİYET!



Yedi düvel toplandı, haçlıların ordusu,

Siper etti göğsünü peygamberin ordusu.

Tekbirler ve salâlar yükseldi Arş'a çıktı.

Rıfat Börekçi Hoca sonra minbere çıktı.

Şahlanarak haykırdı: "Ya ölüm, ya hürriyet!"

Kutlu olsun yüzyılın, EY KUTLU CUMHURİYET!



Kutlu olsun milletim, asırlık çınarımız,

İlelebet aksın hep, çağlasın pınarımız.

En büyük bayramdır bu, bu kahraman millete,

Kırdı zincirlerini, baş eğmedi zillete.

 "Hakkıdır milletimin, ebediyyen hürriyet."

Kutlu olsun yüzyılın, EY KUTLU CUMHURİYET!



 

Bir bir boşa çıkardık düşmanın hilesini,

Al bayrakla donattık yurdun her kalesini.

 "En büyük eserimdir!" demişti büyük Ata'm

En büyük eserini koruyoruz ey Ata'm!

 "Hakkıdır hür yaşamış, bayrağımın hürriyet!"

Kutlu olsun yüzyılın EY KUTLU CUMHURİYET!

Kutluların kutlusu EY KUTLU CUMHURİYET!

Yücel KURUCU/ISPARTA                                 





İLKBAHAR                                

Mevsimin ilkbaharı nisan ayı gelmiş.

Gönül bahçeme baktım çicekler yeşermiş.

Mutluluk,huzur uzakta değilmiş meğerse,

Gözlerime sevgiyle bakıp öptüğün yerde.



Aşklarını mutlulukla yaşat düşlerinde.

Kavuşmaksa bekle vakti var belkide.

Ayrılığı seninle kaderin içine sığdırdım.

Umutlarımı gönlümde yaşattığım yerde.



Aydınlanmayan her gecenin sabahını bekle.

Denizlerin çağlayan köpüklerinden aksın.

Doğacak güneşin ardından sabahımsın.

Gökyüzünde kuşların özgürce uçtuğu yerde.



Bilmem bakışlarından kalmış bana ne mana.

Yangınlardan uzak kalmış ateşlerde yanma.

Derin akan duyguların nehrinde boğulmadan.

Sürprizlere hazır ol bedelini ödediğin yerde!..

Ülke TEMİZ/BURDUR



……………….X……………



SEVDİK ATATÜRK                                         



Dünyayı gözünden gördük biz senin,

Yürüdük, izinden geldik Atatürk.

Türklük onurunu şaha kaldırdın,

Türk'ü sevişini, sevdik Atatürk.

Zaferle güldürdün, bahtı karayı,

Yüreğinle sardın, derin yarayı,

Yıktın, viran ettin, tahtı, sarayı,

Halktan oluşunu, sevdik Atatürk.



Yurdumun insanı, esir alınmış,

Analı babalı, öksüz kalınmış,

Vatan toprağında düşman salınmış,

Düşman kovuşunu, sevdik Atatürk.



Adını koyanlar çok güzel koymuş,

Mustafa, Kemal'e nasılda uymuş,

Demirdağ seslenmiş, Karpatlar duymuş,

Türk'ü duyuşunu, sevdik Atatürk.



Yeşerttin yurdumda, çorak tarlayı,

Huzurla doğuyor, güneşi ayı,

Gıptayla baktırdın, Türk'e dünyayı,

Türkçü duruşunu, sevdik Atatürk.



Atatürk dedik ya; milletçe sana,

Bir daha timsalin gelmez cihana,

Mertliğin, ırkından mirastır cana,

Öz Türk oluşunu, sevdik Atatürk.

Avni YEĞİN/ERZURUM-İSPİR





ZAMANIN ARDIN SIRA                             

Ardın sıra yürüyorum zamanın

O koşar adım gidiyor burnu dik

Ben arkama bakıyorum boynu bükük

Ardın sıra yürüyorum zamanın

O geleceğe doğru atılıyor

Bense geçmişi arıyorum dört gözle

Bir haber gelmiyor dost diyarından

Bir kement dolanmış boynuma

Bir değirmen taşı gibi dönüyorum

Dertlerimi ezmek istercesine

Ebruli bir hüzün çöküyor kış günlerime



Ardın sıra yürüyorum zamanın

O bakmıyor arkasına -benden habersiz gibi-

Bense rüzgârın ellerine bırakıyorum kıvırcık saçlarımı

Güneş yavaş yavaş batıyor -sinsi bir düşman gibi-

Hayat bir varmış bir yokmuş gibi

Ardın sıra yürüyorum zamanın

Gülten KARAATEŞ/BUESA





 
HASAN AZKIRAN - GÖNÜL PENCERESİ / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.