KOLAY PARA

15.11.2023 00:00

     Eskilerin daha doğrusu büyüklerimizin söylediği bir söz vardır. Sonradan görme gâvurdan dönme diye. Burada gâvur olarak neyi kast ettiklerini de anlayabilmiş değilim.

      Sosyal medyada her gün insanların yediklerini, içtiklerini, giydiklerini büyük bir görgüsüzlük ile sergilediklerine şahit oluyoruz. Normal bir kahvaltıyı sanki hiç kimse yapamaz gibi lanse etmelerini görgüsüzlük olarak görmeyelim de ne olarak görelim. Çocukluk yıllarımızda arkadaşlarımızla oyun oynamaya kendimizi o kadar kaptırıyorduk ki yemeyi içmeyi bile unutabiliyorduk. Annelerimiz, anane veya babaannelerimiz bizim bu oyunlardan vazgeçmeyeceğimizi düşünerek bu gün çok fakir yemeği gibi görünen bahçemizdeki fırında pişirdiğimiz ekmekten bir dilim keserek üzerine salça, yağ, kekik sürerek ellerinde yanımıza gelerek bir köşede yedirmeye çalıştıklarını benim yaşıma yakın insanların birçoğu hatırlar. Beraber oyun oynadığımız arkadaşlarımız ne yediğimizi görüp özenmesinler diye bunu mutlaka bir köşede yaparlardı. Aslında özenecek bir şey de yok. Köy ekmeği, salça, zeytinyağı, kekik her hanede o zamanlar olan şeylerdi.

     Bir jimnastikçiyi düşünün, belki de bir yıl veya daha fazla bir zaman da bütün gün çalışmalarını yalnızca üç, dört dakikalık bir yarışma için feda ediyor. Baktığınız zaman büyük bir sabır örneğidir. KOLAY PARA kazananlarda üç, dört dakikalık gayri meşru kazandıkları para ile bir ömrünü lüks ve şatafat içinde yaşıyor. Kazandığı o KOLAY PARANIN nasıl yönetileceği konusunda bilgi, birikim ve kültürden yoksun olduğu için insanların içinde kendini ayrıcalıklı konuma sokmaya çalışırken, sonradan görmeliğini daha kısa metrajlı filmin fragmanında bedelini ağır ödüyor. Son zamanlarda ajanslara konu olan kişiler kendilerini deşifre etmek için elinden geleni yaptılar. Ya kendilerini deşifre etmeyenlerin kim bilir sayıları ne kadardır?

      Devletimiz, KOLAY PARA, kara para, haksız kazancın önüne bir an önce geçmelidir. Toplum ahlakı ve geleceğimiz hızla çürümektedir. Kim ne okuyor, kim ne yazıyor, kim ne düşünüyor u takip ettiği kadar, KOLAY PARAYI bu insanlar nasıl kazanıyor, nereden buluyor uda takip etmelidir.

     Şimdi zeytin hasadı zamanı, bizim zeytin üreticileri de aynı yukarıda örneğini verdiğim jimnastikçi gibi bütün yıl çalıştıkları zeytin bahçelerinin ürününün karşılığını almak istiyorlar. Zeytin ağacının en tepesinde bir dalda kalan bir zeytini koparmak için bütün günün yorgunluğuna rağmen on ayaklı merdivenin en tepesine çıkana kadar bütün emeğini ürününe veriyor. Devlet kurumu olan Tarım Kredi Kooperatifinin zeytin üreticilerine uyguladığı barem fiyatlar. Marmara birlik fiyatlarının çok gerisinde olmasında dolayı birlik üyesi olmayan üreticileri zorda bırakmıştır. Bu da yetmiyormuş gibi ne zaman zeytin alacağı da ancak papatya falı ile belli oluyor.

Tarım kredi kooperatifine üye olmak için birinci şart, Çiftçi Kayıt Sistemine(ÇKS) üye olmaktır. Tarım ile uğraşan ve ÇKS yaptıran çiftçiler şimdide bu seneye mahsus olarak verilen Cumhuriyet Bayramı ikramiyesi olan 5 bin TL'yi alamıyorlar. Bağ Kur'dan emekli olan çiftçilerimizin büyük bir çoğunluğu bu ikramiyeden mahrum bırakılmasını anlamak mümkün değildir.