Milli Ekonomi Modeli'nde sosyal devlet projeleri arasında yer alan 'vatandaşlık maaşı' projesi, sosyal devlet olmanın bir gereği olduğu gibi mevcut pek çok problemi de halledecek önemdedir.
"Millet için devlet" anlayışını hayata geçirecek olan bu anlayış, milletini yedirip içirme vs. her türlü maddi konuyu içerirken, milletin kimliğinin muhafazası ve adının şerefle taşınması gibi manevi boyutu da olan bir meseledir.
Devletin "alan el değil, veren el" olma vasfını anlatan bu proje, Türkün geçmişinden gelmektedir.
19. yüzyılda Batıda Türk tarihinin en ünlü uzmanlarından biri olan Claude Cahen Türk hakanlarının bu özelliğine dikkat çekerek şunları söylemişti: "Başka milletlerin aksine Türk'lerde halkı besleyen, giydiren ve harçlığını veren bizzat hakandır. Onlarda vergi demek, halkın genel masrafı emektir. Eğer hakan yurttaşlarının gelirini sağlayamayacak hale gelirse, onlara izin verir. Onlar da gidip nafakalarını başka bir hakanın bayrağı altında ararlar."
Büyük Türk Hakanı Oğuz Kaan ise duasında "Türk ülkesinde adaletten başka şey hüküm sürmesin… Türk yurdunda yoksulluk o kadar azalsın ki, fakirlik suç sayılsın" demiştir. Milli Devlet tezinde, vatandaşlık maaşı ile bizim yapmak istediğimizde, devletin tarihten gelen "baba devlet" olma vasfını tekrar kazandırmaktır.
Vatandaşlık maaşı Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırlarında yaşayan her Türk vatandaşının hakkıdır.
Bu maaş, AB'ye veya ABD'ye sevdalı olanların "Ben Türküm" demekten gururla bahsetmesini sağlayacaktır. Çünkü, vatandaşların devletine sahip çıkması, devletin vatandaşının ihtiyaçlarını karşılaması ile ilgilidir.
Bugün ülke yönetimine yön veren siyasiler, bireylere "başka ülke vatandaşlığını" tavsiye edebilmektedirler.
Bu tavsiye aslında kendindeki acziyetin ilanıdır.
Terör meselesinin hallinde de bu proje etkili olacaktır. İşi ve parası olmadığı için kandırılarak dağa çıkarılan gencimiz, eğer devlet babasının ona baktığını bilse, devletine silah çekebilir mi?
Veya devletten para alan aile çocuğunu dağa yollar mı?
Vatandaşların geçim derdi onları bu tür bölücü hareketlerin kucağına atmaktadır.
Verilecek maaş, ekonomileri de canlandıracaktır. Alınan para, tüketimde kullanılacağı için direkt olarak piyasalara yansıyacak ve tüketimi arttıracaktır. Bu bağlamda tüketim artışı üretimi de tetikleyecek, ekonomide sürekli büyüme temin edilecektir.
Bu projenin yanında devletin veren el olması ile ilgili Bağımsız Türkiye Partisi'nin diğer projeleri şöyledir:
Ev kadınları işçi statüsünde emekli edilecektir.
Emeklilerin maaşlarından vergi ve kesintiler kaldırılacaktır.
Gençlere uzun vadeli faizsiz evlenme kredisi verilecektir.
Doğum yapan her anneye doğum ikramiyesi verilecektir.
Kimsesiz yaşlılara maaş bağlanacaktır.
Şehit yakınları, dul ve yetimlere devlet sahip çıkacaktır.
Üniversite harçları kaldırılacaktır.
100 milyarın altında geliri olanlardan vergi alınmayacak.
KOBİ'lere ve esnaf kesimine uzun vadeli faizsiz kredi verilecektir.
Tarım kesimine ürününe karşılık avans verilecektir.
Nakliyecilere uzun vadeli faizsiz kredi verilecektir.
Sanayicilere proje mukabili faizsiz kredi verilecektir.
Bunlar için değeri 3 katrilyon dolar olan madenlerimizin devlet - millet eli ile işletilmesi yeterli bir kaynaktır.
Ancak Milli Ekonomi Modeli'nde devletin diğer gelir kalemleri olan senyorajın devreye konması ve 100 milyarın üzerinde geliri olanlardan vergi alınması ile "devlet veren el" olarak bu sosyal devlet projelerini rahatlıkla hayata geçirebilir.
Vatandaşlık maaşı ve diğer sosyal devlet projeleri, ekonomiye katkı sağlamalarının yanında devlet ile milleti bir ve beraber yapmanın, vatandaşların kimliğine ve vatanına sahip çıkmasının da önünü açmaktadır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 26.03.2012 tarihli yayımlanan yazısıdır...