Üçüncü Göz Gazetesi: Adalet İstiyoruz, Suç Mu!?

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ
huseyni1661 @ gmail.com

Evet, sevgili canlar adalet istiyoruz. Yalnızca adalet. Bu suçsa suç işlemeye devam edeceğiz. Adaleti herkes için istiyoruz. Zira herkes için olmayan adalet de adalet değildir. Kim ne derse desin, kim nasıl baskı kurarsa kursun adalet için mücadele etmekten zerrece geri durmayacağız.

Adaletin timsali Hazreti Ali'ye "Devletin dini olur mu?" diye soranlara O Kutlu insan "Devletin dini DADALETTİR" diye cevap vermiştir. Onun içindir ki asırlar sonra Oğuz Töresini baz alan Kadim Türk Devlet yapısını diriltip Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk "Adalet Mülkün Temelidir" diyerek bu kutlu anlayışa işaret etmiştir. Devleti ayakta tutan yegâne unsur adalettir. Kanunlar vahşi olabilirler. Ama uygulamada adalet olursa herkes huzur bulur.

Gelinen aşamada 70 yaşındaki bir teyzemiz bile kendini güvende hissetmiyorsa, her an alınma korkusu yaşıyorsa büyük bir sorun var demektir. Devleti idare edenlerin halka korku değil güven vermeleri gerekir. Bu konuyla ilgili olarak tarihi bir olay çok önemli ders niteliği taşımaktadır. 2. halife Ömer döneminde yardım edilmek istenen hamile bir kadına "Halife Ömer seni çağırıyor" haber salınınca kadıncağız yolda korkudan çocuğunu düşürüyor. Bunun üzerine halife Ömer kurmay ekibini topluyor ve bu olayda kendisinin bir vebali olup olmadığını soruyor. Adaletin özünü bilmeyen o sahabeler "Ya Ömer bu olayda senin ne gibi bir kabahatin olabilir ki. Sen kadına yardım etmek istedin. Onun için hiçbir vebalin yoktur" şeklinde hüküm verdiler. Vicdanı huzur bulmayan Halife Ömer konuyu adaletin timsali, hak ile batılı ayıran Furkan, adalet terazisinin şiarı İmam Ali Efendimize açıyor. İmam Ali'nin verdiği hüküm aynen şöyledir. "Ya Ömer! Bu çocuğun kefareti senin boynunun üzerindedir ama sen katil değilsin." Bunun üzerine halife Ömer " Ya Ali, madem katil değilim neden çocuğun kefaretini ben ödüyorum" diye sorunca, İmam Ali "Ya Ömer! Senin toplum nezdinde korkutucu bir ünvanın var. halk senden korkuyor. Eğer ki bu kadıncağıza haber gönderdiğinde "Halife Ömer seni yardım yapmak için davet ediyor" diye haber salsaydın bu kadın korkmayacak ve çocuğunu da düşürmeyecekti. Senin adının korkunçluğundan kadın cezalandırılacağını zannetti ve bundan dolayı çocuğunu düşürdü. Onun için katil değilsin ama çocuğun diyetini ödemek sana düşer" diye hüküm vermiştir. Bunun üzerine Halife Ömer "Allah, Ali'nin olmadığı bir yerde bana hüküm vermeyi nasip etmesin. Ali olmasa helak olurdum" diye halini ortaya koymuştur.

Şimdi anladık mı adalet çizgisinin ne kadar ince olduğunu. Yöneticiler topluma korku değil, güven vermelidirler. Öyle ki kan düşmanınız bile sizden emin olmalıdır. Sizin adil hüküm vereceğinize inanmalıdırlar. İşte 3.Göz Medya ekibi olarak ve de bilhassa şahsım İrfan Aydın olarak hayatımın her zerresini bu inanç doğrultusunda yaşarım. Hüküm verirken taraftarlık olmaz. Adalet her şeyden üstündür. Hazreti Peygamber Efendimiz, ilk hicret kafilesini neden Kral Necaşi'ye gönderdi! Çünkü "O adil bir hükümdardır" diye buyurdu. Yani Necaşi adil olduğu için canlarını ona emanet ettiler.

Gelinen bu aşamada ülkemizde en çok adalet yoruldu. En çok adalet yıpratıldı. Adliyeler saray oldukları günden beri adalete kapalı, müdahaleye açık hale geldiler. Ne olursa olsun adliyelere talimat verilmemesi gerekmektedir. Orada adaletin tesisi için görevlendirilen hakim ve savcılar da asla duygularıyla değil, tamamen adalet duygularıyla karar almalıdırlar. Son zamanlarda yaşanan bazı olaylar adalet terazisinin iyice şirazesinden saptığını gösteriyor.

En son İstanbul'da yaşanan ve de ayrıntılarını manşet haberde verdiğimiz olay da göstermektedir ki adliyeler siyasi baskı altındadır. Bundan bir an önce kurtulunması gerekmektedir. İster Sedat Peker'in yardım kolileri olsun isterse de Alaattin Çakıcı'nın hiçbir suretle bu yardım dağıtımları engellenemez. Dağıtanlara terörist muamelesi yapılamaz. Biz orada denk gelmeseydik Ramazan günü hayır hasenat için bir araya gelen onlarca insanı Vatan Emniyetine götüreceklerdi. Bir iki gün gözaltı, sonra gidebilirsiniz. Olacak iş mi bu! Yine de 8 saati aşkın süre hürriyetimizden alı konulduk. Tabii ki konuyu yargıya taşıyacağım ama neden böyle olaylar oluyor! Sorun burada. Sayın Erdoğan'ın seçim öncesi vereceği en hayırlı talimat KESİNLİKLE YARGIYA SİYASET MÜDAHALESİNİN ÖNÜNE GEÇİLECEK BİR TALİMAT OLMALIDIR. Böyle olursa ortalık biraz olsun sakinleşir. Bizler adalet mücadelemizden zerrece taviz vermeden ve de hukuk dışına çıkmadan sorunların üstesinden gelmeye devam edeceğiz.

Seccade Krizi Nusret Demiral'ı Hatırlattı

Son günlerde kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan biri de sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun seccade krizi. Bu konuya iki kelime de olsa değinmeden geçemeyeceğim. Öncelikle şu çok iyi bilinmelidir ki o foto kalabalık bir ortamda değil, evde çekilmiştir. İnsan evine misafir davet ederken ulu orta eşya bırakmaz, seccade hiç bırakmaz. Kıble yönünde televizyon açık ve o şekilde zaten namaz olmaz. O karedekilerin en azından o an itibariyle namaz kılacak bir durumları da gözükmüyorsa nereden çıktı bu seccade meselesi!!! Malum CHP İstanbul İl Başkanı sayın Kaftancıoğlu'nun daha önce kamuoyuna yansıyan bir açıklaması olmuştu. "Benim kocam bir oturuşta bir domuz yavrusunu tek başına yemişliği vardır" diye. Doğrudur yanlıştır bilmem. Kamuoyunda çok tartışılmıştı. Şimdi bu arkadaşın temsil ettiği elit! kesimin zihniyeti bellidir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu son zamanlarda Seyid soyundan olmasıyla gündeme gelince bunu gölgelemek gerekti. Bu kumpası CHP içindeki elitlerin! Temsilcileri yapmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu dışarıya suç bulana kadar bunları iyi görmelidir. Hatırlarsanız 1995 seçimlerinde MHP rahmetli Başbuğun önderliğinde baraj sorunu olmadan seçime giriyordu. Tüm anketlerde MHPnin oyu baraj üstü görünürken son virajda MHP Ankara Milletvekil adayı eski DGM Başsavcısı rahmetli Nusret Demiral "Ezanın Türkçe Okunması" İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU. BİR ANDA ORTALIK KARIŞTI. MHPye yönelik eleştirilerin tozu arttı. Zaten rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun ekibi de BBPni kurmuştu. Üstüne tuz biber oldu. Sonrası malum MHP baraj altı kalmıştı. Hatırlatmak istedim. Sağlıcakla kalın.

İrfan AYDIN / HÜSEYNİ / diğer yazıları