HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 29 EKİM 2025, ÇARŞAMBA

Milli servetin yarısı, zengin kesimin cebine gidiyor

07.01.2025 14:22
Milli servetin yarısı, zengin kesimin cebine gidiyor
Milli servetin yarısı, zengin kesimin cebine gidiyor
En yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, 2024'te bir önceki yıla göre 0.6 puan azalarak yüzde 48.1 oldu. Ancak söz konusu kesimin payı 2018'de yüzde 46.3 idi. En yoksul yüzde 20'lik kesimin gelirinde ise yıllardır hareketlilik yaşanmıyor.

Milli servetin yarısı, zengin kesimin cebine gidiyor

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2024 yılına ilişkin 'Gelir Dağılımı İstatistikleri'ne göre, Türkiye'de en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, 2024'te 2023'e göre 0.6 puan azalarak yüzde 48.1'e düşerken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay 0.2 puan artışla yüzde 6.3 olarak kayıtlara geçti.

Hangi kesimler kaybetti

Verilere göre, hane halkı kullanılabilir fert geliri kapsamında en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, 2024'te 2023'e kıyasla 0.6 puan azalarak yüzde 48.1'e indi. Bu kesim 2014 ile 2023 yıllarını kapsayan son 10 yıl içinde en yüksek orana yüzde 48.7 ile 2022'de, en düşük orana ise yüzde 46.3 ile 2018'de erişmişti. Üçüncü en yüksek gelir elde eden kesim (yüzde 41-60 arası) ile dördüncü en yüksek gelir elde eden (yüzde 61-80) son 10 yılda en çok kaydedenler oldu. Üçüncü yüzde 20'lik kesimin 2014'te yüzde 15.2 olan payı 2023'te yüzde 14.6'ya, dördüncü yüzde 20'lik kesiminki ise yüzde 21.5'ten yüzde 20.7'ye düştü. Veriler ortadireğin son yıllarda ağır darbe aldığını gösteriyor.

Fakirler nerede duruyor?

En düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay ise 0.2 puan artarak yüzde 6.3'e yükseldi. Bu kesimin geliri 2016'da da yüzde 6.3'te idi. Söz konusu kesimin payı 2019'da yüzde 5.9 ile dibe vurdu.

Gini katsayısı zerre miktarınca azaldı!

Gini katsayısı, gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden biri olarak kabul ediliyor. Söz konusu katsayı sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1'e yaklaştıkça bozulmayı ifade ediyor. Gini katsayısı, 2024'te 2023'e göre 0.007 puan azalışla 0.413 olarak tahmin edildi. Bu oran Slovenya'da 0.246 (dünyada en düşük), Belarus'ta 0.257, Almanya'da 0.319, Çin'de 0.385, ABD'de 0.414, Güney Afrika'da 0.630 olarak ölçüldü. Haliyle Türkiye, şiddetli gelir adaletsizliğinin olduğu ülkeler arasında yer alıyor.

Hane halklarının geliri fena artmış!

Öte yandan verilere göre, Türkiye'de yıllık ortalama hane halkı kullanılabilir geliri, geçen yıl 2023'e göre yüzde 106.9 yükselişle 374 bin 899 liraya çıktı. En düşük gelir Van, Muş, Bitlis ve Hakkari bölgesinde gerçekleşti. Toplam gelir içinde en yüksek payı, yüzde 48.8 ile 2023'e göre 0.3 puan artan maaş ve ücret geliri aldı. Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla yükseköğretim mezunlarında 309 bin 721 lira, lise ve dengi okul mezunlarında 240 bin 470 lira, lise altı eğitimlilerde 168 bin 407 lira, bir okul bitirmeyenlerde 106 bin 478 lira olarak hesaplandı.

Tarım para kazandırmadı

Esas iş gelirleri sektörel olarak incelendiğinde, en yüksek yıllık ortalama gelirin 242 bin 299 lirayla hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin 153 bin 773 lirayla tarım sektöründe elde edildiği görüldü. 2023'e göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 115.4 ile inşaat sektöründe gözlenirken bunu yüzde 102 ile sanayi sektörü izledi. Hizmet sektöründe yüzde 100.2, tarım sektöründe ise yüzde 66 artış kaydedildi.

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.