HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 30 EKİM 2025, PERŞEMBE

Başkan Gökhan Ulusu: “Çiftçimize Can Suyu Geliyor, Orhangazi-2 ve Gölyaka Hatlarından Su Verilmeye Başlanıyor”

21.04.2025 11:51
Başkan Gökhan Ulusu: “Çiftçimize Can Suyu Geliyor, Orhangazi-2 ve Gölyaka Hatlarından Su Verilmeye Başlanıyor”
Başkan Gökhan Ulusu: “Çiftçimize Can Suyu Geliyor, Orhangazi-2 ve Gölyaka Hatlarından Su Verilmeye Başlanıyor”
Tarımda üretimin sürdürülebilirliği ve çiftçimizin refahı için uzun süredir üzerinde çalışılan tarımsal sulama projelerinde önemli bir aşama daha tamamlandı. AK Parti Orhangazi İlçe Başkanı Gökhan Ulusu, yaptığı açıklamada Orhangazi-2 ve Gölyaka pompa hatlarından yarından itibaren su verilmeye başlanacağını müjdeledi. Başkan Ulusu, bu gelişmenin Orhangazili üreticiler için adeta bir "can suyu" olacağını belirtti.

 "Tarım bizim için sadece üretim değil, aynı zamanda bir gelecek vizyonudur" diyen Başkan Ulusu, bölgedeki su kaynaklarının verimli kullanılması, tarımda modern sulama sistemlerine geçilmesi ve çiftçinin desteklenmesi için devletin tüm kurumlarının büyük bir özveriyle çalıştığını vurguladı.

 "Uzun süredir süren istişareler, saha çalışmaları ve teknik planlamalar sonucunda Orhangazi-2 ve Gölyaka pompa hatlarımızı çiftçilerimizin hizmetine sunuyoruz. Bu iki ana hat üzerinden sağlanacak su, bölgedeki birçok üreticimizin verimini artıracak, tarımsal sürdürülebilirliği güçlendirecek."

Başkan Ulusu, özellikle DSİ (Devlet Su İşleri) Bölge Müdürlüğü ile yapılan koordineli çalışmalar sayesinde bu projenin başarıyla tamamlandığını ifade etti. Sulama sezonunun başlamasıyla birlikte, bu hattın devreye girmesinin çok kritik bir zamanlamaya denk geldiğini de sözlerine ekledi.

 "Çiftçimizin Yanındayız, Her Damla Su Üretime Dönüşecek"

Orhangazi'de zeytin, üzüm, sebze ve meyve üretiminin yoğun olduğunu hatırlatan Başkan Gökhan Ulusu, tarımsal üretimde suyun en temel kaynak olduğuna dikkat çekti:

 "Kuraklık risklerinin arttığı, mevsimsel dengesizliklerin yaşandığı bir süreçte suya erişim her zamankinden daha kıymetli hale geldi. Devletimiz bu konuda hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan çiftçimizin yanında olmaya devam ediyor. Her damla suyu üretime dönüştürmek için gayret ediyoruz."

Başkan Ulusu, başta AK Parti Bursa İl Başkanlığı olmak üzere, konuyla yakından ilgilenen Bursa Milletvekillerine ve DSİ Bölge Müdürü'ne teşekkür ederek, sürecin her aşamasında sağlanan desteklerin önemine vurgu yaptı.

"Tarımsal Kalkınma Vizyonumuz Güçlenerek Devam Ediyor"

Açıklamasında Türkiye'nin tarımsal kalkınma vizyonuna da değinen Ulusu, sulama projelerinin sadece bugünün değil, gelecek nesillerin de üretim güvencesi olduğunu ifade etti:

 "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, ülkemiz genelinde tarıma verilen destek her geçen gün artıyor. Orhangazi'miz de bu vizyonun güçlü bir parçası. Sulama altyapılarını iyileştirerek, çiftçimizin daha az maliyetle, daha çok ve kaliteli üretim yapmasını hedefliyoruz."

"Orhangazi'nin Toprağına, Üreticisine Sahip Çıkıyoruz"

AK Parti Orhangazi İlçe Başkanı Gökhan Ulusu'nun bu müjdesi, ilçede büyük sevinç yarattı. Uzun süredir su bekleyen üreticiler için bu gelişme, sezon öncesi moral ve motivasyon kaynağı oldu. Açıklama, aynı zamanda AK Parti'nin yereldeki tarım politikalarının sahaya yansımasının somut bir örneği olarak değerlendirildi.

Başkan Ulusu, açıklamasını şöyle tamamladı:

 "Bu süreçte emeği geçen tüm kurumlarımıza, teknik ekiplere, sahada çalışan mühendislerimize, DSİ'mize ve bizlerle sürekli istişare halinde olan çiftçilerimize teşekkür ediyorum. Orhangazi'de üretimin, alın terinin, emeğin yanında olmaya devam edeceğiz. Çiftçimize hayırlı, bereketli bir sezon diliyorum."

Haber-Muharrem DEĞİRMEN / 3. GÖZ HRA

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.