HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 01 ŞUBAT 2025, CUMARTESİ

4. Yargı Reformu Stratejik Tanıtım Toplantısı Yorum Yazı Dizisi - 2. Bölüm

01.02.2025 00:00
Gökkubbe- Vural IŞIK

Strateji Uzmanı Vural Işık'tan 4. Yargı Reformu Stratejik Tanıtım Toplantısı Yorum Yazı Dizisi - 2. Bölüm

 

Öncelikle 4. Yargı Reformu Stratejik Planı ile ilgili kaleme aldığım yazı dizisinin 1. Bölümüne göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Tahlil ve yorumlarıyla ve de takdirleriyle bizleri onurlandıran yargı mensuplarına ve kıymetli siyasetçilerimize teşekkür ediyorum. Alanında uzman birçok kıymetli yargı mensubunun, yazıyı dikkate alıp kıymetli görüşlerini paylaşmaları yakılan bu çoban ateşinin amacına ulaştığını gösteriyor. Böyle bir fırsatı biz genç kalemlere sunduğu için de 3. Göz Medya'ya teşekkür ediyorum. Milli mücadelemizde öncü birliklerden biri olan basınımızın geri kalan kısmında milleti uyutan ve hiçbir şey anlatmamak için çok şey anlatan, gereksiz programlardan kafasını kaldırıp milletin meseleleriyle biraz daha etkin ilgilenmesi en büyük temennimdir.

Açıklanan maddeler arasında "Yeni ve Sivil Anayasa" hedefini de 4. Yargı Reformu içerisinde gördük. Milletimizin vatandaşlık haklarının tam olarak korunması şartıyla yeni anayasayı destekliyorum. Ancak Anayasa'nın ilk 4 maddesi bu milletin hassas çizgisidir. Aynı şekilde muhafaza edilmesi şarttır. En ufak değişiklik bile Allah korusun ülkemizi çok büyük bir kaosa, bir felakete sürükleyebilir. Türk milletini, bu 4 maddenin ağıza alınması bile çok ciddi şekilde rahatsız ve tahrik ediyor. Dikkatli olunduğu takdirde, çağımıza uygun, yeni ve sivil anayasayı ülkemiz için olumlu buluyorum.

Maddelerden bir diğeri "İnsan Kaynakları Nicelik ve Nitelik Arttırma" bu maddeye göre hukuk fakülteleri ve kontenjan azaltılacak. Amaç yargıda kaliteyi arttırmaksa bu uygulama elbette ki kıymetli bir adım olmakla birlikte, bir ayağı her zaman eksik kalacaktır. Bu konuda nacizane görüşüm şudur ki; hukuk alanında kalitenin ciddi şekilde arttırılması için hakim ve savcı adaylarının staj sürelerinin içinde bir ay süre ile kimlikleri gizlenerek Türkiye'nin rastgele bir hapishanesinde hükümlü gibi ceza yatmaları gerekiyor. Tabi ilk etapta bu hakim ve savcı adaylarının hoşuna gitmeyecek ancak bu uygulama hem onların, hem devletin, hem milletin lehine bir uygulama olacaktır. Bu bir aylık süreci rapor haline getirip staj süreçlerini kontrol eden ve değerlendiren yetkiliye teslim edecekler. Özgürlük yalnızca insanın elinden alındığı zaman kıymeti anlaşılan bir şeydir. Bunun kıymetini bilmeyen biri ne kadar eğitim alırsa alsın, layığıyla yargıçlık yapamaz. Hem kendileri özgürlüğün kıymetini görecek ve en ufak dosyaları bile titizlikle inceleyecekler hem de devlet; tutulan raporlar sayesinde, cezaevlerindeki infaz koşullarını, çarpıklıkları, olmaması gereken ancak olan şeyleri, insan haklarına aykırı durumları en temiz ve güvenilir şekilde tespit etmiş olacaktır.

Toplumsal etkinliklerde (nişan, düğün, asker uğurlama) silah kullanımına yönelik cezalar arttırılacakmış. Çok yerinde bir karar. Yüzlerce vatandaşımızı maganda kurşunu yüzünden toprağa veriyoruz. Kolluk kuvvetlerinin bu tür etkinlikleri, silah kullanılması halinde derhal müdahale ederek dağıtmaları gerekiyor. Silah kullanan şahısların yargılama için alınması geri kalan insanların ise etkinlikliklerini tamamlamalarına o gün için izin verilmemesi gerekiyor. Böylelikle yaptıkları organizasyon masraflarının boşa gideceğinden ve en özel günlerinin mahvolmasından endişelenen etkinlik sahipleri, silah kullanmaya kalkanları bizzat kendileri durduracak ve engelleyecektir.

Açıklanan en önemli maddelerden birine gelmiş bulunmaktayız. "Ceza infaz ve denetimli serbestlik sisteminin yönetim kapasitesi geliştirilecek, meslek edinme programları ve işyurtları üretim miktarı yükseltilecek." İş yurtları üretim kapasitesini ve miktarını arttırmak çok kolay. Devasa fabrikalar kurabilecek güçteki devletimizin ihtiyacı olan tek şey, çalışan hükümlü sayısını arttırmak. Bu da ancak teşvik ile olur. Özgürlüğü kısıtlanmış bir insanı ancak özgürlüğe yaklaştırarak teşvik edebilirsin. "İş yurtlarında çalışılan günleri, bir güne iki gün sayılarak infaz edilecek " diyerek bir kanun maddesi yayınlansa bütün cezaevlerinde "İş yurdunda çalışmak istiyorum" temalı dilekçe sayıları rekor seviyelere çıkacaktır. Devasa fabrikalar da kurulsa eleman sorunu asla yaşanmaz. Tüm alanlarda, üretim rakamları rekor kırarak devam eder. Denetimli serbestliğe gelince, düzeltilmesi gereken ilk ve en önemli şey, 2023 Temmuz ayında verilen Covid-19 yasası ile denetimli serbestlik haklarına eklenen tek seferlik +3, +5 yıllar. Suç tarihleri 2023 Temmuz öncesine ait olmasına rağmen yargının yavaş işlemesinden dolayı 2023 Temmuz ayından sonra onanan cezalar, insanların denetimli serbestlik hakkını geri aldı. Verilmiş yasadan sonra hiçbir suç işlememiş hükümlülerin, 2012-2015-2009'da açılmış eski dosyaları daha yeni onandığı için iyi halleri bozuldu gerekçesiyle denetimli serbestlik hakları geri alındı. Verilen yasada cezanın onanma tarihi değil, suç tarihleri esas alınır. Bu yanlışlık bu hukuksuzluk nasıl yapıldı akıl alır gibi değil. Bu konuda on binlerce mağdur oluştu. Suç tarihi, çıkan yasa tarihinden önce ise sırf ceza onanmadı diye verilen hakkı geri alamazsın. Çünkü bu hükümlünün değil yargının sorumluluğudur. O halde dosya hızlı gönderilmeli yıllarca Yargıtay'da bekletilmemelidir. Cezası onanan faydanalacak cezası yıllarca bekleyen faydalanamayacak. Aynı suçu iki aynı tarihte aynı şekilde işlemiş iki insanı ele alalım. Birisi şehir merkezinde birisi taşrada. Şehirdeki mahkemelerin yoğunluk sebebiyle yargılamasının bile yıllarca sürdüğü şahıs, cezası onanmadığı için bu yasadan faydalanamayacak ancak taşrada hızlı yargılanmış ve cezası onanmış şahıs, bu yasadan faydalanacaktır. Bu Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı bir durumdur. Böyle bir adaletsizlik, bir hukuk devleti olan ülkemize asla yakışmıyor. İvedi şekilde düzeltilmeli ve suçun onanma tarihi değil suç tarihi esas alınmalıdır. Denetimli serbestlik sistemi mantık dahilinde incelendiğinde suçun gerektirdiği ceza ile doğru oranda artmalı ya da azalmalıdır. Çünkü burada hedef, cezasının büyük kısmını iyi halli bitirmiş bir hükümlüyü, cezasının kalan kısmında topluma kazandırmak ve yeniden suç işlemesini engellemek adına kontrol ve gözetim altında tutmaktır. Denetimli serbestlik ilk çıktığı yıllarda, 8 yıl cesası olan bir suçun, denetimli serbestliği 1 yıl iken; yıllar içinde caydırıcılık adı altında bu ceza 16+ yıla çıkarılmasına rağmen denetimli serbestlik süresi hala 1 yıl olarak bırakıldı. Yani örnekleyecek olursak o yıllarda 8 yıl ceza alan biri iyi halini koruduğu takdirde cezasının bitimine 1 yıl kala denetimli serbestliğe çıkartılırken şu an aynı suçtan 20 yıl alan biri yine son 1 yıl denetimli serbestliğe çıkartılıyor. Denetimli serbestliğin arttırılması ve genişletilmesi gerekiyor. Çünkü cezada esas olan kişinin ıslah edilmesidir. Islah etmek yerine psikolojisini bozarsak çıktığından tekrar suç işleme olasılığını yükseltmiş oluruz.

Adli sicil kayıtlarının silinme sürelerinin kısaltılma maddesini değerli buldum. Çünkü cezaevindeki herkesin 30-40 dosyası yok. Hayatında ilk kez hasbelkader bir suça karışmış ve çok pişman olan binlerce insan var. Bu insanlar dışarı çıktığında sabıkalarından dolayı çok zor iş buluyorlar. Devlet, gerekirse adli sicil kayıtlarını silmesin ama en azından gizlesin. Tekrar suça karışması halinde sicil kayıtları, hakim ve savcılar tarafından görüntülenebilsin. Ancak suç işlememeleri durumunda, topluma bu insanları ifşa etmenin bir anlamı yok. Çünkü bir ıslah olma hikayesinin sonunda iş bulamayan, para kazanamayan eski bir hükümlü tekrar suça teşvik edilmiş ve ne yazık ki tekrar suç işlemiş olacak.

Bu bölümde değineceğim son madde "İfade ve Basın Özgürlüğü'nün Korunması ve Geliştirilmesi" bu yazılarımı yazarken bile bir cümleyi 50 kere tahlil ediyorum...

Yazı dizisinin 3. Bölümünde "Saldırı amaçlı araçtan inen sürücünün ehliyetine el konulması", "Ölümlü ya da yaralamalı trafik kazalarında olay yerini terk eden sürücülere ekstra ceza verilmesi", "Hürriyeti bağlayıcı cezalara alternatif cezalar" maddeleri ve cezaevlerindeki revirlerdeki (hasta koğuşu) problemler, açıkcezaevlerinde üniversiteyi kazanan ve örgün eğitim alan hükümlü öğrencilerin problemlerine değineceğiz. Görüşmek dileğiyle...

01.02.2025 Vural IŞIK

Mail adresi: milligokkubbe@gmail.com

X Hesabı: @GokKubbeRuhu

 
Vural IŞIK / GÖKKUBBE / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.