HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 29 EKİM 2025, ÇARŞAMBA

Herkesin Örnek Alması Gereken Bir Spor Kulübü: Nilüfer FSM Gençlik Spor

29.10.2025 11:01
Herkesin Örnek Alması Gereken Bir Spor Kulübü: Nilüfer FSM Gençlik Spor
Herkesin Örnek Alması Gereken Bir Spor Kulübü: Nilüfer FSM Gençlik Spor
Milletlerin geleceği olan gençlik, kötü alışkanlıklara kurban edilirse o milletlerin yarınları da yok olur. Bu yüzden spor ve eğitim bir bütün olarak ele alınmalı, gençliğe ışık tutan spor kulüpleri desteklenmelidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı olanını severim" sözü bu yolda tüm kurumlar için rehber olmalıdır.

Ne yazık ki ülkemizde birçok spor kulübü asli amaçlarından sapmış; sigara, alkol, kumar, kara para aklama gibi yanlış oluşumlara alet edilmiş durumdadır. Bazı gençler sporun içine gizlenmiş zararlı düzenler sayesinde sigara, içki ve diğer kötü alışkanlıklara yönelmektedir. Spor adı altında gençlerin ahlâkını bozan bu sözde kulüplerin aksine, tam tersi yönde hareket eden, gerçek anlamda spor ve ahlakı önceleyen örnek kulüpler de vardır.

İşte o güzide kulüplerden biri: Nilüfer FSM Gençlik Spor Kulübü

Bu kulüp; binlerce lisanslı futbolcuyu topluma kazandırmayı başarıp, tam da Atatürk'ün idealindeki zeki, çevik ve ahlaklı sporcular yetiştirmeyi kendine ana gaye edinmiştir. Gayelerinden asla taviz vermeyen, yüz akı bir spor yuvasıdır.

Kuruluş ve Büyük Mücadele

Kulübün kurucu öncüsü Profesyonel Futbol Antrenörü Yasin Kaya Hoca'dır.

Yasin Kaya Hoca'nın liderliğinde; Avukat, Muhasebeci, İş İnsanı ve Mali Müşavir olan Erdem Avar'ın gönüllülük esasına dayalı gayretleri ile kulübün temelleri atıldı.

Kendilerine ait bir tesisleri dahi yokken;

Lisanslı futbolcuları yokken;

Malzemeleri yokken…

2017 yılında üç gönüllü insanın emeği ile Nilüfer FSM Gençlik Spor kuruldu. Kuruluşun tek sermayesi; azim, yürek, inanç ve gençliğe duyulan sevda oldu.

Kısa sürede rekor denilecek, mucizevi başarılara imza attılar.

Hedef: Futbolu Topluma Hizmet Aracı Yapmak

Yasin Kaya Hoca amaçlarını şu şekilde özetliyor:

Toplumda dışlanmış çocuklara sahip çıkmak

Anne-baba boşanması ya da ilgisizliği yaşayan gençlere öncelik tanımak

Futbol okuluna gidecek maddi gücü olmayan gençleri bünyeye katmak

Sağlıklı bir birey olarak topluma kazandırmak

Kulübün kapısından giren gençlerden şu temel sözler kesin olarak istenir:

Şiddetten uzak durmak

Küfür, sigara, uyuşturucu gibi tüm kötü alışkanlıklardan uzak durmak

Genel ahlâk kurallarına ve aile bağlarına önem vermek

Ve en önemlisi:

Kulübe gelen gençlerden asla ücret alınmıyor.

Tüm spor malzemeleri kulüp tarafından karşılanıyor.

Eğitim Önce Gelir

Kulübün olmazsa olmazı eğitimdir.

Her sporcuya ailesine bağlılığı ve okul başarısına öncelik vermesi gerektiği sürekli anlatılıyor.

Bugün itibarıyla 180 genç, kulüpte ücretsiz futbol eğitimi alıyor.

Bugüne kadar 500'ün üzerinde sporcuya lisans çıkartıldı.

U-15 / U-16 / U-17 / U-18 ve A takımları tamamen kendi yetiştirdikleri sporculardan oluşuyor.

Kısa kulüp geçmişine:

3 şampiyonluk

1 ikincilik

sığdırıldı.

A takımı bu sezon 1. Amatör Lig'e yükseldi.

Dışarıdan para ile futbolcu transfer edilmiyor.

Oyuncuların gelişimi için isteyen kulübe gidebilmelerine destek olunuyor.

Tek şartları ise:

Bu çocukları harcamayın, onların yolunu açın.

Futbol Savaş Değil Kardeşliktir

Yasin Kaya Hoca, sporun ruhunu gençlere şöyle aşılıyor:

En büyük başarı kazansak da kaybetsek de rakibimizin elini sıkabilmektir. Futbol savaş değil kardeşliktir. Bazen kaybederek çok şey kazanılır. Bahane değil çözüm üretiriz.

İlk yarısında 10 gol yediklerinden bile galip çıktıkları maç yaşanmış. Çünkü onlara göre:

Skor her şey değil, karakter her şeydir.

Beslenmeden Uykuya, Sosyal Medyadan Davranışa Kadar Tüm Hayat Takip Ediliyor

Yasin Hocanın hassas olduğu noktalar:

Antrenman öncesi ve sonrası beslenme

Uyku düzeni

Sosyal medya paylaşımlarının geleceğe etkisi

Kişisel disiplin

Aile ilişkilerinde saygı

Sigara kesinlikle yasak

 "Antrenman sadece antrenman değildir" diyor:

Messi doğal yeteneğin, Ronaldo ise disiplinli çalışmanın örneğidir. Hedef ne olursa olsun çalışarak açılmayacak kapı yoktur.

Ahlaklı, sağlıklı, düzgün birey yetiştirmek kulübün en büyük ilkesidir.

Sporda Para Değil, İnsan Kazanmak Esastır

Ülkemizde futbol çoğu zaman "kolay para kazanma yolu" olarak görülürken;

Nilüfer FSM Gençlik Spor Kulübü, futbolun bir meslek olduğunu ve ciddi emek istediğini savunuyor. Bu duruşuyla farkını ortaya koyuyor.

Bu Kulübün İsmi, Bu Mücadele Tarihe Yazılacak

Nilüfer FSM Gençlik Spor Kulübü ile ilgili haber ve değerlendirmelerimiz devam edecek.

Kulübe ulaşmak, bilgi almak ve destek olmak için iletişim:

İrtibat

Yasin Kaya Hoca

0 542 216 80 54

Adres: Nilüfer FSM Gençlik Spor Kulübü

Haber Üçüncü Göz Medya – İrfan Aydın Özel Haber

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.