HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 23 AĞUSTOS 2025, CUMARTESİ

TCK 158 ve İBAN Mağduriyetleri Üzerine: Adalet Sistemi Acilen Reforma İhtiyaç Duyuyor

21.08.2025 00:00
Bir gazeteci ve duyarlı bir vatandaş olarak, bugün kamuoyuna seslenmek zorundayım. Çünkü karşımızda hem hukuki hem de vicdani açıdan kabul edilemez bir tablo var: Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 158. maddesinin yanlış uygulanması ve son dönemde giderek artan "İBAN mağduriyetleri". Bu sorunlar, yalnızca bir hukuk skandalı değil, aynı zamanda toplumun adalet sistemine olan güvenini sarsan, masum insanların hayatını karartan bir adaletsizlik krizidir. Bu mesele, hepimizi ilgilendiriyor ve derhal çözüm bekliyor.



TCK 158 Mağduriyeti: Sivil Anlaşmazlıkların Ceza Davalarına Dönüşmesi



TCK'nın 158. maddesi, "nitelikli dolandırıcılık" suçunu düzenliyor. Bu madde, organize, hileli ve sistematik dolandırıcılık fiillerini hedef almak için tasarlanmış,ağır cezalar öngören bir düzenleme. Ancak uygulamada bu madde, amacından tamamen saptırılmış durumda. Ticari borç-alacak anlaşmazlıkları,sözleşme uyuşmazlıkları ya da basit bir ödeme gecikmesi gibi sivil hukuk kapsamına giren meseleler, bu maddeyle ceza davalarına dönüştürülüyor. Yani, bir alacak-verecek meselesi, sanki organize bir suç şebekesinin işiymiş gibi,ceza hukukunun en ağır suçlarından biri olarak yargılanıyor.



Bu yanlış uygulamanın sonuçları yıkıcı. Binlerce vatandaşımız, haksız yere "dolandırıcı" damgası yiyor. Özgürlüklerini kaybediyor, iş hayatları bitiyor, aileleri dağılıyor, sicilleri lekeleniyor. Esnaf, tüccar, girişimci ya da sıradan bir vatandaş; bir anlık ödeme sorunu ya da ticari bir anlaşmazlık yüzünden kendini cezaevinde bulabiliyor. Bu,adalet değil, adaletsizliktir. Adalet, suçlu ile masumu ayırma sanatıdır; ancak burada masumlar suçlu gibi cezalandırılıyor.



İBAN Mağduriyeti: Masum Vatandaşlar Suç Örgütleriyle Eş Tutuluyor



Son yıllarda, özellikle sosyal medya ve internet üzerinden yapılan satışlar ya da küçük çaplı ticari işlemlerde ortaya çıkan "İBAN mağduriyetleri" ise başka bir adalet skandalı. Vatandaşlarımız, sadece bir banka hesabına para gönderdiği ya da kendi hesabına para aldığı için suçlu muamelesi görüyor. Dolandırıcılık şebekeleriyle hiçbir bağı olmayan masum insanlar, sadece IBAN üzerinden yapılan bir para transferi nedeniyle "kara para aklama" ya da "nitelikli dolandırıcılığa iştirak" gibi ağır suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. Çoğu zaman, ne olduğunu anlamadan, sırf bir ödeme işlemi yüzünden kendilerini ağır ceza mahkemelerinde sanık sandalyesinde buluyorlar.



Bu mağduriyetlerin ardında yatan gerçek, adalet sistemimizin vatandaşını koruma görevini yerine getirememesidir. Bir dolandırıcılık şebekesinin kurbanı olan ya da tesadüfen bir para transferine aracı olan insanlar, suçlu gibi yargılanıyor. Bu, sadece bireylerin değil, tüm toplumun adalete olan inancını zedeliyor.





Ortaya Çıkan Tablo: Adalet Krizi



Adalet, bir devletin meşruiyetinin temel taşıdır. Ancak bugünkü tablo, adaletin değil, adaletsizliğin egemen olduğu bir sistemi işaret ediyor. Masum insanlar suçlu gibi yargılanıyor, sicilleri lekeleniyor, iş yerleri kapanıyor, aileler dağılıyor. Bu, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda bir toplumsal yara. Adalet sistemi, vatandaşını korumak yerine, onu cezalandıran bir sopa haline geldiğinde, devletin meşruiyeti de sorgulanır hale gelir.



Buradan açıkça söylüyorum:



TCK 158'in uygulama biçimi acilen gözden geçirilmeli.



Dolandırıcılık ile basit borç alacak anlaşmazlıkları arasındaki çizgi net bir şekilde çizilmeli. Sivil hukuk meseleleri, ceza hukukunun ağır yaptırımlarıyla ele alınmamalı.





İBAN mağduriyetleri derhal çözülmeli.Suç örgütleriyle hiçbir bağı olmayan, kusursuz vatandaşlar, sadece bir para transferi yüzünden ceza sisteminin kıskacına alınmamalı. Bu tür davalarda vatandaşın masumiyeti esas alınmalı.





Mevcut mağduriyetler için yasal ve idari düzenlemeler yapılmalı.



Haksız yere suçlanan, özgürlüğü elinden alınan, itibarı zedelenen vatandaşlar için acil bir çözüm üretilmeli; gerekirse geçmiş dosyalar yeniden incelenmeli.



Gazeteci Olarak Çağrım: Adalet, Şimdi!



Bir gazeteci olarak, bu durumu bir adalet krizi olarak tanımlıyorum. Adalet sistemi, vatandaşını korumak, haklıyı haksızdan ayırmak için var. Ancak bugün, masum insanlar suçlu gibi yargılanıyor; adalet, güven vermek yerine korku salıyor. Bu, sürdürülebilir bir durum değildir. İktidar, masum vatandaşları suçlu göstermekten vazgeçmeli, adalet sistemini gerçekten adalet üreten bir mekanizma haline getirmeli.



Eğer bugün TCK 158 mağdurları,İBAN mağdurları yalnız bırakılırsa, yarın hepimizin kapısı çalınabilir. Bu adaletsizlik, sadece bugünü değil, geleceğimizi de tehdit ediyor. Tarih, bu dönemi "adaletsizlikle anılan bir dönem" olarak yazmasın. Adalet, er ya da geç yerini bulur; ancak bu süreçte daha fazla masum insanın zarar görmemesi için, şimdi harekete geçmeliyiz.



Adalet sistemimizi, vatandaşını koruyan, güven veren ve gerçekten adil bir sisteme dönüştürmek için hep birlikte sesimizi yükseltelim. Bu, bir gazetecinin değil, bir vatandaşın, bir insanın vicdan çağrısıdır. Adaletsizlik, derhal sona ermeli!

 
Özge DEMİR / diğer yazıları
•TCK 158 ve İBAN Mağduriyetleri Üzerine: Adalet Sistemi Acilen Reforma İhtiyaç Duyuyor 21 00:00:00.08.2025
•Her Gün Bir Kadın Daha Eksiliyoruz 12 00:00:00.08.2025
•Cezasızlık Sürdükçe Hiçbirimiz Güvende Değil! 05 00:00:00.08.2025
•Sendika Aidatı: Emekçinin Sırtındaki Görünmez Yük 29 00:00:00.07.2025
•TCK 158 Mağdurları: Adaletin Gölgesinde Ezilen Hayatlar 25 00:00:00.06.2025
•Emirhan’ın Çalınan Nefesi: Bir Annenin Adalet Feryadı 18 00:00:00.06.2025
•OYAK’a Eleştirel Bir Bakış 18 00:00:00.05.2025
•Esrarengiz Saldırı: Gazetecilik mi Hedef Alındı? 05 00:00:00.05.2025
•Erdoğan Esmer Neden Aramızda ? 22 00:00:00.04.2025
•Pınar Bulunmaz Davası: Adalet Arayışı ve Gölge Oyunları 14 00:00:00.04.2025
•PINAR İNTİHAR ETMEDİ ! 18 00:00:00.02.2025
•Üniversiteli İşçiler Kim? Ne İstiyorlar ? 15 00:00:00.01.2025
•Suriye’de Alevilere Yönelik Tehditler ve Mezhepsel Çatışmanın Derinleşen İzleri 25 00:00:00.12.2024
•Herkes Kendi Derdine Yansın 29 00:00:00.07.2024
•ETT DERNEK BAŞKANI KADEMELİ EMEKLİLİK ŞART DEDİ 31 00:00:00.05.2024
•Mustafa Batuhan Güleç Nerede ?  12 00:00:00.05.2024
•Emekli Astsubaylar Temad Engeline Takıldı! 18 00:00:00.04.2024
•NE YAPMAK GEREKİR ? 18 00:00:00.04.2024
•Emekçiler için Açık Mektup  27 00:00:00.03.2024
•'İMAR BARIŞI' MAĞDURİYETİ 08 00:00:00.11.2023
•ÖĞRETMENİNE SAHİP ÇIK! 17 00:00:00.10.2023
•Rızkını Alın Teriyle Kazanan Bir Kadın PİLAVCI ABLA 12 00:00:00.10.2023
•Çocuğun Boğazından Kısarak Tasarruf Olmaz ! 26 00:00:00.09.2023
•Karma Eğitimi Bahane Etmeyin! 06 00:00:00.09.2023
•Romantik Aşık Nazım 16 00:00:00.08.2023
•Kadının adı sabır 10 00:00:00.08.2023
•ÇOCUK İSTİSMARLARINDAN SİYASİLER SORUMLUDUR! 03 00:00:00.08.2023
•İRFAN AYDIN! 28 00:00:00.07.2023
•SİZİN HİÇ OĞLUNUZUN MEZARI ÇALINDI MI ?  28 00:00:00.07.2023
•SİZİN HİÇ OĞLUNUZUN MEZARI ÇALINDI MI ?  28 00:00:00.07.2023
•KADINLAR NAFAKA ALMASIN 27 00:00:00.06.2023
•Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi kurucusu 12 00:00:00.06.2023
•GEMLİK SENİ SEVİYOR AYŞEN VURAL 01 00:00:00.05.2023
•AFFI MAFFI OLMAZ! 18 00:00:00.04.2023
•NEDEN ADAY OLDUM? 20 00:00:00.03.2023
•Hayat Bir Mağara Alegorisi 13 00:00:00.03.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.