HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 TEMMUZ 2025, PERŞEMBE

BİZ GERÇEKTEN KUR'AN OKUYOR MUYUZ?

02.07.2025 00:00
"Düşüne düşüne oku"(Müzzemmil:4) diyen Allah ile adeta dalga geçiyoruz (haşâ) ve şarkı söyler gibi Kur'an okuyup, kaval dinler gibi Kur'an dinliyoruz.

Mest oluyoruz, keyif alıyoruz, "sevap alıyoruz" ama bir türlü ibret almıyoruz, öğüt almıyoruz, ders almıyoruz.

Hergün Kur'an okuduğumuz halde;

Hiç neşemiz kaçmıyor.

Hiç kafamız karışmıyor.

Hiç derdimiz artmıyor.

Hiç sorularımız çoğalmıyor.

Hiç beynimiz gerilmiyor.

Hiç bedenimiz ağırlaşmıyor.

Hiç kalbimiz sarsılmıyor.

Hiç umudumuz artmıyor.

Hiç ortalık aydınlanmıyor.

Hiç yüzümüze tebessüm olmuyor.

Bizi;

Bir yoksul kapısında bırakıvermiyor.

Bir din satıcısıyla kavgaya tutuşturmuyor.

Bir zalimin karşısına dikmiyor.

Bizi hüzünlendirmiyor.

bizi ağlatmıyor.

Bize derin bir nefes aldırmıyor.

Bize bir "ah" çektirmiyor.

Bizi düşüp kafamızı gözümüzü yaracak kadar;

tekrar kalkıp doğrulacak kadar sarp yokuşlara vurmuyor.

Kur'an hayatımızın her alanına inmek istiyor, bizi yetimlerin kalbine indirmek istiyor; biz oraları terk ediyoruz.

Kur'an bizi kendimize yükseltmek istiyor, biz kendimizden alçak yerlere kaçıyoruz.

Kur'an bize kendimizi tanıtmak istiyor; biz kendimizi görmek istemiyoruz.

Kur'an bizi kendimize getirmek istiyor; biz kendimizden geçmek istiyoruz.

Kur'an bizi kendi şahsiyetimizle var etmek istiyor; biz bir sürünün içinde yok olmak istiyoruz.

Kur'an bizi hakikate çağırıyor;

biz masal dinlemek istiyoruz.

Kur'an bizi delile çağırıyor;

biz delilere gidiyoruz.

Kur'an bizi akıllandırmak istiyor;

biz aklımızdan kurtulmak istiyoruz.

Kur'an bizi anlama çağırıyor;

biz anmalar düzenliyoruz.

Kur'an bizi Rasülullaha çağırıyor;

biz Mekke'nin çocuğunun yaşam şartlarını, elbiselerini, soyunu, Mekkeliliğini ve Araplığını kutsuyoruz.

Kur'an bizi insan olmaya çağırıyor;

biz insanlığımızdan soyunuyoruz.

Kur'an her birimizi yeteneklerimize göre giyindirip kuşandırıp kimimizi dağlara, kimimizi göklere, kimimizi makinaların başına, kimimimizi kalemin-defterin başına, kimimizi laboratuvara, kimimizi ormana, kimimizi denizlere çağırıyor ve oralarda fiili (gerçek) dua etmemizi istiyor;

biz cübbelerimizi giyip, sarıklarımızı sarıp, kravatlarımızı takıp, kokularımızı sürüp, sürmelerimizi çekip eşyanın, hayatın, zamanın sırrına vakıf olmaya çalışıyoruz.

Kur'an yeniliğe çağırıyor; biz eskiye öykünüyoruz.

Kur'an zamana, imkânlara, değişen dünyaya nüfuz etmek istiyor, onun ahlakını, hukukunu oluşturmak, şekillendirmek istiyor;

biz Kur'an'ın bu işlerden anlamayacağını

iddia ediyoruz.

Kur'an hayatın her alanına, zamanın her ânına aralıksız nazil oluyor; 

biz ona geçmişin fıkhıyla, geçmişin yorumlarıyla; başka koşullara, başka insanlara, başka hayatlara, başka ânlara inmiş haliyle cevaplar yetiştiriyoruz.

Kur'an kaliteli, nitelikli, kişilikli bireyler olarak hayatta var olmamızı, hayatın öznesi olmamızı istiyor;

biz güneşten korunmaya çalışan koyunlar gibi kafalarımızı birbirimizin karnının altına sokuyoruz.

Kur'an, hizipleri yıkmak istiyor;

biz onunla hizbimizi güçlendirmeye çalışıyoruz.

Kur'an her bireyin yüreğine bir "İnsan devleti" kurmak istiyor;

biz insan devletlerini tarumar edip "Şeriat devleti" kurmak istiyoruz.

Kur'an ayet indirmek istiyor, anlam indirmek istiyor, hayat indirmek istiyor;

biz hatim indirmek istiyoruz!

Kur'an rehber olmak istiyor;

biz ezber etmek istiyoruz.

Bir çok kimsenin duyduğu konumuzu özetleyen  bir hikayeyi paylaşmak

 istiyorum.

Şöyleki:

Adamın biri bir arap arkadaşı ile istanbul camillerini geziyormuş. Bir camide Kur'an okunurken adamın biri Allah diye nara atmış ağlamış. Arap arkadaşı yanında ki Türke sormuş "bu adam niye böyle yaptı" diye.

Türk duygulandı demiş. Arap ise bunda duygulanacak ne var. İmam miras hukukundan bahsediyor demiş. Yani Kur'an okumadan, anlamadan, yaşamadan ağlamak cahilikten başka bişey değildir. Kur'an müslümanların uyması gereken anayasadır.Uyulması gerekir. Mezarlıkta ölüler için değil diriler için okunmalıdır. Onlara faydası olmaz.

Çünkü amel defteri kapanmıştır.

Kur'an-ı Kerimi dinlemekte farz-ı kifayedir. Dinleyenin ihlas ve samimiyeti önemlidir. Kur'an-ı dinleyipte iman etmiş o kadar çok insan var ki.

KURANI ANLAYARAK OKUMAK / MEHMET AKİF ERSOY

İbret alınmaz her gün okuruz ezbere de;

Bir ibret aranmaz mı ayetlerde ?

Ya okur geçeriz bir ölünün toprağına

Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına.

İnmemiştir hele Kuran bunu hakkıyla bilin

Ne teze mezara okunmak, ne fal bakmak için.

İnmemiştir hele Kuran bunu hakkıyla bilin

Ne duvarlara asılmak, ne el sürülmemek için.

İnmemiştir hele Kuran bunu hakkıyla bilin

Ne tezhip, ne sülüs, ne hat yazmak için.

İnmemiştir hele Kuran bunu hakkıyla bilin

Ne tapınak, ne nutuk, ne vaaz dini için.

İnmemiştir hele Kuran bunu hakkıyla bilin

Ne meslek kaygıları ne kariyer hesapları için

İnmemiştir hele Kuran bunu hakkıyla bilin

Ne erkeği yüceltmek, ne kadını aşağılamak için

Ne Araba paye vermek, ne Acemi hor görmek için.

Selam ve dua ile...

Cemil Öner

Emekli Din Görevlisi

 
Cemil ÖNER / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.