HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 27 EYLÜL 2024, CUMA

Eski Orhangazi’mizde ki mesire, piknik ve eğlence alanları.

10.08.2023 00:00
Merhaba ..Sevgili okurlar ,Orhangazililer ,Sesli sessiz iyi insanlar.

Nasılsıniz..? Umarım iyisinizdir.

Bu haftada piknik konusunu ele aldım.

Şimdinin piknik yeri ,eskiden mesire yeri , okul yollarımızın kır gezisi,

Mahalle arkadaşlarımızla sefacık.

Biz Türklerin 21 mart geldiğinde,OrtaAsyadan gelen geleneğimizle kendimizi kırlara bayırlara atarız.

Türk Cumhuriyetleriyle birlikte.Ilkbaharın başlangıcı ve Ergenekondan çıkışımızın kutlaması dağda bayırda ateş yakarak,yemekler pişirilip ailece dostlarla ,neşe içinde   yenmesidir.

PIRNALLIK BAYIRI

Hem 21martta Sultan Nevruzda..hemde başka günlerde,  mahalle deki komşularımızla, şimdiki toki evlerinin olduğu yere çıkardık.Biraz ötesine kule bayırı diyorduk.

İşte orası bizim tarlalarımızdan sonraki ilk piknik yerimizdi.

Mis kokulu yosunlu taşları ,kekik kokulu kırmızı toprağımdı.

Hemen altında babaannemin evi ve iki pencereli beyaz kireçlenme boyalı 1952 yılında göçe tabi edilen Makedonyalı.Üsküplü ,Doyranlı,Koçanalı soydaşlarımızın evleri vardı. Çalışkan dürüst insanlarla yaşamak güzeldi.

İşte pırnallıktaki pikniğimiz Göl ve turist yolu manzarasıyla çok eğlenceli geçerdi.Yalovadan Bursa yönüne giden arabaları saymak.renklerini tahmin etmek,çiçek toplamak,sıçancık uçurmak biz çocukların etkinliğiydi .

KAYNARCA

Hayallerde kalan kaynarcamız.

Hem halı, kilim yıkanır. Çocuklar tatlı suyunda yüzerek serinlerdi.

Biraz ürkerdik.Yakınlarda sarı kız mağarası olduğu  söylenirdi.Insan bilmediğinden korkutulurmuş.Bizde büyüklerimizde bilmiyorduk.

Kaynarca Hem temizlik yeri ,hem  sefacık yani piknik yerimizdi. Yok oldu.

  Biz çocuklar için çok eğlenceliydi tabii ki.

Rahmetli arabacı Sefer Burucu amcamı çağırırdık. Halı ve kilimler yüklenir ,bizde arabaya sığışırdık.

Tekke camiinın oraya gelince Bakkal Seyfi ( Göçmen ) 'den bolca kiloyla Arap sabunu ve halı fırçası alırdık.Halı yıkamak için.

Kaynarca yakınında birde değirmen vardı.

 Bol ıslanmalı  , piknik alanımız Kaynarca anılarla birlikte mazide kaldı.

GÖLÜMÜZ ( İZNİK GÖLÜ)

İki  dağın  arasına  gökten mi indin.?

Gümüşten bir  tepsi gibisin.

Neler sunmadı ki Tanrım.

Şifasını ,  Evliya Çelebi yazamış.

Anlayamadık ki kıymetini, gökten mi indin?

Dedem ninem suyunu içerdi.

Onlarca çesit balık yetişirdi.

Binbir hikayen gizlerde  gizli.

Kirlendi suyun, çektin kendini

Çözemedik seni gökten mi indin.?

Evliya Çelebi senden bahseder,

Bizans tarihi sen ,Türk tarihi sensin.

Kayıp ayla bile arandı koynunda.

Defineciler yatağını çok kazdılar.

Canın yanmadı mi? gökten mi indin?

Uygarlıklar gömülü, gökten mi indin.?

Ne çok sevdalara şahitsin.

Ne çokta ayrılıklara..

Dolambaçlı...yollara.

Bin efsane, bir çok dervişe açılan kapısın.

Gece uğultularını duyardık, esrarlı.

Hikayen bitermiydi.

Ninem göl patlayacak diyordu.

İçin mi doldu..neden patlıyorsun.

Nice gençler .sende son nefeste.

Derdine ortağım, Gölüm ,gökten mi indin.?

Eskiden cumartesi pazar değil fırsat bulunca ,ailece veya komşularla göle pikniğe giderdik.

Bazen at arabası ile bazen komşumuzun kamyonu ile. Daha sonraları taksici abilerle giderdik.

Kalabalık isek minibüs tutardık.

Özenle hazırlanıyorduk. Kilim veya hasır yayardık.Cizgjli sofra bezini yayinca .yaprak sarması, cevizli lokum,yumurta dolması , düdük hamuru .börekler gibi yiyecekler hazır edilip getirilirdi.

Mangal işi eskiden pek yoktu..

Çünkü  yanındaki OT yerken sen iki adım ötede ET yiyemezsin.bir adap bir terbiye vardı. O da tarihi anılar gibi geçti gitti.

Yeni nişanli çiftler ailesi ile gelir kalabalık piknikler olurdu.Sadece hidrellezlerde nişanlı damat ailesi gelin kıza koç getirir.bir yerde pisirilip .Göle getirilirdi.

60 li yıllarda göl kenarındaki çamlar küçüktür. Göle girerken sol tarafta,

Berlin duvarı misali bir duvar vardı.O tarafta söğüt ve çınar ağaçlarının altında rahatça oturulur.piknik yapılırdı.

Bir ara o kısımlarda siyasete alet ediliyordu.

2014 ten beri göle uğramadan gelip gectim toprağımdan.

Her şey bilmem kaçıncı el..kaçıncı yıkım..

Her şey o kadar yabancı ki ..iyi ki bir kaç fotoğraf elimde var.

İyi ki aklım sağlığım yerimde.Güzel anılarında gizlisin Göl.

Gökten sunulmuş gümüşten bir tepsisin.

Tanrının bu topraklara armağanı.

Kutsal bir sunaksın Iznik Gölüm.

Bir rüya idi..

Suyun kenarından yürüyerek gidiyordu ahali

Yetişmek istiyordum.

Suya girdim.

Kocaman kanatlı bir anka kuşu..

_ Dur dedi. Gitme.

Hayranlıkla bakıyordum.Rengarenk kanatlarına.

Beklerim dedim.

Suya indi.

Kanadı altından,

Gagasıyla bir madalyon çıkardı.

_ Bu senin dedi..tak boynuna.

Bu sefer ben dedim

_GİTME.

_ Benim yerim kaf dağları.madalyonun oradan. Gidemezsin getirdim ,dedi.

Gökten inen gümüş gölde.gökten gelen Anka  kuşu ile rüya hikayem.

CUMHURIYET  ALANINDAKİ  PARK

1960lı yıllarda çok güzel bir parkımız vardı.Güllerle çevriliydi. Havuzu vardı. Akşamları  tertemiz giydirilen.bembeyaz corapları .saçlari taralı cocuklar,anneleri ile çarşıya iner.Annelerde temiz tertipli giyinirken.bir çoğu omuzlarına beyaz hırka veya şallar takılırdı.

Annem pardesü .ninemler alt üst siyah çarşaf giyerdi. Kimse kimseyi kınamazdı.

Parkta oturup serinledikten dondurmalar yenildikten sonra,Yazlık sinema saati gelirdi.

Sinema önünden çekirdek alınıp sinemaya girerdik.. Filmin arasında gazoz içerdik.

Bu akşamlar bize pembe gözlüklerle  geçmiş çocukluğumuzu hatırlatıyor.

Bir nevi eğlence..piknik karışımı değil mi? Şehir ve belde de meydanlarda ailenin rahatça oturması gerekli olan parklar nerede...

Her yeri betona çeviren sistem ve sevgili mimarlar.çevre mühendisleri.nerdesiniz...?

NADIR ve IKIZ DEĞIRMENLER

Bir uygarlık beşiği ,Nadir beyliği zamanlarından bu yana pek bilgim yok..Çıkarılan talan edilen simge taşlar ne diyor acaba.?

Nadıra pikniğe hiç gitmezdik. Zaten çoğumuzun tarlasında nadir suyu dereler halinde geçerdi..

İkiz değirmenler mevkisinde dedeme ait tarlasının etrafından dere suyu geçerdi.Sudan çay demlerdik. Ayrıca akrabaların ekili sebzeleri olurdu.Alırdık taze taze.

Ağaçlara salıncaktan kurardık.   Neşe içinde geçen günlerimiz olurdu..Derenin bir köprüsü vardı. Orada çocuklar yıkanırdı.

Normal standartlarda yaşayan halk  fakirden olsa en iyi sefa sürendir. Eskiden kırlarda yevmiye ile çalışanlar pazartesi günü izinliydi.  Pazartesi sabah ,tarlaların dayıbaşı kadrolu elemanı teyze..mal sahibinin verdiği paraları ev ev dağıtırdı.En temiz çarşafını giyen teyzeler doğru pazara.

 Alışverişini yapan ailesiyle bir dere kenarına. Kaynarcaya veya göle giderdi.

Çoğu zamanda akraba veya komşunun sebze ektiği tarlalara gitmek adettendir.

Çağırırdı teyzeler .komşu ablalar.gelin Hem sefa ederiz Hem sebze Bol toplayın diyorlardı.

 Anneler yardıma kalkardı.isleri daha çabuk biterken ,herkes memnun olurdu.Komşu teyzeler sepetleri dolusu zerzevat hediye verirlerdi.

Tatlı dil ,güler yüz canım.Hem eline yapışmaz.

Kadı oturmadı ki seni.kalkıp yardım edersen.bal tutan parmağını yalar  .değil mi?

Sevgiyle.

KAVAKLIK

Sevgili Orhangazililer , birde kavaklığımız vardı..Merkeze yakın Yalova köprüsünün alt tarafındaydı.

Dere geçiyordu..yazın suyu az olunca çocuklar suda vakit geçirirlerdi.

Sonrasında anfi tiyatro ve park sosyal alanlar oldu.Emeği geçenleri rahmetle saygıyla anıyorum.

SÖĞÜTLÜ ÇEŞME

Annem ve babamın gençliklerinde 1940 ve 50 li yıllarda,

Tüm gençler bayramlarda .hıdrellezde ve yağmur duası sonrasında yapılan keşkek bayramında  burada toplanırlarmış.

Ağaçlık bir yermiş..Salıncaklar kurulur maniler söylenirken.Gençler birbiriyle rahatça konuşurmuş.

Söğütlü çeşme denilen yer.Tekke caminin sağ tarafından yukarı çıkılan bir sokaktaydı.

Şamcıların,  Limonlu Halil Giden abimizin, kobak kadriyelerin, Kuru Meyremlerin ,Ebe hatçelerin evlerinin önünde bir alandır.

O meydandan yukarı çıkan sokakta annemler küçükken oynarlarken ,başlarını toprağa koyar su sesi dinlerlermis.

Orhangazinin altı akan sular,

Üstü kaynar Kazanlar.

ZABİT ÇAVUŞUN ZEYTİNLİĞİ

Zabit çavuşun zeytinliği  Anneannemin evin karşısındaki Bol ağaçlı zeytinlik.Meyve ağaçlarında kuşlar ötüşür ...altında gençler otururdu.

Eline dantelli alan.torununu gezdirmeye çıkan , okulu asıp, gizlice  sigara içmeye gelen ergenler.burada eğlenirdi.

Hamurlar ,  Börekler pişirilip burada piknik yaptığımız vardı.

Çok eski yıllardan beri bu sahipli yer hep bayram .mesire yeri gibi , mahalleli tarafından kullanılıyordu.

Nişanlılar, gençler salıncaklarda sallanırken maniler atarmışlar. damat adayları çerezler getirir dağıtıp yerlermiş.

Hem evlere yakın , hem gölgelik yer çok revactaydi.taa ki 1980 lere kadar..Daha sonra parsellerin satıldı ve bir mahalle olmuş.

Yada eskiden Cafe yok..pastane yok.

Ne yapsın gençler.1930...40..50 li yıllarda

Sanki biz pastane gördük mü.60 li 70 yıllarda...Vardar pastanesi açılmıştı ama hiç gitmedik..

O yuzden mi yoksa bu mutsuz hallerimiz....70li yılların gencliği..

Çocukluğumuzda , arkadaslarımızla kapı önlerinde .zeytinyağlı salçalı ekmek yediğimiz SEFACIK.

Okul yıllarımızda  KIR GEZİLERİMİZ

Büyüdüğümüzde , mutlu , yorgun PİKNİKLERİMİZ.

Eskiden olsun, şimdiki yıllarda olsun herkes maddi durumuna göre yaşar buna mecburdur.

Önemli olan gönül hoşluğudur.

İnsanların , sehrin havasindan uzaklaşıp , nefes alabilmesi için  mesire yerleri modernize olması gerekiyor.

İhtiyaçlar göz önünde tutulup , mangal yerleri , lavaboya tuvaletler olmalı ve temizliğine dikkat edilmelidir.

Çöp bidonları ihmal edilmemeli.

Halkımızda  çevreyi  doğayı  temiz tutmalı. Ateş yakalarsa çok dikkatli olmalı.

Soframıza , Pikniğimize bereket olsun.

Ağzınızın tadı bozulmasın.

Bölüşmekten yana ,sevgiden saygıdan yana şansınız bol olsun.

Müyesser Güzel. 06.08.2023

 
Müyesser GÜZEL / diğer yazıları
•Gönül 29 00:00:00.07.2024
•AKASYALAR AÇARKEN 08 00:00:00.07.2024
•VEZİRKÖPRÜ PARKINDA, TARİHİ ESERLER. 27 00:00:00.06.2024
•Yeşil tatlı sulu , Ekşi dayanılmaz erikler. 31 00:00:00.05.2024
•Gonca gül 23 00:00:00.05.2024
•19 Mayıs Gecesi 20 00:00:00.05.2024
•"Çömlek Patladı" 12 00:00:00.05.2024
•23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 00:00:00.04.2024
•Yıl 2003 ,Günlerden cumartesi. 18 00:00:00.04.2024
•Tuzu kokan kimlikler 05 00:00:00.02.2024
•7 TEPEDEN, 7 DEREDEN NOTLAR 12 00:00:00.01.2024
•Eski Alışkanlıklarımız 03 00:00:00.01.2024
•MEHMETÇİKLERE TÜRK’ÜN DESTANI 27 00:00:00.12.2023
•GAZ LAMBASI 20 00:00:00.12.2023
• Destur Savul 12 00:00:00.12.2023
•Eskici 05 00:00:00.12.2023
•Rüzgar, Ayaz ,Karanlık 15 00:00:00.11.2023
•Havada kasımpatı kokusu var 10 00:00:00.11.2023
• Kimseler yoktu. 08 00:00:00.11.2023
•Pusula 17 00:00:00.10.2023
•Günlük Yaşamdan kesitler 06 00:00:00.09.2023
•TÜRK MILLETİNİN ZAFERLERİ ve DESTANLARI 29 00:00:00.08.2023
•Unut, inceldiği yerden kopsun. 16 00:00:00.08.2023
•Eski Orhangazi’mizde ki mesire, piknik ve eğlence alanları. 10 00:00:00.08.2023
•HASAN DEDE 03 00:00:00.08.2023
•Babam, 27 00:00:00.06.2023
•Merhaba Dünyalılar, 12 00:00:00.06.2023
•HIDIRELLEZ. Hz. HIZIR ile Hz. İLYAS 08 00:00:00.05.2023
•ÖNDEKİ GÜN 01 00:00:00.05.2023
•GÜZEL BİR HAFTA 03 00:00:00.04.2023
•21 Mart- Sultan Nevruz 20 00:00:00.03.2023
•YAŞLI ELMA AĞACI 13 00:00:00.03.2023
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.