HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 09 MART 2025, PAZAR

Kara Kanunu İmzalama

05.03.2025 12:14
Kara Kanunu İmzalama
Kara Kanunu İmzalama
"Sert ekonomik kısıtlamalara vatandaşlarımızı mecbur bırakacak" diyerek Trump 2017'de Başkan seçildiğinde ilk işi Paris iklim Sözleşmesi'ni iptal etmek olmuştu.

Trump'ın dikkat çektiği tüm tehlikeler ülkemiz için de aynen geçerli.

Maalesef ülkemizde bugünlerde hükümetin teklifi ile milletvekilleri Paris iklim Sözleşmesi'ni uygulamak için iklim kanunu çıkarma derdinde.

#KaraKanunuİmzalama

Trump Paris İklim Sözleşmesi'nin ve İklim Kanunu'nun tehlikelerine şöyle dikkat çekmişti.

"Sorumluluk sahibi hiçbir lider, ülkesinin çalışanlarını ve halkını bu denli zayıflatıcı ve muazzam bir dezavantaja maruz bırakamaz."

Başkan olarak benim görevim, Amerika'ya eşit bir oyun alanı sağlamak ve Amerika'yı dünyanın en müreffeh ve üretken, en yüksek yaşam standardına ve en yüksek çevre koruma standardına sahip ülkesi haline getirecek ekonomi, mevzuat ve vergi yapılarını oluşturmak için gücüm dahilinde her şeyi yapmaktır.

Bu anlaşma vatandaşlarımızı, sert ekonomik kısıtlamalara maruz bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel ideallerimizi de karşılayamıyor.

Alaycı biri, ekonomik rakiplerin bizim anlaşmada kalmamızı istemelerinin açık nedeninin, 'kendi kendimize açtığımız bu büyük ekonomik yarayı' çekmeye devam etmemiz olduğunu söyleyebilir."

Bağımsızlığı Kaybetme Tehlikesi

 "Ciddi yasal ve anayasal sorunlar da söz konusudur. Avrupa, Asya ve dünyanın dört bir yanındaki yabancı liderler, ABD ekonomisi ile ilgili olarak kendi vatandaşlarımız ve onların seçilmiş temsilcilerinden daha fazla söz sahibi olmamalıdır.

Dolayısıyla, anlaşmadan çekilmemiz Amerika'nın egemenliğinin yeniden vurgulanması anlamına gelmektedir."

Paris Anlaşmasının Ağır Neticeleri

 "National Economic Research Associates'e göre Paris Anlaşması'nın şartlarına ve Amerika Birleşik Devletleri'ne getirdiği ağır enerji kısıtlamalarına uymak Amerika'ya 2025 yılına kadar 2,7 milyon iş kaybına mal olabilir. Buna, otomobil işleri de dahil olmak üzere 440.000 daha az imalat işi ve sayısız topluluğun bel bağladığı hayati Amerikan endüstrilerinin daha da yok olması da dahildir. Bize güvenenlere çok az şey vermiş olacağız.

Aynı çalışmaya göre, 2040 yılına kadar önceki yönetimin uygulamaya koyduğu taahhütlere uyulması şu sektörlerin üretimini azaltacaktır: Kağıt üretimi yüzde 12; çimento yüzde 23; demir-çelik yüzde 38; kömür yüzde 86; Doğalgaz yüzde 31 oranında kayıp yaşayacaktır.

Bu durumun ekonomiye maliyeti, GSYİH kaybı ve 6,5 milyon endüstriyel iş kaybı nedeniyle 3 trilyon dolara yakın olacak, hane halkının geliri ise 7.000 dolar daha az ve çoğu durumda bundan çok daha kötü olacaktır."

Adaletsiz Bir Sözleşme

 "Örneğin, anlaşma kapsamında Çin bu emisyonları şaşırtıcı sayıda 13 yıla kadar artırabilecek. Onlar 13 yıl boyunca ne isterlerse yapabilirler, biz değil.

Çin'in yüzlerce ilave kömür santrali inşa etmesine izin verilecek. Yani bu anlaşmaya göre biz santral yapamayacağız ama onlar yapabilecek. Hindistan'ın 2020 yılına kadar kömür üretimini iki katına çıkarmasına izin verilecek. Bir düşünün:  Hindistan kömür üretimini iki katına çıkarabilir.  Bizimse kömürden kurtulmamız gerekiyor!  Avrupa'nın bile kömür santrali inşasına devam etmesine izin veriliyor.

Hindistan katılımını, gelişmiş ülkelerden milyarlarca ve milyarlarca ve milyarlarca dolar dış yardım alma koşuluna bağlıyor. Başka pek çok örnek var."

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.