HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 21 KASIM 2024, PERŞEMBE

Muhalefetin başarısızlığı

30.05.2023 10:21
Muhalefetin başarısızlığı
Muhalefetin başarısızlığı
14 Mayıs seçimlerinde parlamento çoğunluğunu iktidara kaptıran muhalefet, 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde de adayı olan Kılıçdaroğlu'nun, Cumhur İttifakı adayı Erdoğan'dan daha az oy almasıyla bir kez daha kaybetti.

Resmi olmayan sonuçlara göre, Erdoğan'ın oy oranı yüzde 52.16, Kılıçdaroğlu'nun oy oranı ise yüzde 47.84…

Her zaman ifade ediyoruz, iktidar da muhalefet de gerek 14 Mayıs gerekse 28 Mayıs seçimlerinde milletin verdiği mesajı çok iyi kavramalıdır.

Örneğin iktidar, 21 yıldır ülkeyi yönetmesine rağmen ilk turda neden yüzde 50 barajını geçemedi, seçim neden ilk kez ikinci tura kaldı? Bunu mutlaka sorgulamalıdır ve uyguladığı başta ekonomi olmak üzere tüm politikaları gözden geçirmelidir.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın seçimlerden çok önce ifade ettiği gibi, ekonomideki bu kadara olumsuzluğa rağmen eğer iktidar yine kazanırsa, bu, iktidarın başarısı değil, muhalefetin başarısızlığıdır.

Türk seçmen, ilk tur seçimlerinde iktidarı da muhalefeti de baraj altında bırakarak; iktidarın politikalarını beğenmediğini göstermiştir, muhalefete de güvenmediğini ortaya koymuştur.

Eğer muhalefet, Türk milletine güven verseydi, emin olun ki, bu seçimler ikinci tura kalmaz, şu anda muhalefet adayının kazandığından bahsediyor olurduk.

Seçimin belirleyicisi mademki muhalefetin başarısızlığı, o zaman muhalefet neden güven vermedi, seçimlerin kaybedeni oldu dilerseniz biraz irdeleyelim.

Muhalefet, Altılı Masa'ya mahkum edildi. Muhalefet Altılı Masa diye bir muhalefet bloğu oluşturdu ama aldıkları "genişlememe" kararıyla da 6 parti dışındakiler ötekileştirildi, dışlandı.

Üstelik Altılı Masa'da eski AKP'liler olan Deva, Gelecek ve Saadet partileri de bulundu. Seçim sonuçlarında görüldü ki, bu partilerin Millet İttifakı'na ve adayı Kılıçdaroğlu'na hiçbir katkısı olmadığı gibi, CHP listelerinden 40 milletvekilliği aldılar. Bu vekiller çıkarıldığında CHP, 2018 seçimlerinde elde ettiği milletvekili sayısının da altına düşmüş oldu.

Bu partilerin, Atatürk, Türklük, Cumhuriyet gibi değerlerimize karşıt görüşte olmaları, üstelik seçim sürecinde bile bunu açık açık dillendirmeleri, CHP ve İyi Parti seçmeninde ciddi manada rahatsızlık oluşturdu.

Atatürkçü seçmenin, Atatürk düşmanı vekile oy vermesi istendi ki, bu, muhalefet tabanında hiç de hoş karşılanmadı, bir iktidar sinerjisi oluşmadı.

Halbuki, Atatürkçü, Cumhuriyet değerlerine bağlı, vatan ve millet sevdalısı, Millet İttifakı tabanının da oldukça sevdiği ve takip ettiği BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Altılı Masa'ya alınabilirdi. Emin olun ki, sadece Hüseyin Baş'ın, Altılı Masa'ya 4 partinin tamamından çok daha fazla faydası olurdu ve BTP'nin ittifak içinde bulunmasının oluşturacağı sinerji, Millet İttifakı'na hem Meclis çoğunluğu, Millet İttifakı adayına da cumhurbaşkanlığı kazandırırdı.

Eğer parlamenter sisteme dönmek gibi çok büyük bir hedef varsa –ki bu 400 milletvekili gerektiriyordu- BTP ve lideri Baş mutlaka ittifakın içinde olmalıydı.

Her şeye rağmen Hüseyin Baş, Millet İttifakı lehine, parlamenter sistem için BTP milletvekili listesini YSK'dan geri çekerek büyük bir fedakarlık yaptı ama elbette ki bu BTP ve liderinin bizzat ittifak içinde olması kadar büyük bir sinerji oluşturamazdı, oluşturmadı da…

Eğer 13 milyon genç seçmen, bunların içinde 5 milyona yakın ilk kez oy kullanacak gençler BTP lideri Baş gibi 30'lu yaşlardaki bir siyasetçiyi Millet İttifakı içinde önlerinde görselerdi, gerçekten bugün 2.3 milyon oy, 4.3 puanlık bir farkla seçimi kaybeden bir muhalefet görmeyecektik.

Muhalefetin başarısızlığındaki diğer önemli etken ise aday seçimi… Kılıçdaroğlu elbette ki siyasi saygınlığı olan, duayen bir siyasetçi ama şu bir gerçek ki, her türlü olumsuzluğa rağmen Erdoğan'ı benimseyen bir toplumun güvenini kazanmak için başka şeyler de gerekiyordu.

Altılı Masa, uzun süre "yıpranmasın" diye Erdoğan'ın karşısına çıkacak olan adayı bir türlü açıklamazken, aldıkları kararda, "topluma sorulacağı ve buna göre bir aday belirleneceği" deklare edilmişti.

Millet İttifakı tabanının ve genel olarak toplumun bu noktada beklentisi belliydi ve bu Kılıçdaroğlu değildi; öncelikli olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ın isimleri geçiyordu. Eğer bu iki adaydan birisi aday yapılsaydı bugün onun cumhurbaşkanlığından bahsediyor olurduk.

Muhalefetin başarısızlığındaki en önemli faktörlerden birisi de ekonomide neoliberal politikaların devam edeceği, bunda da, AKP döneminde başarısızlığı olan Babacan'ın ön plana çıkmasıydı. Dış politikada da bugünkü başarısızlıkların sorumlusu Davutoğlu'nun adı ön plandaydı. Altılı Masa adeta "Kaçın AKP'den, sığının eski AKP'lilere" diyordu. Eğer AKP'de başarılı olsalardı, AKP'de kalırlardı.

Halbuki BTP ittifaka alınıp, BTP'nin parti programında olan Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli ekonomi programı olarak uygulanacak denseydi, BTP liderine ve ekonomi kurmaylarına bu konuda fırsat verilseydi, emin olun ki, bugün yine muhalefetin iktidar olduğundan bahsediyorduk.

Aksine, AKP iktidarı seçime yakın son dönemlerde Milli Ekonomi Modeli'nin bazı projelerini kopya çekerek ekonomide toz pembe tablolar oluşturdu. Ama hatırlatalım, Milli Ekonomi Modeli, tümüyle, işi bilen lider ve kadroyla uygulandığı takdirde gerçek bir çözümdür. Kopya çekerek ve kendinize yontarak bir netice alamazsınız. 

Muhalefetin başarısızlığına daha birçok örnek verebiliriz. Ama net olarak görüldü ki, muhalefet değişmeden iktidarın değişmesi mümkün değil…

Murat Çabas

mcabas @ yenimesaj.com.tr


 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.