HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 17 ARALIK 2025, ÇARŞAMBA

YENİ YIL ÜZERİNE

17.12.2025 00:00
Yeni yıla sayılı günler kaldı. Bir yandan ömürden bir yıl daha tüketmiş olmanın hüznü var; diğer taraftan yeni umutların, yeni planların hayat bulabileceği yepyeni başlangıçlar için anlamlı bir tarih. Allah'ın en güzel nimeti, hayatın en önemli unsuru olan sağlık dileğimi her zaman olduğu gibi en başa koyuyorum. İyi olan, iyi kalabilen bütün insanlar için.

Tatlı bir esinti yayılmış gibi sanki ilçemizdeki evlere, dükkânlara. İrili ufaklı, rengârenk ışıklarla süslenmiş çam ağaçlarının kimi evlerin bir köşesinde, kimi dükkânların cam önlerinde yerini aldığını görüyoruz. Kokina çiçeğine yüklenen sembolik anlamların inandırıcılığının zayıf olduğunu düşünenlerdenim; ancak çiçeğe iliştirilen sıcacık, içten gelen iyi dilek notlarının bu boşluğu fazlasıyla kapattığına inanıyorum. Yeni yıl hediyesi olarak konsepte uygun alınan çoraplara da ayrı bir sempati besliyor, iç dünyamda onlara küçük ama özel bir yer ayırıyorum.

Zamanı ölçmek, insanoğlunun bulduğu en önemli icatlardan biridir. Hayatı planlamayı, düzen kurmayı ve geleceğe dair düşünmeyi mümkün kılmıştır. Bu sebeple sonradan oluşturulmuş bir geleneği anlamlı kılan asıl unsur, ona yüklenen niyettir. İnsanların birbirlerine iyi dileklerini ve dualarını sunduğu, vesilesiyle bir araya gelme planlarının yapıldığı bir akşamın kimseye zarar verdiğini düşünmüyorum. Teyze
mlerle birlikte geçirdiğimiz yeni yıl akşamlarını, özellikle tombala oyunlarımızı, bugün hâlâ gülümseyerek hatırlıyorum.

Sosyal medyada bu konu etrafında oluşan görüş ayrılıklarına dair naçizane bir düşüncem var: Neden herkes mutlu olduğu ve inandığı şekilde zamanını geçirmiyor? Kendi tercihiyle huzurlu olan insanların hayatlarına neden bu kadar müdahil olunuyor? İnsanlar konu hakkında bilgisiz değiller; yalnızca herkes hayatı kendi perspektifinden anlıyor ve yorumluyor.

Yeni yıl kutlamalarını eleştirenlerin, Noel ile yılbaşı arasındaki ayrımın farkında olduklarını düşünüyorum. Ancak "Müslüman olmayanlara benzememek" meselesi, kimi zaman dini kaynaklara dayanarak daha dar bir çerçevede ele alınıyor. Oysa ben, benzememek uyarısının daha çok ibadetler ve dini ritüellerle sınırlı tutulmasının; dini anlam taşımayan, insanları mutlu eden ve toplumsal hayata dair uygulamaları kapsamaması gerektiği kanaatindeyim.
Anneler Günü ya da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü gibi günler de bu çerçevede değerlendirilebilir.

Eğer bu geleneği mutlaka bir yere benzetmek gerekirse, eski Türklerde şekil olarak benzerlikler taşıyan Nardugan (Nargutan) geleneğini hatırlamak daha isabetli olabilir
.

Kaldı ki Antalya'da, Kaş ve Demre civarında yaşamış olan Noel Baba, yani Aziz Nikola; Hristiyan dünyasında Noel'le ilişkilendirilen tarihsel bir din adamı olarak, yardımseverliği, gizli iyilikleri ve çocuklara duyduğu sevgiyle yüzyıllardır hatırlanan bir isim olmuştur. Bu yönüyle, dini kimliğinden bağımsız olarak, insanlık için ortak kabul edilebilecek ahlaki değerleri temsil eden bir figür hâline gelmiştir.

Elbette bu meselede herkesin hassasiyeti ve dini yorumları farklı olabilir. Bu farklılıkların, karşılıklı saygı ve anlayış çerçevesinde ele alınmasının daha yapıcı olduğuna inanıyorum. Dünyanın; dini, dili ve inancı ne olursa olsun, mazlumun ve çaresizin yanında duran iyi insanlara ve bu değerleri yaşatan din adamlarına her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.


 
Neşe BAKIŞ / Kadrajımdaki Hayat / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.