HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 31 EKİM 2025, CUMA

Dutluca’da Mustafa Erkul farkı

23.05.2024 12:44
Dutluca’da Mustafa Erkul farkı
Dutluca’da Mustafa Erkul farkı
Orhangazi Dutluca Mahallesinde yılların kangren sorunu olan İznik Göl Sahili elektrik-aydınlatma ve Dutluca köy içinde elektrik bakım ve yenileme projesi efsane Muhtar Mustafa Erkul'un yeniden göreve gelmesi ile başlandı. Köy sakinlerinden Kazım Demirel'in önce sosyal medyada konu ile gurup kurması, yetkili mercilere konuyu resmi dilekçelerle iletilmesi sonrası Mustafa Erkul'un da muhtar olması ile takip edilen elektrik çilesi nihayet çözüme kavuşuyor. Kazım Demirel'in en son Şubat 2024'de mahalle sakinlerinden imza toplayarak elektrik sonunu yetkili mercilere dilekçe ile müracaatı sonrası sosyal medyadan da başlattığı kampanya yeni Muhtar Mustafa Erkul'un da konuya sahip çıkıp ilgilenmesi ile nihayete ermiş ve çalışmalar başlamış durumda. Bilindiği gibi mahalle sakinlerinden Kazım Demirel kampanya başlatmış ve; "HAK VERİLMEZ ALINIR... Dutluca Mahallesi Sakinleri. 2024 Yılı İçinde UEDAŞ Tarafından Enerji Hatları Yenileme Yapılacakmış. Bu Sebeple Gölün Sahil Şeridine Elektrik Hatları Çekilme Durumu Varmış. Diğer Bütün Köylerin Sahiline Elektrik Gelmiş Olup Dutluca'nın Da Bu Hizmetten Yararlanması İçin Gereken Baskıyı Oluşturalım. Türkiye De Ne Olursa Seçim Öncesi Olur. 3 sene önce göl kenarında imar barışından yaralanmış yapı kayıt belgesi alan ve dutluca mahallesi gölyolu caddesi olarak üstüne kapı numaraları alınmış üstüne UEDAŞ'a dilekçeler verilmiş 25 ten fazla ev var hatta içinde su aboneliği bile alanlar var. Kısaca şuanda elektrik gelmiş olan köylerin hepsinden önce müracaat yapılmış 2023 yılı içinde programa alınıp maalesef ilgisizlik sonucunda 2024'te sarkan bir hak ediliş var" çağrısını yapmış ve çözüm için ilk adımı atmıştı.

Her zaman toplumsal konulara hassasiyeti ile 3. Göz Medya; "Dutluca sakinlerinin haklı isyanı" "Dutluca Orhangazi'nin üvey Evladı mı?" haberleri ile konuyu gündeme taşımış ve haberleştirerek; "Orhangazi Güney yaka İznik Gölü Sahilinde yer alan tüm köylerde sahilde elektrik hatları bulunurken bir tek Dutluca'da olmaması vatandaşları isyan ettirdi. 2014 yılından bu yana UEDAŞ'a sayısız dibekçe verdiklerini belirten Dutluca Mahallesi sakinlerinden Kazım Demirel, konu ile ilgili sosyal medyadan yaptığı paylaşımda; "Dutluca Mahallesi Sahiline Diğer Mahallelerin Yıllardır Aldığı Elektrik Hizmeti İle İlgili Cimere Üst Üste Başvuru Yaptım. Gelen Cevap Sonrası Tekrar Dilekçe Ve İmza Toplanacaktır..." çağrısında bulunmuştu.

Dutluca'da şimdi adeta seferberlik başladı. UEDAŞ tarafından mahalle içerisinde tüm elektrik hatları ve direklerinin değişimi ile çalışmalar başlarken sıkça yaşanan kesintilerinde önüne geçilecek. Ardından göl sahili başına konulacak trafo ile hem sahilin aydınlatılması sağlanacak hem de imarı bulunan yerleşkelerin elektrik almalarına da imkan sağlanmış olacak. Muharrem DEĞİRMEN ÖZEL HABER / 3. GÖZ HRA

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.