HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 16 TEMMUZ 2025, ÇARŞAMBA

FETÖ ne hikmetse bir tek Orhangazi’ye uğramadı!

16.07.2025 11:59
FETÖ ne hikmetse bir tek Orhangazi’ye uğramadı!
FETÖ ne hikmetse bir tek Orhangazi’ye uğramadı!
Bugün 15 Temmuz, FETÖ darbe girişiminin yıl dönümü. Darbe girişiminin üzerinden dokuz yıl geçmiş olmasına rağmen bugün yurt genelinde yapılan FETÖ operasyonlarında yüzlerce iş insanı gözaltına alınmış durumda. Yurdun her köşesinde yapılan FETÖ operasyonları ne hikmetse bir tek Orhangazi'ye yapılmamış. Duy da inanma.

FETÖ, Orhangazi'de ilk kez 2011 yılında resmi kayıtları kullandığımız için her türlü saldırının hedefi olmuştu. "Salya Sümük Çetesi", "FETÖ Cemaatçi Çete" tabirlerini kullanarak FETÖ'nün adliye yapılanmalarını kamuoyuna teşhir eden yine bizdik. Dönemin Cumhuriyet Savcısı tarafından "İrfan Bey, Hoca Efendi'nin cemaatinin üzerine yazılar yazıyorsunuz, dikkat edin" diye uyarılmıştık. Yoksa şaibeli bir trafik kazasına kurban gidebiliriz diye ikaz edildik. Bu uyarıdan kısa bir süre sonra aracımıza düzenlenen sabotaj sonucu ölümden dönmüştük.

Karsak Köyü İpekyolu'nun gasp edilmesinin arkasında VOPAK ve Ukrayna uranyum kaçakçılığının olduğunu, bu sistemin de FETÖ yapılanmasına bağlı olduğunu yazdığım için onlarca hukuksuz davaya maruz kaldım. 2013 yılında FETÖ'ye ait Gülfidan Öğrenci Yurdu'nun temelleri atılırken ilçe kaymakamı, bölge milletvekili başta olmak üzere ilçenin önde gelen heyetlerinin butona basmak için nasıl da sıraya girdiklerini, ilçe basınının bu ihanet temelleri için yağlı ballı manşetler attığını dün gibi hatırlıyoruz.

O gün Üçüncü Göz Medya ve İrfan Aydın olarak şu manşeti atmıştım: "Huzurevinin genelev olmasına göz yumanlar FETÖ'nün temellerini atmada yarışa girdiler." Hatırlatmak isterim; yıl 2013, henüz 17-25 Aralık süreci başlamamış ve FETÖ başta AK Parti olmak üzere devletin tüm kurumlarınca destekleniyordu. Bu manşetleri atan ben, dönemin başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik düzenlenen ve kamuoyunda 17-25 Aralık operasyonu olarak bilinen, gerekçesi yolsuzluklara dayandırılsa da özünde FETÖ operasyonu olan Tayyip Erdoğan'ı alaşağı etme planından da nasibimi aldım. 20 Aralık 2013 tarihinde bölgenin en büyük suç örgütünün lideri olduğum, hakim ve savcıların bu örgütün üzerine benim korkumdan gidemediği, örgütüme baskı yapan hakim ve savcılar için "Cemaatçi çete, FETÖ'cü çete" gibi yazılar yazarak onları baskı altına aldığım iddiasıyla hakkımda fezleke hazırlandı, telefonlarım Bursa Terörle Mücadele ekiplerince dinlenmeye başlandı.

Kurucusu olduğum iddia edilen örgütte kimler yoktu ki! Rahmetli Arslan İnce'den Yunus Doğulu'ya kadar toplamda on beş kişilik bir hayali oluşum. Tamamen hayal ürünü fakat FETÖ'nün gerçek hedefi bu iftiraların arkasındaydı. Erdoğan'a yapılan 17-25 Aralık operasyonları ve MİT TIR'ları operasyonları başarısız olunca bu dosya rafa kaldırıldı. Telefonlarım 2023 Aralık'tan 2024 Nisan'a kadar dinlendi, herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gerekçesiyle dinleme kayıtları imha edildi.

Sonrasında çok daha vahim bir süreç yaşandı. Türkiye'nin her yerinde yasa gereği kapatılan FETÖ'ye ait dershaneler Orhangazi'de dönemin İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün nezaretinde dört ay daha açık tutuldu. 2015 yılında FETÖ'nün bölge imamlarından biri Beşiktaş Derneği üzerindeki Kardelen Misafirhanesi'nde ziyarete gelerek bize yaptıkları kötülüklerden dolayı özür dilemiş, akabinde yeni dönem çalışmaları hakkında bilgiler vermişti. Kendisine, "Ben sizi uyarırken siz bana savaş açtınız. Şimdi bak dershaneleriniz kapatıldı, devamında nasıl operasyonlar yiyeceğiniz belli" dediğimde, "Erdoğan Bey, siz bu konuda çok haklıydınız. Siz bizi her zaman uyardınız, biz de sizi kıskandığınız için bunları diyorsunuz zannediyorduk. Ama siz haklı çıktınız. Bu Yezid — kastı Erdoğan — zaten bizi hiçbir zaman sevmedi ama sonu geldi. Marmara Bölge Bahar Toplantısı'nda Hoca Efendi müjdeyi verdi. 2016'nın ikinci yarısında bu Yezid devrilecek. AK Parti ile yeniden güçlü şekilde yola devam edeceğiz. Olmazsa da 2017'nin başından itibaren bu Yezid kesinlikle yok, ya ölecek ya yok olacak" diyerek 15 Temmuz darbe girişiminin sinyalini bizzat vermişti.

O gün ne yaptıysam toplantının tam yerini bulamamıştım. Ancak 2014 Mayıs ayında son toplu Marmara Bahar Toplantısı'nın yerini ve bu toplantıda Erdoğan'a yönelik suikast planlandığını, bu iğrenç planları, suikast şebekesi kanallarını yazılarımda anlattım. Bir asker kardeşimin dosyası üzerinden bir savcıyı kullanarak bana kumpas kurmaya çalıştılar. Allah'ın lütfuyla bu iğrenç operasyondan da sağ çıktım.

Cumhuriyete sahip çıkmazsak ya postal gelir ya külah! Bu yazılarla darbe hazırlıklarını deşifre ettim. Kosova Prizren'de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özel danışmanlarıyla bir araya gelip tüm bu bilgileri aktardım. Benden bölgedeki FETÖ'ye bulaşanların listesi istenince, "Darbecilerle saf tutanlarla FETÖ'ye ulaşanları ayırmak gerekir. Biz inancımız gereği kimseye zulmedilmesine taraf olamayız" dedim. FETÖ ekibiyle FETÖ ulaşı ekibini birbirine karıştırmamak gerekir. İkinci grupta yer alanların çoğu böyle bir yapının varlığından habersiz, sadece dini inançları gereği ve devlet gücünü kullananların teşvikiyle bu yapının içine çekilmiş insanlardır. Aslında bu ayrımı Sayın Cumhurbaşkanı da en baştan beri yapıyordu. İhanet, ticaret ve ibadet olarak tanımlanan bu ayrımda, maalesef ibadet kanadı olarak anılan ekipten her türlü bedel alınırken, ticaret kanadı verdikleri ulüfe karşılığında soruşturmalardan hep kurtuldu. İhanet kanadı ise gerçek FETÖ'yü oluşturan çekirdek kadrodur; kripto olarak ihanetlerine devam ediyorlar. Ya yurtdışına kaçtılar ya da ellerindeki imkânları teklif usulüyle kurtulmanın yolunu buldular.

12 Ağustos 2016'da Aleni Hizmet eden Tuna Gazetesi'nde tam sayfa ilan yayınlayarak "Bundan böyle tüm işimizi bıraktık, İrfan susturulmalı" dediler. İrdelenmesi gereken önemli bir konudur bu. Sonrasında tüm kamu adına yaptığımız uyarılara rağmen liste vermeyince belediyeler üzerinden emniyetle ilgili sorunlar çıkarıldı. Cumhuriyet Savcısı Mustafa Eken'e güvenliğim için kalemimin kırılması yönünde talepte bulunuldu. Orhangazi Adliyesi Yemekhanesi'nde malum milletvekilinin akrabası bir günlüğüne salındı, buna karşı çıkılmasının imkânsız olduğu söylendi. Herkes bu zehirli yapıyla hareket ederken bizim verdiğimiz mücadelenin önemini vurguladık. Bu işin içinde olanların canını yaktık, belki akılları başlarına gelir diye düşündük.

Netice itibariyle FETÖ'nün kurucusu, yöneticisi olmak iddiasıyla anayasa evinde M9 koğuşunda kaldım. Sayın Erdoğan'a yönelik darbe veya suikast planlandığı, FETÖ'nün Marmara Bölge Bahar Toplantısı'nın yerini öğrenir öğrenmez tahliye oldum. Tahliye olur olmaz ilk işim Rize'ye giderek Sayın Erdoğan'ın danışmanına elden bir dosya vermek oldu. Dosyada 2014 Mayıs'ında FETÖ'nün Marmara Bahar Toplantısı'nda Sayın Erdoğan'a yönelik suikast planı yapıldığı, ayrıca 15 Temmuz darbe gecesinde Orhangazi İznik Mahallesi'nde FETÖ Başkanlığı Personel Daire Başkanı ile bölge imamının birlikte olduklarına dair resmi tutanak vardı. Yeminle söylüyorum, yaşanan her şeyin canlı tanığıyım.

Tüm bu olaylar Orhangazi merkezli yaşanmış olmasına rağmen yurdun dört bir yanında FETÖ operasyonları yapılırken Orhangazi'de yüzeysel operasyonlar sonucu birkaç öğretmen dışında bilinen hiçbir FETÖ'cü çıkmaması düşündürücüdür. 2013'te temeli atılan öğrenci yurdu arazisinin sonradan ticaret konut alanına çevrilip bir esnafa satıldığını biliyor muydunuz?

Tüm bu gelişmeler ışığında Orhangazi FETÖ konusunda sütten çıkmış ak kaşık değildir. FETÖ yapılanmasının üzerine samimiyetle gidilecek olursa, Fethullah Gülen Hocası'nın sevenlerine soykırım yapan Recep Tayyip Erdoğan'ın en zengin iş insanlarının başında yer aldığı gerçeğini de birileri açıklamalıdır.

Bugünlük bu kadar. FETÖ uzmanlarından biriyim. Bu yapının zehirli köklerini bin yedi yüzlü yıllarda kurulan İngiliz Sömürge Bakanlığı'nda aramak gerekir. 15 Temmuz darbe girişimi olmasa bile FETÖ dünyanın en tehlikeli örgütlerinin başında yer almaktan geri kalmazdı. Bu yapıyla mücadele kısır döngülerle olmaz. FETÖ'ye borçlu olanlarla bu mücadele yürütülemez. Bu mücadelede önce Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın hakkını teslim etmek, sonrasında da Haydar Baş Hoca'nın özel yetiştirdiği kadrolara kulak vermek gerekir. Aksi halde Musa'nın şaşkın taraftarlığıyla aynı yerde dönüp dururuz.

Hz. Ali Efendimiz buyurur: "Bin kez mazlum olsan da bir kez zalim olma."

Hüseyin İrfan Aydın



 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.