HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 12 EKİM 2024, CUMARTESİ

Dolandırıcılığa Dur Dediğim ve Karsak Köyündeki İpek Yolunu Savunduğum İçin Cezaevine Giriyorum

03.09.2024 10:39
Dolandırıcılığa Dur Dediğim ve Karsak Köyündeki İpek Yolunu Savunduğum İçin Cezaevine Giriyorum
Dolandırıcılığa Dur Dediğim ve Karsak Köyündeki İpek Yolunu Savunduğum İçin Cezaevine Giriyorum
 "Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır" bu evrensel kural dünya kurulduğu günden kıyamete kadar değişmez bir kanun olarak kalacaktır. Bir yerde ya adalet vardır ya da zulüm payitaht olmuştur. 32 yılını geride bıraktığım gazetecilik mesleğinde birçok suikasta, saldırıya, haksızlığa, komplolara, iftiralara, ambargolara vs uğradım. Yetmedi, defalarca haksız yere mapus yattım, yatmaya da devam ediyoruz. Çok şükür hiç biri beni hak bildiğim yoldan zerrece döndürmemiştir. Zira ben bu mesleğe gönül verdiğimde rahmetli Baki BEKTAŞ Hocama söz vermiştim. O, gazeteciliği cerrahi doktorluğa benzetirdi. Yanlış neşterin dönüşü olmaz, mutlaka iz bırakır derdi. Dahası Ona göre "habercilik mesleğinin Piri peygamberlerdir" derdi. Çünkü gazeteci de haberi verirken yalın ve de doğru vermesi gerektiğine vurgu yapardı. Onun içindir bu kutlu mesleği yaparken her zaman kamu yararını önde tutmayı tercih etmişimdir. Elime geçen fırsatların binde birini şahsi menfaatim için değerlendirmiş olsaydım sayılı zengin! Gazetecilerden olurdum. Çok şükür bu dünyada bir tek dikili ağacım bile yoktur. Diktiklerimi de Allah için bağışladım.

Diyebilirim ki ömrümün dörtte üçünü kamu hizmetine adamış olmama rağmen kamudan tek kuruş menfaatim, maaşım vs olmamıştır. Geri kalan sürede de olsun istemiyorum. Bütün mücadelem Haklı Olanın Cesur Sesi olmaktı şükür ki bu zamana kadar bunu başardım, bundan sonra da kalan ömrümü bu minval üzere yaşamayı tercih ederim. Hiçbir zaman rahatlık peşinde olmadım, zevk ü sefaya dalmadım. Çileyi her daim ağız edindik. Bizi bilenler bilir, bilmeyenler de yakında daha iyi öğrenirler.

Şimdi gelelim meselenin özüne. Öncelikle bu yazıyı yazmak zorunda kaldığım için üzgün olduğumu beyan etmek isterim. Maalesef adliyelerde 2010 referandumu ile başlayan işgal 2012 yılında zirveye çıkmış, 15 Temmuz Darbe girişimiyle de 2016 yılında kendini iyice belli etmişti. Darbe Girişimi sonrasında FETÖ ile bağlantıları olduğu gerekçesiyle yargıdan atılan 20 binin üstündeki hakim ve savcının yerine işi alınan birçok hakim ve savcının da yeni bir yapılanmanın, dahası emir komuta zincirinin halkaları olduğu gözden kaçırıldı. Hukuk bilmeden, adaletin önemini anlamadan Hakimlik ve Savcılık makamlarına oturtulan birçok kişi bugün adalet dağıtıyorum iddiasıyla zulme kapı açıyorlar.

2010 – 2015 yılları arasında FETÖ dosyasını açtığım ve de adliye ve emniyette cemaatçi çeteler var, yurt genelinde bazı hakim, savcı, asker, polis, bürokratların Gülen Yapılanmasındaki ağabi ve ablalardan emir aldıklarını, ülkenin büyük bir çıkmaza sürüklendiğini yazdığım için dönemin Orhangazi Adliyesinde şahsıma yönelik toplamda 15 yıldan fazla hapis cezası verilmişti. Bu davaların tamamı Yargıtay aşamasında beraatle sonuçlanmış, sadece bir dosyadan iki ayrı ceza kısmen onanmıştı. Birisi "Kim dışarıdan getirdiği zeytini Orhangazi zeytini diye satarsa emek ve güven hırsızıdır" yazdığım için dönemin savcısı bir zeytin tüccarına "Sen buradan şikayetçi olursan İrfan'a ceza çıkarırız" diyerek yönlendirip hakkımda şikayetçi olmuştu. "Ben dışarıdan getirdiğim zeytini Orhangazi zeytini diye satıyorum. Dolayısıyla bana hırsız dedi" diyerek benden şikayetçi olan şahıs hakkımda dava açılmasını sağlamıştı. Bir sonraki yazımda bu kez şahsın ismini de vererek "Falanca kişi dışarıdan getirdiği zeytini Orhangazi zeytini diye sattığını dolayısıyla benim geçen hafta emek ve güven hırsızları yazımın Onun için yazıldığını iddia ederek bana dava açmışlar" diye yazı yazdım. Bu yazıda şahsın adını kullandım. Savcı buradan da dava açtırdı. Oysa ki aynı konuda 2 ayrı dava olmaması gerekirdi. Hülasa 2 ayrı davadan ayrı ayrı ceza aldım. Her iki davayı da Yargıtay'a taşıdık. İsim vererek "Falanca kişi dışarıdan getirdiği zeytini Orhangazi zeytini olarak satarak emek ve güven hırsızlığı yapmaktadır" diye yazdığım yazının davasına bakan ilgili Yargıtay Dairesi "Gazeteci burada kamu görevini yerine getirmiştir. Ödüllendirilmesi gerekirken cezalandırılmıştır" diyerek kararı kökten bozdu. Adını vermeden yazdığım yazıyla ilgili açılan davayı da Yargıtay'ın bir başka Dairesi onadı ve 2 gün sonra FETÖ gerekçesiyle hepsi görevden alındı.

Sonuç olarak KİM DIŞARIDAN GETİRDİĞİ ZEYTİNİ ORHANGAZİ ZEYTİNİ DİYE SATARSA EMEK VE GÜVEN HIRSIZLARIDIRLAR" dediğim için 3 ay 15 gün hapis yattım.

Karsak Köyündeki İPEK YOLUNU Savunmak da Suç Oldu!

Daha da vahim olan dosya ise Orhangazi Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/316 Esas numaralı dosyası. FETÖ ile cephede tek başıma mücadele ettiğim ve topyekün üzerime gelindiği dönem. Ali Demirel (AD TARIM) Karsak Köyünün binlerce yıldan beri kullanılan (İPEK YOLU) yolunu kapatması üzerine Köy Muhtarı İlçe Kaymakamlığına şikayet dilekçesi verir. Dönemin Orhangazi Kaymakamı sayın Ertan Peynircioğlu da yolun açılması için resmi yazı yazar. AD Tarım yolu açma taahhüdünde bulunur fakat yolu açmak yerine Nizamiye Kapısı kor ve arka tarafına perde beton döker. Karsaklı çiftçilerin binlerce yıldan beri kullandıkları, TSK Harita Kadastro Komutanlığı haritasında resmi yol olarak görünen İpek Yolu yeniden kapatılmış olur. Bunun üzerine muhtar yeniden şikayet dilekçesi verir. Kaymakamlık dönemin Yazı İşleri Müdiresi Ayfer Hanım başkanlığında bilirkişi heyetini gönderip yolun açık mı kapalı mı olduğunu tespit etmelerini ister. Netice itibariyle heyet (korkutulmak ya da ödüllendirilmek! Suretiyle) duvar örülerek kapatılmış olan yolun AÇIK OLDUĞUNA DAİR YANILTICI TUTANAK TUTARLAR. Tutanak neticesinde yol açıktır! Gerekçesiyle muhtarlığın şikayeti ret edilir. Bunun üzerine Köylü burada eylem yapar fakat haber yapması için davet edilen dönemin DHA muhabiri "AD Tarım Tuna Gazetesine reklam veriyor, onun aleyhinde haber yapamayız!" diyerek köylülerin eyleminin haber yapılmasının önüne geçiyor. Seslerini namusluca duyurmak isteyen Karsak Köyü ahalisi Köy Kahvesinde toplanarak  beni ( 3.Göz Medya Genel Koordinatörü İrfan Aydın) davet ettiler. Bin yıldır kullanılan İPEK YOLUnun gasp edildiğini, Karsak Köyünün tarlalarla irtibatının kesildiğini beyanla seslerini duyurmamı istediler. Ben de kendilerinden belgelerini istedim. TSK Tapu Kadastro Komutanlığının haritasından tutun da Kaymakamlık Yazı İşlerinin tuttuğu usulsüz ve de gerçek dışı tutanağa kadar zerrece şüphe götürmez resmi belgelerden birer örnek aldıktan sonra dosyayı açtım. 3.Göz Gazetesinin 7 /12 Mart tarih ve 206. Sayısında "RÜŞVET YOKSA KÖRLÜK VARDIR" başlığıyla konuyu ele aldım.

Bu yazım nedeniyle Ali Demirel ve dönemin İl Genel Meclis Üyesi Yusuf Bektaş'ın şikayetçi yaptırılması nedeniyle Orhangazi Cumhuriyet Savcısı Yavuz Selim Şener bana dava açtı. İşte o davanın İDDİANAMESİ:

GEREGI DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Orhangazi C.Başsavcılığı'nın iddianamesiyle ;"C.Başsavcılığımız 2012 / 585 Hazırlık Nolu soruşturması kapsamında, "Orhangazi İlçesinde haftalık yayın yapan 3.Göz Gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü olan yukarıda açık kimlik ve adresi yazılı İrfan Aydın'ın, 7-12 Mart 2012 tarih 206 Sayılı 3. Gazetesinde, "Rüşvet yoksa körlük başlıklı köşe yazısında özetle, ilçemizde Karsak Köyü altı İznik Yolu 1 Km. Adresinde faaliyet gösteren AD Tarım San. Ve Tic. A$.'nin işletme arazisinin Karsak köyü'ne ait kamu yolunu işgal ettiği, yolu kapatarak köylülerin haklarını gasp ettiği, kamu görevlilerine rüşvet vererek hukuk tanımadığı, rüşvet vermese dahi başta kaymakamlık olmak üzere adli mercilerdeki kamu görevlilerinin yolun gasp edildiğini görmelerine rağmen görmezlikten gelerek suç işlediklerini, bu konunun takipçisi olmaları nedeniyle haklarında hakaret suçlamayla kamu davası açıldığı, milletin hakkını savunmak suç ise suç işlemeye devam ederek Karsak köylülerinin haklarını savunmaya devam edeceklerini yazdığı, 08.03.2012 tarihinde C.Başsavcılığımızda alınan ifadesinde de bu konular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu beyan ettiği, ilgili şirket yetkilisinin şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde üzerine atılı suçlamayı inkar ettiği, delil olarak dosyaya sunduğu belgelerin yapılan incelemesinde geçmiş tarihte köy yolunun geçtiği iddia edilen arazinin Karsak Köyü mevkiinde bulunan 2935-42 ve 45 Nolu parsellerin birleştirilmesi neticesinde 2956 nolu tek parsel sınırları içinde kaldığı, parselin mülkiyetinin Ali Demirel adına olduğu, birleştirme işleminin Bursa Il Genel Meclisi Kararı ile gerçekleştirildiği, kararın usul ve yasaya aykırılığı konusunda açılmış bir davanın bulunmadığı, 10.02.2012 tarihli bilirkişi Raporundan hareketle Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesi 15.02.2012 tarih ve 2012/3 Değişik Is sayılı Kararında da 2956 say1lı parsel sınırlarında her hangi bir yolun varlığının tespit edilemediğine dair karar verilmesi" nedenleriyle şüpheli Ali Demirel hakkında 14.03.2012 tarihli Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmesine ve kararın 20.03.2012 tarihinde ihbar eden İrfan Aydın'a tebliğ edilerek, İrfan Aydın hakkında iftira suçundan 2012/ 103 Karar Nolu iddianame ile Asliye Ceza Mahkemesinde Kamu Davası (Esas 2012 / 214) açılmasına rağmen,( NOT: BU DAVALARDAN BERAAT ETTİM) 3.Göz Gazetesi sorumlu yazı işleri müdürü olan şüpheli İrfan Aydın'ın, 1-7 Mayıs 2012 tarihli 3.Göz Gazetesi 213 sayısının 14. Sayfasında, İl genel Meclisi Üyesi olması nedeniyle kamu görevlisi sayılan müşteki Yusuf Bektaş'ın fotoğrafını ekleyip, ismini de açıkça zikrederek, "Karsak köyüne ait BİN YILLIK İPEK YOLUNUN GASP EDİLDİĞİNİ göremeyen il Genel Meclisi Üyesi Yusuf Bektaş'n özenle ve de ısrarla takip ettiği rantsal ruhsat meselesi her birinizi zan altında bırakacaktır. ... VOPAk bölgede yirmi adet tarım deposuyla ön anlaşma yaptı. Bu neyin peşkeşi ki önce tarım deposu ruhsatı veriyorsunuz, sonrasında da işletme ruhsatı.( YAZAR NOTU: YALOVA'DA KURULMAK İSTENEN KİMYASAL ATIK DEPOLAMA VE İMHA TESİSİNİN BÖLGE İÇİN İNTİHAR OLACAĞINI SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN DA GÖRDÜĞÜ İÇİN SON ANDA VOPAK'IN KURULMASINA ENGEL OLDU!) Kim ne kadar rüşvet aldı açıklasın. Aksi takdirde Bursa [1 Genel Meclisi Üyelerinin tamamı zan altında kalacaktır..." şeklinde yeni bir köșe yazısı yazması sonrasında, müştekilerin söz konusu köşe yazısı nedeniyle şüpheli hakkında hakaret, iftira ve halkı kanunlara uymamaya tahrik suçlamasıyla ayrı ayrı şikayetçi olmaları üzerine yürütülen soruşturmada şüpheli İrfan Aydın alınan savunmasında özetle "Tarımsal Depo ruhsat bulunan AD Tarım isimli şirkete İşletme Ruhsatı verilmesinin imkansız olduğunu, böyle bir ruhsat verilmesi halinde il Genel Meclisi Üyelerinin rüşvet almış olma ihtimallerinin gündeme geleceğini ve de bu yönde yapılan hukuksuz girişimlerin engellenmesi gerektiğini vurguladığını..." beyan ederek üzerine atılı suçlamaları inkar etmiş ise de, şikayete konu köşe yazısı içeriğinde açık bir şekilde müşteki Ali Demirel'e önce tarımsal depo ruhsatı verildiği, sonra da rüşvet karşılığında işletme ruhsatı verildiği, rüşvet alan kişinin İl Genel Meclisi Üyesi olan diğer müşteki Yusuf Bektaş olduğu açık bir şekilde ima edildiğinden, basın özgürlüğü ile bir ilgisi bulunmaksızın,aynı fiille müştekilerin onur ve saygınlığına zarar veren, şüphelinin köşe yazısında ifade ettiği cümlelerle yaptığı savunmanın birbirinden farklılık arz etmesi karşısında, üzerine atılı Basın Yoluyla Kamu Görevlisine Hakaret, İftira ve Halkı Kanunlara uymamaya Tahrik suçlarını işlediği anlaşıldığından ( YAZAR NOTU: ALLAH AŞKINA BU CÜMLEYE BAKAR MISINIZ! NEYMİŞ HALKI KANUNLARA UYMAMAYA TEŞVİK ETMİŞİM. YA HU BEN KAMU GÖREVLİLERİNİ VE SAVCIYI KANUNLARA UYMAYA DAVET EDERKEN HALKI NASIL KANUNLARA UYMAMAYA DAVET ETMİŞ OLABİLİRİM! KANUNSUZ İŞ YAPAN KAYMAKAMLIK YAZI İŞLERİ MÜDİRESİ VE DÖNEMİN SAVCISI) ; Şüphelinin yargılanmasının mahkemenizce yapılarak eylemine uyan yukarıdaki sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, kamu adına iddia ve talep olunur. "şeklinde talepte bulunulmuştur.

Mahkememizce verilen 15/01/2013 tarih ve 2012/3 16 Esas sayılı 20 13/9 karar Sanık tarafından temyiz edilmiş ve 1011899'nin 18/06/2014 tarih 2014/792 ESAS ve 2014/7459 Karar sayıl ilamıyla bozulmuş olmakla dosya yeniden ele alınmıştır.

SAVUNMALAR:

SANIK İRFAN AYDIN SORGU VE SAVUNMASINDA: Yargıtay bozma ilamına uyulmasını talep ediyorum

Yargıtay hukuka uygun tespitlerde bulunmuştur.  Ben gazeteci olarak kamu yararının olduğu bir konuda haber yapabilirim. Ayrıca ben Orhangazi Kaymakamlığının ve Şehircilik Bakanlığı'nın resmi görüşünü haber yaptım Suçsuzum öncelikle beraatımı talep ediyorum, şayet mahkeme aksi kanaatte olup hakkımda ceza verilecekse CMK 231 maddesinin uygulanmasını isterim savunmam bundan ibarettir başka bir diyeceğim yoktur demiştir."

YUKARIDA SAYI NUMARALARIYLA BİRLİKTE SUNDUĞUM RESMİ BELGEDEN DE ANLAŞILACAĞI ÜZERE 1000 yıllık Karsak Köyündeki İPEK YOLUNU savunmak SUÇ SAYILDI! Haberi resmi belgelere dayandırarak yaptık. Bu dosya bugün bile gerçek hukukçular tarafından ele alınırsa bizim haklılığımız tescillenmiş olur. Bu dosyadan önce Ali Demirel ve Yusuf Bektaş'a iftira ve hakaret ettiğim gerekçesiyle yüksek cezalar almışsam da Yargıtay dosyayı bozarak iftira ve yalan haber olmadığına hükmetti. Ali Demirel konusunda dosya düşerken yeniden yargılamada bu kez RÜŞVET İMASI NEDENİYLE YUSUF BEKTAŞ hakkında bana 11 ay 20 gün ceza verildi ve bu ceza 1 yıl ertelendi. Kesinleşme tarihi 20192a denk geldiği için de 3 yıl içinde isnat edilen suçlar MÜKERRER KAPSAMINDA ELE ALINIYOR VE NEREDEYSE TÜM YASAL HAKLARDAN MAHRUM EDİLİYORUM. Şuan ADLİ DOSYALARDA BAŞIMA BELA OLAN DOSYA BUDUR. Mahkemeler Yüce Türk Milleti adına karar vermek zorundadırlar. Lütfen şimdi siz karar verin Ey Yüce Türk Milletinin şerefli mensupları. Bu dosyadan bana nasıl suç isnat edilebilir! Gerçek suçluları FETÖ YARGISI korudu! Yusuf Bektaş'ın o dönemki hizmet! Anlayışını bilmeyen yok. Ben ödül beklemiyorum fakat bu dosya nedeniyle şahsi kin ve nefretle hareket eden bazı savcıların mütalaası ve de yargıdaki siyasi baskı nedeniyle katillere, uyuşturucu tacirlerine reva görülmeyen cezalar bizim için uygulanmak isteniyor. Takdir sizin ve de adalet için ben de varım diyenlerindir.

Dolandırıcılığa Dur Dediğim İçin Mahpus Yatacağım!

Evet yanlış okumadınız, dolandırıcılığa dur dediğim için mahpus yatacağım. Hem de 2 yıl! Orhangazi'de kendisini Gelecek Partisi Kurucu İlçe Başkanı olarak tanıtıp milletin güvenini kazanan bir şarlatan onlarca insanı dolandırıp kaçtı. Kuruluş aşamasında Gelecek Partisi İl Başkanı ile çektirdiği fotoğrafı ilçedeki bazı şaşkın gazetecilere haber yaptıran Yekta Tekin adlı şahıs, Gelecek Partisi kurucu ilçe başkanı olduğu yalanıyla afişler dağıtmış, hanımının üzerine açtığı telefoncu dükkanında da avlarını beklemeye başlamıştı. İlçe genelinde bize ulaşan bilgilere göre onlarca insanı ağına düşüren ve nitelikli dolandırıcılığın bize göre tüm şartlarını taşıyan bu olay bize geldiğinde müdahil olduk. Arda isimli garibanlık içinden yuvasını kurup hayata tutunan bir delikanlıyı da ağına düşüren dolandırıcı zanlısı Yekta T. Aldığı telefonun ücretini hesaba havale edip dekontunu da mağdurlara atıyor. Buraya kadar her şey normal görünse de işin rengi burada değişiyor. DEKONT SAHTE. YANİ PARA HİÇBİR SURETLE HESABINIZA AKTARILMIYOR! Nasıl yaptığını uzmanların çözmesi gereken bir dolandırıcılık sistemi. Siz dekontu görünce para geldi zannediyorsunuz ama para hiçbir zaman hesabınıza yatmıyor. Dekont var, para yok! Sonra başlıyor YALAN RÜZGARI! Hesaba bloke konmuş, havale onun için geçmemiş, bir gün sonra elden paranızı ödeyeceğim, yarın gel al… bu bir süre böyle devam ediyor. Sonrası daha da vahim! Önce size bir sözleşme veriyor. "falanca kişiden filan tarihte şu marka telefonu bu fiyata satın aldım. Ödemesini de şu tarihte yapacağım!" hadi biraz daha süre kazanıyor ki bu arada yeni avlar ağa düşüyor. Kaba kuvvet kullananlar paralarını alıyor. Hukuk içinde kalmak istediyseniz yandınız. Tıpkı Arda'nın ve benim yandığım gibi..

Bundan sonrasını resmi dosya kapsamında izah edelim. Orhangazi 3.Asliye Ceza Mahkemesinde DOSYA NO: 2022/475 ESAS numaralı dosyada tüm ayrıntılar var. İlgilenenler girip bakabilirler. Dosyanın savcısı şaşılmayacak şekilde yine Onur Korkmaz Bağışlar! Bu ismi not alın çünkü ilerleyen günlerde adını çok duyacaksınız.

Arda, 3.Göz Gazetesine gelerek mağdur edildiğini söyledi. Ben de belgesinin olup olmadığını söyledim. O da bana Yekta T.nin kendisine verdiği ve dükkan kaşesi ile kaşelenmiş kağıdı verdi. Baktım ki olay doğru. Telefon alınmış ama ödeme yapılmamış. Ekonomimiz çok iyi! Olduğu için esnafa fırsat verme babında sözleşmedeki telefon numarasını aradım. Kendimi tanıtmak isteyince Yekta "Abi seni tanımayan mı var. Buyur nasıl yardımcı olabilirim" dedi. Ben de durumu izah ederek Arda'nın savcılığa gitmesine engel olduğumu, haber de yapmak istemediğimi durumun ne olduğunu sormak gerektiğini izah ettim. Bana "Abi Allah aşkına haber yapma. Sen haber yaparsan dükkanı kapatmak zorunda kalırım. Bir gün sonra ödemeyi yapacağım" diyerek yeminler etti.  Ben de arkadaş samimiysen sana 3 gün müsaade. Bu delikanlının durumu iyi değil üzmeyin birbirinizi dedim. Teşekkür etti ve iş tatlıya bağlandı zannettik. Meğerse oyun esas şimdi başlıyormuş. O bir gün bir hafta, iki hafta nihayet ayı buldu. Bu esnada yapılan yeminlerde ne hanımı kaldı ne çocukları… süreç içinde dolandırıcılık üzerine onlarca ihbar yağmaya başladı. Ben de haberini yaptım. Önce haberi yalanladılar, bunun üzerine borçlu olduğuna dair verdiği evrakı yayınladım. İŞTE KAPANA GELMİŞİM… meğerse dükkan hanımı Ezgi'nin üzerindeymiş ve de bunu zaten bir plan dahilinde yapıyorlarmış. Kaşedeki Vergi Numarası da Ezgi hanımın T.C. numarasıymış. Vay efendim ben nasıl olur da kişisel verileri yayarmışım ve de tahsilatçılık! Yaparmışım diyerek birçok hukuksuz işlerine tanıklık ettiği ve de şahsıma yönelik özel kini olan savcı Onur bey tarafından TAHSİLATÇILIK suçlamasıyla mevcutlu olarak gözaltına alındım. 6 bin Tlnin tahsilatçılığını yapmışım! Sonrasında açılan davada Ezgi Hanıma ait kaşe bilgilerini yayınladığım gerekçesiyle şahsıma kişisel verileri yaymaktan 2 YIL, TEHDİT VE HAKARET İDDİALARINDAN DA 3 AY  MAHPUS CEZASI VERİLDİ. İstinaf tehdit ve hakaret iddialarını bozdu ama kişisel verileri yayma suçundan verilen 2YIL MAHPUS CEZASINI ONADI. Yukarıda ayrıntılarını verdiğimiz Yusuf Bektaş davası da esas alınınca TEKERRÜR hükümleri uygulanarak asgari 4 Ay Gemlik Açık Cezaevinde istirahat uygun görüldü! Nasıl adalet ama! Dolandırıcılığa dur demek suç oldu. Yeri gelmişken söyleyeyim bu arkadaşlar aynı yöntemle piyasanın canına okuyorlar. Hanımı serbest bölgede fabrikada dürüst! Çalışıyor görünüyor ama Yekta operasyonlara aynı yöntemle devam ediyor. Bu esnada dolandırılanların Orhangazi Savcılığına yaptıkları şikayetlerden sonuç alınmıyor! Artık onu da Onur savcıya soracak gerçek Cumhuriyet Savcılarına havale edelim. Biz bu adliyelerde nice çete üyesi savcılar, uyuşturucu baronları, makam odasında sekreterine atlayanlar, tetikçilik yapanlar, hedef gösterenler vs. gördük de hiçbir zaman gerçek Cumhuriyet Savcılarımıza olan güven ve inancımızdan taviz vermedik. Şimdi de öyle olacak ve de görevini kötüye kullanan kim varsa ister savcı, ister hakim, ister istihbaratçı vs fark etmez. Kadim Türk Devletinin Adaletiyle yüzleşecekler. Kamuoyuna saygıyla duyurulur

Haklı Olanın Cesur Sesi 3.Göz Medya Genel Koordinatörü İrfan Aydın

02 Eylül 2024





 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.